Şehit komutanın şok sözleri!

Şehit komutanın şok sözleri!
4 askerin şehit olduğu Sarıyayla Karakolu'nda daha önce görev yapan ve oradaki askerleri tanıyan bir şahıs, karakol ve baskınla ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı.

Buna göre; orada terörle mücadeleye uygun yeterli silah bulunmuyor. Karakol çok korunaksız, çevresindeki mevziler sadece 5 metre uzaklıkta. Baskın gecesi teröristler yatakhaneye kadar girmiş. Takviye kuvveti de bilinçli olarak geç intikal ettirildi.

Tunceli'nin Nazımiye ilçesine bağlı Sarıyayla Karakolu'na düzenlenen saldırının ayrıntıları giderek netleşiyor. Sarıyayla Karakolu'nda daha önce görev yapan ve baskında hayatını kaybeden dört askeri yakından tanıyan bir şahsın verdiği bilgiler yürek burkan cinsten. Taraf'taki haberde yer alan bilgilere göre; baskın gecesi PKK'lılar yatakhaneye kadar girmiş. Çatışmada şehit düşen Karakol Komutanı Astsubay Hasan Özüberk'in kahramanca mücadelesi sonucunda daha fazla kayıp verilmemiş. Şehit komutanın daha önce söylediği iddia edilen şu sözler ise her şeyi açıklıyor: "Dua edelim ki terörist bize saldırmasın. Çünkü elimizdeki bu silah ve mühimmatla hiçbir şey yapamayız." 

Karakola hiçbir askerî eğitimden geçmeden gittiklerini belirten şahsın verdiği bilgilere göre, saldırıya uğrayan karakol çok korunaksız. Karakolun çevresindeki mevziler beş metre mesafede. "Bu mevziden kendinizi korumanız mümkün değil." diyor. Teröristler mevzinin çevresindeki teli açıp sızmışlar karakola. İlk saldırı stratejik öneme sahip 3 No'lu mevziye yapılmış. Bu mevzinin yedi metre ötesinde karakol komutanının odası bulunuyor. Şahıs saldırı anını şöyle anlatıyor: "Orada kısa dönem askerlik yapan bir arkadaşım nöbet tutuyormuş. Karakolda zaten asker sayısı az, mevzi de çok olduğu için, karakol komutanımız yeterli sayıda askeri olmadığı için karakola en yakın yere kısa dönem arkadaşı koymuş. Bu arkadaşım şu anda hastanede yaralı. Bilgisayar mühendisidir kendisi. Teröristleri görünce birkaç el ateş etmiş, bacağından vurulmuş. Komutanımız da sesi duyar duymaz çok yakın olduğu için hemen odasından çıkmış. Yardıma gelenlere, 'Beni burada bırakın, siz gidin askerleri uyandırın, herkes mevzilerine gitsin' demiş. O da çok büyük cesaret yani. Allah mekânını cennet eylesin. Onun cengâverliği sayesinde birçok arkadaşım kurtuldu. Evet, çatışma başlayınca karakol komutan yardımcımız üç tane şarjör vermiş karakol komutanımıza. O da kalmak istemiş. 'Yok' demiş komutan, 'sen diğer çocuklara sahip çık' diye onu yatakhaneye yollamış. İki saate yakın çarpışma var. Baskın zaten iki saat kadar sürmüş. Karakol komutanı şehit düşünce, teröristler karakola giriyor. İçeride çarpışma sürüyor. Karakol komutanının odasına giriyorlar, oraya el bombası atıyorlar. Telsiz odasına giriyorlar ve odayı tarıyorlar. Sonra yatakhaneye koşuyorlar. Yatakhanenin iki kapısı var. Kapılardan biri içeriden kaynak yapılmıştı. Şans eseri o kapıyı zorlamışlar. Ondan dolayı yatakhanede giyinmeye, silahını almaya çalışan arkadaşlara ulaşamamışlar."

