Büyük saygısızlığa tepki yağıyor!

Büyük saygısızlığa tepki yağıyor!
Haluk Bilginer'in 'yavşak' çıkışı hem tepki çekti hem de destek buldu.

Sanat dünyasının usta oyuncularından Haluk Bilginer tiyatrocularla ilgili söylediği sözler nedeniyle yeni bir tartışmayı başlattı. 46 Dergisi’ne verdiği röportajda "Ben 'Babam öldü ama hâlâ sahneye çıkarım' yavşaklığına asla inanmam. Ben babam ölürse sahneye filan çıkmam, k.çımı yesin herkes. Bu kadar içini yakan bir şey varken, 'Çok üzgünüz ama show must go on' demek, bırakın bu işleri yani..." diyen, Haluk Bilginer acaba, tiyatro dünyasını samimiyete davet edip duygu sömürüsü yapılmamasını mı istiyordu? Yoksa dolu salona oynayan bir oyuncu ve tiyatro sahibinin özgüveniyle meslektaşlarına taş mı atıyordu?

Bilginer, bir dönem efsane olarak nitelenen oyuncuları da isim vermeden "Artık sinema ve televizyon gibi araçlar sayesinde kimin nasıl oynadığını herkes görebiliyor. Eskilerden 'çok iyi oyuncu' olarak hatırlanan birçok isim, aslında kötü oynayan ama efsane yaratmayı becerebilmiş yavşağın tekiydi. Oyuncuların çoğu yavşaktır genellikle..." şeklinde ağır eleştirdi. Bu sözlerden nasibini, Anadolu’da turne turne gezdiğini anlatan ve çektiği zorlukları vurgulayan eski tiyatrocular da aldı: "Hadi ya! Eski tiyatrocular, 'Tahta valizle Anadolu’yu turlarken, parasızlıktan otelde rehin kaldık' der ya, marifet diye mi anlatıyorsun bunu? Salaksın, 'Beş parasız tiyatro yapıyorum' diye kahramanlık mı taslıyorsun? Yapmasaydın kardeşim, faydan dokunsun istiyorsan Güneydoğu’da öğretmenlik yap."

Haluk Bilginer’in eleştirlerine bazı sanatçılar katılırken bazıları 'yavşak' eleştirisini ağır buldu. Bazı duayenler ise Bilginer’i ağır dille yerden yere vurdu.

MÜJDAT GEZEN (Sinema ve Tiyatro Oyuncusu)
'Asıl yavşaklık seyirciye 'k.çımı yesinler' demektir, ayıpladım'

"Öncelikle çok üzüldüm. 'Baban ölse de sahneye çıkacaksın' Muhsin Ertuğrul’un lafıdır. İki saat sahneye çıkar oyununu oynarsın sonra ailenle, dostlarınla acını paylaşırsın. Bu insanlara 'K.çımı yesinler' demek seyirciye 'K.çımı yesinler' demektir. Çok ayıpladım! 'Oyuncular yavşaktır genellikle' diyerek genç oyuncuları motive etmek doğru mu? Bu iyi bir laf mı? Asıl yavşaklık seyirciye 'k.çımı yesinler' demektir. Nejat Uygur, Gazanfer Özcan, Münir Özkul gibi ustalarımız, yakınları öldüğünde de sahneye çıkmış, Anadolu turnelerinde rehin de kalmışlardır; bunda ne kötülük var? Bu ustaların bazıları aramızdan ayrıldı ama ben ustalarıma laf söyletmem. Herkes haddini bilecek. Zaten bence Haluk şişirilmiş bir balondur."

