Danıştay'ın AK Parti öncesi ve sonrası!

Danıştay'ın AK Parti öncesi ve sonrası!
Danıştay 8. Dairesi, 1997-2002 yılları asrında, yargının yetkisinin, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu yönünde karar verdi ve idarenin yerine geçerek karar vermedi. Aynı daire, AK Parti iktidarında ise, kendisini hü

KENAN KIRAN'IN HABERİ...

İşte Danıştay 8. Dairesi’nin, siyasallaştığını gösteren 4 kararı:  

Danıştay 8. Dairesi’nin 11 Ocak 2001 tarihli kararı: Bir vatandaş polis okulu öğrenci adaylığına başvurdu ancak başvurusu kabul edilmedi. Mahkeme, söz konusu kişinin polis adayı olabileceğine hükmetti. Söz konusu olay, Danıştay 8. Dairesi’ne gitti. Danıştay 8. Dairesi, İçişleri Bakanlığı’nın polis adayı belirleme yetkisinde olduğuna hükmetti.

Danıştay 8. Dairesi 15 Kasım 1999 tarihli kararı: Bir öğretim üyesi, Gazi Üniversitesi'nin bir bölümüne atanamadı. Söz konusu olay Danıştay 8. Dairesi’nde görüşüldü. Danıştay, YÖK’ün lehinde karar verildi.

Danıştay 8. Dairesi’nin 1997 kararı: İki öğretim üyesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Genel Biyoloji Anabilim Dalı'nda boş bulunan Yardımcı Doçentlik kadrosuna atanma başvurusunda bulundu ancak juri görüşü esas alınarak atamalar yapılmadı. Danıştay 8. Dairesi, atamaların yapılmamasında hukuka aykırılık bulunmadığına hükmetti ve YÖK lehine karar verdi.

Danıştay 8. Dairesi'nin 15 Haziran 1999 tarihli kararı: Ordu Barosu'na kayıtlı bir avukat, hakkında soruşturma izni verilmemesine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açtı. Danıştay 8. Dairesi, söz konusu olayda Adalet Bakanlığı'nın lehinde karar verdi ve bir avukat hakkında Adalet Bakanlığı'nca soruşturma izni verilmemesinin idari işlem olduğuna hükmetti.

Üniversiteye girişteki katsayı adaletsizliğini ortadan kaldıran YÖK'ün düzenlemesinin yürütmesini durduran Danıştay 8. Dairesi’nin, siyasallaştığının belgelerini gözler önüne seriyoruz.  

1997-2002 YILINDA İDARENİN YERİNE GEÇECEK KARAR ALMADI
Danıştay 8. Dairesi; Mesut Yılmaz’ın Başbakanlık yaptığı ANAP-DSP-DTP Hükümeti (30 Haziran 1997-11 Ocak 1999), Bülent Ecevit’in Başbakanlık yaptığı azınlık hükümeti (11 Ocak 1999-28 Mayıs 1999) ve yine Bülent Ecevit’in başbakanlık yaptığı DSP-MHP-ANAP Hükümeti (28 Mayıs 1999-18 Aralık 2002) dönemlerinde, Anayasa’nın 125. maddesine uydu, yargının yetkisinin, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu yönünde karar verdi ve idarenin yerine geçerek karar vermedi.

AK PARTİ DÖNEMİNDE KENDİSİNİ HÜKÜMET YERİNE KOYDU
Aynı Danıştay 8. Dairesi; AK Parti iktidarında ise, kendisini hükümet yerine koydu, Anayasa’nın 125. maddesinde yer alan; “Yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemez” hükmünü yok saydı.

İŞTE O KARARLAR


AK PARTİDEN ÖNCE:
Danıştay 8. Dairesi’nin, AK Parti Hükümeti’nden önce aldığı kararlar şöyle:

1- “DANIŞTAY, İDARİ İŞLEM NİTELİĞİNDE KARAR OLUŞTURMAKTAN KAÇINMAKTADIR”
Bir vatandaş polis okulu öğrenci adaylığına başvurdu ancak ifade ve temsil yeteneğinin yetersiz bulunduğu gerekçesiyle istemi reddedildi. Bunun üzerine vatandaş, İdare Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme, söz konusu kişinin polis adayı olabileceğine hükmetti. Söz konusu olay, Danıştay 8. Dairesi’ne gitti. Danıştay 8. Dairesi, İçişleri Bakanlığı’nın polis adayı belirleme yetkisinde olduğuna hükmetti.