Tanığın verdiği bilgilere göre karakoldaki uçaksavarlardan biri kullanılamamış. Uçaksavarla savunma yapan bir er de mermisi bitince teröristler onu el bombasıyla şehit etmişler. Terörist, karakol komutanını da arkadan telle boğarak şehit etmiş. İddialara göre karakolda bulunan termal kamera da bozukmuş. Ancak tanığın kamera ile ilgili verdiği bilgiler daha düşündürücü: "Termal kamera hiçbir zaman kar ve yağmurda göstermez. Öyle bir karakola, yağışta çalışmayan termal kamera vermek zaten yanlış. Ama "Şahingözü" denen başka bir cihaz var. "Şahingözü" kar olsun, yağmur olsun her ortamda size teröristi gösterebilen bir teknoloji. Ve bu karakolumuzda bu cihaz yok. Talepte bulundular mı bilmiyorum. Tahmin ederim bulunmuşlardır ama Genelkurmay kendisine gelen talepleri açıklayacak kadar şeffaf bir yer değil ki..."

"Yardım geciktirildi"

Saldırıdan sonra askerlerin 35 kilometre yürütülerek olay yerine gönderilmeleri bazı gazeteler tarafından kahramanlık hikâyesi olarak lanse edildi. Oysa görgü tanığı bunun yardımı bilerek geciktirme anlamına geldiğini belirtiyor: "Nazımiye Merkez'den yürümüşler. Empati yapalım. Çok acı, bakın. Diyelim ki siz art niyetli bir komutansınız. Ve oradaki askerlerin şehit olmasını istiyorsunuz ve bundan nemalanmak istiyorsunuz. Ne yaparsınız? Karakola yardıma gidecek elemanı en yavaş yoldan gönderirsiniz... Bunun en yavaş yolu nedir sizce? Daha yavaşı sürünerek gitmeleri olur ancak. O arkadaşlar mümkün mertebe geç yardım alsın diye, şehit düşsünler diye kasıtlı olarak yardım geciktirilmiş gibi bir izlenimim var benim. Baksanıza ambulans gidebilmiş. Sizce neden araç çıkarmamışlar? Kesinlikle ihmal var.."

Beş yıl önceki silahlar kullanılıyor

Şahsın verdiği bilgilere göre saldırıya uğrayan karakol 1988'de kurulmuş. 60-70 kişinin görev yaptığı karakolda izin dönemlerinde nüfus 40-50'ye kadar düşebiliyor. Karakol bin 850 rakımlı. Bugüne kadar ciddi bir taciz, ciddi bir saldırı almadığı için de özel bir korunak, yığınak yapılmamış. Yılın pek çok ayı yağış alan ve sis olan bir yerde konuşlu. Daha önce karakolda görev yapan şahsın karakolun durumu ile ilgili verdiği bilgiler şöyle: "İki-üç ay boyunca hiç kimse ulaşamıyor. Bizim üç aylık erzağımız geliyordu, o şekilde idare ediyorduk. Güneş açtığı zaman Sikorskyler gelir, ihtiyaç bir şey varsa getirir ya da gelecek gidecek adam varsa onu taşır. Aslında oradaki karakol, birisine üstünlük sağlama amacıyla kurulmuş olamaz, daha ziyade bir mahrumiyet bölgesine birilerini göndermek gibi bir şey. O karakolun başka bir mahiyeti yok. Düşünün ki siz, karakolunuza bir saldırı olacak, sadece bu saldırı için de söylemiyorum, dört saat boyunca hiçbir destek sağlayamıyorsunuz. Çünkü teröristler gündüz güneşli havada saldırı yapmaz. Teröristin kendisine avantaj sağlayacağı havalar puslu, yağışlı havalardır. Ama bizim askerimize gerilla savaşı için verdiğimiz silah piyade silahı yani normal savaşta kullanılan silahsa, bu silah en ufak bir su, bir nem gördüğü zaman çalışmıyorsa ne yapacaksın? Tank, BTR, akrep bunların hiçbiri yok. Yani diyelim ki beş yıl önce orada hangi silahlar varsa bugün de öyle... Benim özellikle anlatmak istediğim şu; acaba bizim TSK'mız terörle mücadele ediyor mu, yoksa acaba terörü mü destekliyor? Bu çok önemli. Bizatihi kendi eliyle yapmış olması ya da teröristi desteklemesi manasında değil. Bence teröristin aradığı şartları zafiyetle oluşturan kişi de terörist kadar suçludur. "

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.