NİLGÜN BELGÜN (Tiyatro Oyuncusu)
'Haluk Bilginer haklı efsane oldular ama oyunculukları yoktu'

"Haluk Bilginer uzun yıllardır oyunculuk yapıyor ve bazı fikirlerini açıklamaya hakkı var. Ben kendi adıma yavşak olmadığımı biliyorum. Açıkçası söylediği pek çok şeye hak vermeme rağmen yavşak lafı bana cazip gelmedi. Her meslekte işini dürüstçe ve yavşakça yapan insanlar var. Bunları çoğunluğa mal etmek ne kadar doğru bilmiyorum. Şehir Tiyatroları’nda Muhsin Ertuğrul döneminde babanız ölse bile sahneye çıkmak bir gelenekti. Ama bugün oyuncuların da söz söyleme hakkı var. İnsani değerlerde perdeyi açmak istemeyebilirler. Ben annemi kaybettiğim dönemde Tepetaklak isimli bir komedi oynuyordum. Kimseye 'Perdeyi kapatalım' diyemedim, zaten kimse de bana böyle bir teklifte bulunmadı. Ekibime karşı sorumluluğum olduğunu düşünerek sahneye çıktım. Anneniz ölmüş ve siz sahnede insanları güldürmeye çalışıyorsunuz, inanın çok zordu. Ama ne yazık ki, ben de bu eski geleneğe uydum. Tek başıma bir şarkıcı olsaydım sahnemi iptal ederdim ama tiyatro ekip işiydi, yapamadım. Haluk, 'Eskiden iyi oyuncu dediklerimizin bir efsane oldukları ortaya çıktı' diyor. Orada da onu haklı buluyorum. Eskiden pek çok oyuncu kendi sesiyle konuşmazdı, onları tiyatro oyuncuları seslendirirdi. Oynayan kişilere de sadece mimik yapmak kalırdı. Onlar efsane olurlardı
ama ortada oyunculuk adına hiçbir şey yoktu."

YILDIZ KENTER (Sinema ve Tiyatro Oyuncusu)
'Haluk Bilginer’in lafına önem vermem, aldırış bile etmiyorum'

"Haluk Bilginer’in söyledikleri beni zerre kadar ilgilendirmiyor. Bu çok ağır bir laf, tabii ki anlayan için... Açıkçası ben Haluk Bilginer’in lafına önem vermiyorum, çünkü söyledikleri bana dokunmuyor. Konuşup tartışarak onun tirajını da artırmam. Kendisine aldırış bile etmiyorum."

ALİ POYRAZOĞLU (Sinema ve Tiyatro Oyuncusu)
'Yavşaklık konusunda herhalde aynaya bakarak konuşmuş'

"Haluk Bilginer kendi oyunculuğundaki boşlukları kapatmak için marka kuvvetlendirme operasyonu yapmış. Bu yavşaklığı kendi markasına cila atmak için yapmış ama bence başarısız olmuş. Yavşaklık konusunda herhalde aynaya bakarak konuşmuş. Bir kere hem mesleğe hem mesleğin eskilerine hem şimdi yapanlara hem gelecekte yapacaklara çok ağır bir hakarette bulunmuş. Çok seviyesiz. Verilecek bir sürü cevap var ama Haluk’un seviyesine inemeyeceğim. Ben Haluk’u daha aklı başında, daha düşünerek konuşan bir arkadaşımız zannediyordum. Herhalde başına güneş geçmiş. Çok ağır bir megalomani vakası sergiliyor. Türkiye’de kendisine yardım edecek bir sürü iyi doktor var. İyi oyuncu kötü oyuncu vardır. Haluk iyi bir oyuncudur ama 'Ben en iyi oyuncuyum' diye ortada dolaşana 'Deli' derler. Seyirciye 'K.çımı yesinler' diyor. Haluk ağır bir rahatsızlık mı geçiriyor acaba? 'Ellerinde tahta bavulla Anadolu’da dolaşan eski tiyatrocular' demiş. 'Sen kendini kurtaramıyorsan bana ne?' diyor yani. Bu nasıl bir hakaret. Yıllarca insanlar ne zor koşullarda kurdular Türk tiyatrosunu. Kendisi nereden geliyor ki? Nasıl bir ar damarı çatlaması ki böyle bir cümleyi söyleyebiliyor. Babası ölünce oynar oynamaz meselesine gelince her mesleğin kendi içinde disiplini vardır. Gazeteci olsa haberi ortada bırakıp gidecek miydi? Doktor olsaydı ameliyattan mı çıkacaktı babasının ölüm haberi geldiğinde. Oyun iki saat sürer. Acını iki saat içine gömemiyorsan zaten senin profesyonelliğin tartışılır. Bu adama cevap vermek bile yanlış. Tiyatronun her koldan saldırıya uğradığı bir dönemde bir Haluk Bilginer eksikti, tamamlandı."