Danıştay 8. Dairesi 11 Ocak 2001 tarihli kararında; “İdari işlemlerin hukuka uygunluğunun araştırıldığı iptal davalarının vazgeçilemez koşullarından biri, idari işlem niteliğinde karar oluşturmaktan kaçınmak ve dolayısıyla yerindelik niteliğini taşıyan yaklaşımlardan uzak durmaktır” denildi.

2- “DANIŞTAY, YÜRÜTME GÖREVİNİ KISITLAYACAK YARGI KARARI OLAMAZ”
Bir öğretim üyesi, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalına öğretim görevlisi kadrosuna atanmaması ve ilan edilen kadronun iptal edilmesi üzerine İdare Mahkemesi'ne dava açtı. Söz konusu olay Danıştay 8. Dairesi’nde görüşüldü ve Yüksek Öğretim Kurulu’nun lehinde karar verildi.

Danıştay 8. Dairesi 15 Kasım 1999 tarihli kararında; “Anayasanın 125. maddesinin 4. fıkrası ile 2577 sayılı yasanın 2. maddesinde, idari işlemler üzerindeki yargısal denetimin, hukuka uygunluğunun saptanması ile sınırlı olduğu yürütme görevinin Kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemeyeceği kuralı bulunmaktadır. İdarelerin birden çok seçenekten birisini tercihte takdir yetkisi ile donatıldıkları durumlarda, yargı organınca yapılacak denetimin idarenin tercih ettiği seçeneğin hukuka uygunluğu ile sınırlı olup, idareyi bu seçeneklerden birisini tercihe zorlayacak nitelikte olamayacağı belirtilen Anayasa ve Yasa kuralları gereğidir” denildi.

3- “DANIŞTAY’IN YARGISAL DENETİMİ, HUKUKA UYGUNLUKLARIN SAPTANMASINDAN İBARETTİR”
İki öğretim üyesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Genel Biyoloji Anabilim Dalı'nda boş bulunan Yardımcı Doçentlik kadrosuna atanma başvurusunda bulundu ancak juri görüşü esas alınarak atamalar yapılmadı. Danıştay 8. Dairesi, atamaların yapılmamasında hukuka aykırılık bulunmadığına hükmetti. Danıştay 8. Dairesi'nin kararında; "2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 125. maddesinin üçüncü fıkrasında, "Yargı etkisinin, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. Yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemez." kuralına yer verilmiş, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 2. maddesinin (2) numaralı fıkrasında da, "İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler, yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler." kuralı getirilmiştir. Belirtilen Anayasa ve yasa kurallarına göre, idari yargı yerlerinin, idari işlemler üzerindeki yargısal denetimi, bu işlemlerin hukuka uygunluklarının saptanmasından ibarettir. Bu denetim, idarelere yapacakları eylem ve işlemler bakımından takdir yetkisi tanınan kimi durumlarda, bu yetkinin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olarak kullanılıp kullanılmadığının, nesnel davranılıp davranılmadığının belirlenmesi ile sınırlı olmaktadır" denildi.

4- “İDARE TAKDİR HAKKINI KULLANIR”
Ordu Barosu'na kayıtlı bir avukat, hakkında soruşturma izni verilmemesine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açtı. Danıştay 8. Dairesi, söz konusu olayda Adalet Bakanlığı'nın lehinde karar verdi ve Avukatlık Yasası'nın 58. maddesi uyarınca bir avukat hakkında Adalet Bakanlığı'nca soruşturma izni verilmemesinin idari işlem olduğuna hükmetti.

