Abdülhamit'in 'YAŞ' kararlılığı!
MEHMET NEDİM ASLAN'ın haberi...
Bu yıl atama kriziyle başlayan ve sekinci günün sonunda Genelkurmay Başkanlığı'na ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na yapılan atamalarla sona eren YAŞ toplantısında bazı subaylar terfi ettirilmedi. Camileri bombalatıp kaos çıkarma planında adı geçen Balyoz sanıkları ile AK Parti'nin kapatılma davasında delil olarak sunulan internet andıcını hazırlayan Hasan Iğsız ve Cumhurbaşkanı'nın eşinin elini sıkmamak için törenden ayrılan Aslan Güner'in terfi ettirilmemesi, bundan tam 101 yıl öncesindeki bir olayı hatırlattı. Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan'ın 'sakıncalı' gördüğü için terfi ettirmediği Güner ve Iğsız ikilisine benzer bir olay Osmanlı Padişahı Sultan 2. Abdülhamit Han zamanında meydana geldi.
ECNEBİ KADINLARLA YATIP KALKTIĞI İÇİN
Sultan Abdülhamit Han, Balkanlarda görev yapan ve Rumeli'deki çetelere karşı başarılar elde eden bir subayın terfi ettirilmesine onay vermedi. Sultan, söz konusu subayın Harbiye'de öğrenciyken Beyoğlu'nda İtalyan bir kız ile sürekli buluştuğu ve bu kızın casus olma olasılığı olduğundan subayın terfi ettirilmesinin mahzurlu olduğunu belirtmiş. Sultan Abdülhamit bu subayla ilgili olarak tutulan dosyaya da şu notu düşmüş: “Hafta sonu tatillerinde Beyoğlu'nda ecanipten (ecnebilerden) bazı kadınlarla düşüp kalktığı ve bunların casus olmak ithimaline binaen yüksek rütbelere çıkarılması mahzurludur.”
O SUBAY NECİP FAZIL VE MISIROĞLU'NA ANLATTI
Söz konusu olayı Bir Mazlum Padişah Sultan II. Abdülhamid isimli kitabında yazan Kadir Mısıroğlu, 1950'li yıllarda sürekli görüştüğü Necip Fazıl'ın yanında Sultan Abdülhamid'in terfisine onay vermediği subayın da bulunduğu belirterek, o subayın Abdülhamid'in kendisi hakkında not düştüğü bilginin doğru olduğunu söylediğini yazıyor. Mısıroğlu'nun, kitabında yazdığı ve ismini belirtmediği subay Necip Fazıl'ın yanında bulunan gençlere bu olayla ilgili şunları anlatmış:
HAREKET ORDUSUNDA YER ALDI
“Ben, Sultan II. Abdülhamid zamanında rumeli'deki çete muharebelerine katılıyor ve zaman zaman takdir edilen başarılar elde ediyordum. Bu sebeple mümtazen terfi etmem için en küçük askeri birlikten itibaren bunu talep eden yazılar yazılıp gerekli kademelerden geçiriliyor, fakat bunlar en sonunda Saray'da takılıp kalıyor ve cevaplandırılmıyorlardı. O zamanlar, mümtazen, yani zamanından evvel terfi etmenin emri Padişah'tan çıkardı. Müteaddid müracaata rağmen asla mümtazen terfi edemeyerek rütbece sınıf arkadaşlarımdan geri kalmıştım. Vakta ki, “31 Mart Hadidesi” üzerine Selanik'ten İstanbul'a “Hareket Ordusu” adıyla bir odrdu sevkedildi. Ben de o ordunun subaylarından biriydim.
HAREKET ORDUSU SARAYI YAĞMALADI
Çok bilinen bir gerçekter ki, Hareket Ordusu subayları İstanbul'a geldikten sonra Yıldız Sarayı'nı yağmalamışlardır. Bu esnada ben de onlara katılarak Sultan II. Abdülhamid'in evrakını görmek hevesine kapıldım. Çünkü hakkımda kendisine sunulmuş, terfiimi önleyecek menfi bir jurnal olduğunu düşünüyordum. Sultan II. Abdülhamid'in bu hususi dairesi ve kütüphanesinin kapısında bir Arnavut memur bulunmaktaydı. Silahını çekmiş, içeriye kimseyi koymuyor ve 'Ne alırsanız alın, saray sizin!...Fakat bu kütüphaneye el sürdürmem!...Böyle bir koleksiyon bir daha vücuda getirilemez.' diyordu.Kendisine yalvarıp yakarak bir şey almak niyetim olmadığını, sadece aleyhimde bir jurnal bulunup bulunmadığını görmek istediğimi söyleyerek, O'nu güçlükle ikna ettim.
ABDÜLHAMİD'İN NOTUNU DOĞRULADI
Sultan II. Abdülhamid'in odasındaki evrakı bir hayli karıştırdıktan sonra camlı bir dolapta askerler hakkında, üzerlerinde isimler yazılı bir yığın dosya gördüm. Bunlar arasında benimki de vardı. Açıp okudum. Gördüm ki, Harbiye talebeliğimizden itibaren hepimiz hakkında dosya tanzim etmiş. Benim dosyamda Perşembe günleri mektep tatil olduktan sonra Beyoğlu'nda bir İtalyan kızıyla sık sık buluşmakta olduğum yazılıydı. Sultan, kendisine sunulan bu bilgi üzerine evrakın kenarına kendi el yazısıyla şu notu düşmüştü: ' Hafta sonu tatillerinde Beyoğlu'nda ecanipten (ecnebilerden) bazı kadınlarla düşüp kalktığı ve bunların casus olmak ithimaline binaen yüksek rütbeler çıkarılması mahzurludur.' bu bilgi doğruydu. Fakat Abdülhamid'in bizi daha talebeliğimizden itibaren bu derece sıkı bir sürette katip ettirmekte olduğunu bilmiyordum. İşte gençler!...Abdülhamit, böyle dikkatli bir padişahtı.”
HABERVAKTİM.COM
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.