NEBAHAT ÇEHRE (Sinema Oyuncusu)
'Haklı olduğu noktalar var ama bu laf yakışmamış'

"Yavşak çok kötü bir laf. Haluk Bilginer gibi bir oyuncuya bu lafı yakıştıramadım. Haklı olduğu noktalar var. Rolünün etkisinde kalan oyuncu olamaz. Ben de tiyatrocuların bir şeyine karşıyım. Televizyon dizilerinde oynuyorlar, sonra da çıkıp 'Biz aslında sinema seviyoruz, sadece para için dizilerde rol alıyoruz' diyorlar. Televizyonu yerden yere vuruyorlar. İnsanın önce yaptığı işe saygı duyması lazım. Babam öldüğünde sahneye çıkma meselesini de ben yapamam. Mesela Maksim Taşlık Gazinosu’nda sahneye çıkmak için hazırlandığım sırada Ayhan Işık’ın ölüm haberi geldi. Bir şarkı bile söyleyemeden ağlayarak özür dileyip sahneden indim. Düşünün ben arkadaşım için bu haldeyken, insan babası ölünce nasıl sahneye çıkar bilemiyorum."

LEVENT KIRCA (Tiyatro ve Sinema Oyuncusu)
'Sanatçılardaki hakaret etme alışkanlığını kınıyorum'

"Babam öldü, cenazesi İsviçre’den geldi. Gereği Düşünüldü’yü oynuyorum. 3500 biletin tamamı satılmış. Babamı defnedip akşam sahneye çıktım. Yine Kenter Tiyatrosu’nda oynarken annem vefat etti. Gündüz defnedip akşam sahneye çıktım. Hayata böyle bakmak lazım. Haluk Bilginer ayıp etmiş. Az sayıda seyirci vardır, çıkıp 'Oynayamayacağım' dersin. Biz Dolmabahçe’deki çadırda oyun oynarken birinci perdede Tekin Siper vefat etti. Ambulans gelip onu alınca seyirciye çıkıp 'Oyuncumuz öldü. Herkes yarın paralarını gişeden alabilir' dedim. İkinci perde Tekin’in rolü olmasaydı biz oyuna devam ederdik. O da öyle isterdi. Tahta bavul ise Anadolu’ya tiyatro götürmenin ve sanatçının ülkesini tanımasının simgesidir. Ben tahta bavulla Anadolu’yu dolaşmasaydım bugün bu noktada olamazdım. Sanatçılardaki bir vesileyle hakaret etme alışkanlığını kınıyorum. Sanıyorum, New York’ta filminin önünü açmak için reklama ihtiyaç duydu. Kınıyorum."

METİN SEREZLİ (Sinema ve Tiyatro Oyuncusu)
'Küfürler hariç, Haluk Bilginer’in bütün görüşlerine katılıyorum'

"Haluk Bilginer’in aradaki küfürler hariç tüm görüşlerine katılıyorum. Öncelikle rolünün etkisinde kalan oyuncu olamaz, hayat hayattır, oyun oyundur. Perde kapandığı anda kendin olmak zorundasın. Babam öldüğünde 22 yaşımdaydım, çok ağır bir dram oynuyordum. Matine arasında babamın öldüğünü öğrendim ve kendimi Kadıköy’e attım, ona vedamı ettikten sonra akşam yine sahneye çıktım. Babanız ölmüş ve sahneye çıkıyorsunuz, bu çok korkunç bir şeydi. Bugünkü aklım olsa kimse kusura bakmasın asla sahneye çıkmaz, acısını yaşardım. Eski aktörlerin kötü oyuncu olup efsaneleşme meselesine gelince; bu durumu çağa, koşullara göre değerlendirmek lazım. Tüm zamanların en iyi oyuncusu olarak tanınan Fransız Sarah Bernard 1912 yılında bir efsaneydi. Ama bugün ne kadar kötü oynadığı konuşuluyor. Belki de 40 yıl sonra Haluk’un oyunlarının videolarını izleyenler 'Ay ne kötü oynamış' diyecekler. Çünkü çağ, anlayış değişecek."

Habertürk

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.