Danıştay 8. Dairesi'nin 15 Haziran 1999 tarihli kararında; "Söz konusu idare izninin veya verilmemesinin hukuka uygun olup olmadığının yargı denetimi dışında tutulması mümkün değildir. Bunun yargıda denetlenmesinin yerindelik denetimi olmadığı açık olup, 1136 sayılı Yasanın 58. maddesi uyarınca oluşturulan Adalet Bakanlığının ilgili hakkında soruşturma yapılmaması yolundaki işlemlerinin, idarenin takdir hakkını kullandığı, kesin ve yürütülmesi zorunlu idari işlemlerden olduğunun kabulü gerekir" denildi.

….

AK PARTİDEN SONRA

Danıştay 8. Dairesi’nin, AK Parti Hükümeti’nden sonra aldığı kararlar şöyle:

1- “YÖK, FARKLI KATSAYI KONUSUNDA DEĞERLENDİRME YAPAMAZ”
Danıştay 8. Dairesi, İstanbul Barosu’nun başvurusu üzerine katsayı adaletsizliğini ortadan kaldıran YÖK’ün kararı hakkında işlem yaptı, yetkisini aşarak; "Mevcut yargı kararları nedeniyle YÖK farklı katsayı uygulamasının geçerliliği hususunda bir değerlendirme yapma olanağına sahip değildir" kararını aldı.

2- FAKİR VE BAŞARILI ÖĞRENCİYE DESTEK EŞİTLİĞE AYKIRI!
Danıştay 8. Dairesi, Milli Eğitim Bakanlığı’nın, 2003-2004 eğitim ve öğrenim döneminde 10 bin fakir öğrencinin özel okullarda okutulmasına ilişkin genelgesinin yürütmesini durdurdu.

Danıştay, Eğitim-Sen'in başvurusu üzerine genelge ile ilgili yürütmeyi durdurma kararını oybirliğiyle aldı. Kararda, “Bazı öğrencilere uygun eğitim olanakları sağlamak, devlet okullarındaki öğrenciler açısından Anayasal eşitliğe aykırıdır” denildi. Danıştay 8. Dairesi, söz konusu kararıyla fakir ve başarılı öğrencilerin desteği eşitliğe aykırı buldu

3- ÖĞRETİM ÜYELERİNİN MESLEK KURULUŞLARINDA GÖREV ALMASINDA SAKINCA BULMADI
Danıştay 8. Dairesi, 17 Kasım 2008 tarihinde YÖK’ün çıkarttığı, öğretim üyelerinin kamu ve meslek kuruluşlarında görev almasını izne bağlayan genelgesinin yürütmesini durdurdu.

Danıştay 8. Daire, Türk Tabipleri Birliği’nin başvurusu üzerine YÖK genelgesinin yürütmesini oy birliğiyle durdurdu. Kararda, “Kaynağını Anayasa’dan ve yasalardan alan meslek kuruluşlarının yönetim ve denetim kurullarına seçilebilme ve bu suretle kamu görevini yerine getirebilmesi hakkının, farklı bir yorumla izne bağlanması hukuksal açıdan mümkün görülmemektedir” denildi. Danıştay 8. Dairesi söz konusu kararıyla bir öğretim üyesinin asli görevinin dışında örneğin İstanbul Barosu’nda görev almasında sakınca bulmadı.

4- YÖK YÜRÜTME KURULU’NUN KARARINI İPTAL ETTİ!
Danıştay 8. Dairesi, YÖK'ün öğretim üyesi dışındaki öğretim elemanı kadrolarına açıktan veya öğretim elemanı dışındaki kadrolardan naklen yapılacak atamalara ilişkin kararlarının yürütmesini durdurdu. Danıştay 8. Dairesi, Eğitim-Sen’in başvurusu üzerine YÖK Yürütme Kurulu’nun kararının yürütmesini oy birliğiyle durdurdu. Kararda; “Dava konusu Yükseköğretim Kurulu Yürütme Kurulu kararının 7 ve 8. maddeleri hakkında İdari Yargılama Usulü Yasası'nın 27. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşmiş olduğu anlaşıldığından yürütmesinin durdurulmasına oy birliği ile karar verildi'' denildi.

VAKİT

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.