Tek derdi İslâm!

SERDAR ARSEVEN'İN HABERİ... 

Ahmet Yesevi Üniversitesi eski Mütevelli Heyeti Başkanvekili ve Üyesi Feyzullah Budak, “Balyoz” operasyonunun bir numaralı ismi Emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın “ulusalcılık” iddiasında bulunduğunu hatırlatarak; “Ulusalcılık mı? Bakın nasıl ulusalcılık” dedi ve o dönemde yaşananları anlattı.

Ahmet Yesevi Üniversitesi eski Mütevelli Heyeti Başkanvekili ve Üyesi Feyzullah Budak, “Balyoz Darbe Planı”nın bir numaralı ismi Emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın “ulusalcılık” iddiasında bulunduğunu hatırlatarak; “Ulusalcılık mı? Bakın nasıl ulusalcılık. Kendisi Sezer tarafından hukuka aykırı bir şekilde Mütevelli Heyet Başkanlığı’na atandıktan hemen sonra, Türk dünyasının yoksul öğrencileri için ayırdığımız aylık 35 dolarlık bursu kesti. Bu bursun toplam yıllık maliyeti 85 bin dolardı. Müslüman Türk evlatlarının ekmeğini kesen Doğan, mevcut çok az kullanılmış makam aracını bir kenara atarak, 185 bin dolarlık yepyeni bir makam aracı almaktan çekinmedi.”

İLAHİYATÇI DÜŞMANLIĞI!
Budak; Doğan’ın marifetlerini sıralamaya şöyle devam etti: “Bundan daha önemlisi, Türk dünyasındaki toplam 54 lisede 5 bin öğrenciye verilen Türkiye Türkçesi eğitimini durdurdu. Gerekçesi de, Türkçe öğretenlerin arasında ilahiyatçıların da bulunması idi!.. Bu ulusalcılık işte böyle bir ulusalcılıktır!..”

PKK’LILARA YOL AÇILDI, BU MU ULUSALCILIK!..
“Bizim bir sözlü sınav denilen kontrol mekanizmamız vardı. Bunun en önemli amacı da PKK’lıların ve diğer zararlıların sızmasını engellemekti. Kontrol mekanizması kalkınca, PKK’lıların sızması için uygun zemin meydana getirildi. Frenimiz sayesinde görülmeyen PKK’lılık, Doğan döneminde başladı. Bu, işte böyle bir ulusalcılıktır.”

ALKOLİZMİ TEŞVİK ETTİ!..
“Kazakistan’da alkol kullanımı çok yaygındır. Biz, Mütevelli Heyet üyeleri olarak alkollü toplantılarda alkol almayarak Kazak kardeşlerimize örneklik teşkil etmeye çalıştık. Bu da faydalı oldu. Kazak kardeşlerimiz bizleri örnek alıp, alkolden uzaklaşmaya başladı. Çetin Doğan gelir gelmez, ‘çağdaşlık’ adına içki kullanımını teşvik etti. Üniversitenin Ankara’daki Mütevelli Heyet binasında bile haftalık içkili sosyal etkinlikler düzenlenmeye başlandı. Üstelik, bu etkinlikler ne hikmetse, tam da Cuma gününe denk geliyordu!.. Ve işin garibi, başörtüsü yasağı, bu binanın kamusal alan olması sebebiyle alınmıştı. Aynı kamusal alanda, Cuma günleri içkili toplantı düzenlemekte mahzur görülmüyordu.”

MASRAFLARI KATLADI, EĞİTİM KALİTESİNİ DÜŞÜRDÜ
“Kısa süre içinde idari kadroyu üçe katladı. İstanbul’da 20 yıl hizmet verebilecek olan ve kendi lojmanına da çok yakın olan Mecidiyeköy’deki büroyu iptal ederek, Beykoz sırtlarında bağımsız bir bina kiraladı. Aylık kiramız 2 bin 500 TL idi, 20 bin TL’ye çıktı. Sadece buradaki araç sayısını 5’e katladı. Bunu, öğrenci burslarını kesen Doğan yaptı. Eğitim kalitesi düştü, masraflar katlandı. Ulusalcılık, kaynakları böyle heba etmektir.”

CAMİYE TAKOZ KOYDU!..
“Diyanet Vakfı tarafından üniversite kampusüne bir cami yapılacaktı. Geldi, ‘Böyle şey olmaz’ diyerek engelledi. Başörtüsü yasağını üniversiteye o getirdi. Tamam, hadi diyelim İslâm’a bakışın böyle. Türkiye Türkçesinden ne istedin; Türk öğrencilerin bursundan ne istedin?.. İlahiyatçılardan ne istedin?.. Amacın neydi?.. Türklük bilincinin yaygınlaşması, seni niçin rahatsız etti?.. Milletim bu zihniyeti görsün ve ‘irtica’ söyleminin ardındaki gerçekleri kavrasın.”

VAKİT