Danıştay Dâvâsı’nda SKANDAL
17 Mayıs 2006 tarihinde Danıştay 2. Daire üyelerine yönelik gerçekleştirilen, üye Mustafa Yücel Özbilgin’in ölmesine, Daire Başkanı Mustafa Birden’in de aralarında bulunduğu 4 kişinin yaralanmasına neden olan saldırıyla ilgili yargılamada büyük bir ihmalin yaşandığı ortaya çıktı.
Danıştay davasına bakan Ankara’daki Cumhuriyet savcıları ve Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti’nin, saldırı sırasında yaralanan Danıştay 2. Daire Başkanı ve 3 üye hakimin ifadesini almadığı, saldırıyı gerçekleştirdiği iddia edilen Alparslan Arslan’la yüzleştirilmesini yapmadığı öğrenildi.
NE İFADE, NE DE YÜZLEŞTİRME VAR
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi ve savcıların, ülkemizi kaosa sürüklemeyi hedefleyen saldırı sonrası yaralanan ve dalağı alınan dönemin Danıştay 2. Daire Başkanı Mustafa Birden, yaralı üyeler Ayla Gönenç ve Ayfer Özdemir ile Tetkik Hakim Ahmet Çobanoğlu’nun ifadesini almaması ve Alparslan Arslan’la karşılaştırılmasını yapmaması; mağdur olan hakimlerin de mahkemeye başvurup ifade vermemesi “skandal” olarak değerlendiriliyor.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 28 klasörlük delil klasörlerinde, 4 hakimin savcılık ifadeleri bulunmuyor!..
En basit davalarda bile, müştekilerin ifadesi alınıp saldırıyı gerçekleştirdiği iddia edilen kişi ya da kişilerle yüzleştirme yapılırken, Danıştay’a yönelik saldırıda yüksek yargı üyelerinin ifadesinin alınmaması dikkat çekici bulunuyor.
Danıştay davasına bakan Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Emekli Hakim Orhan Karadeniz, ısrarlı aramalarımıza rağmen cep telefonunu açmadı.
TUNA: BİRİNCİ DERECEDE DİNLENMESİ LAZIM
AK Parti Konya Milletvekili Avukat Hüsnü Tuna, mağdur ve yaralı hakimlerin savcılıkta ve mahkemede ifadesinin alınmamasını ve Alparslan Arslan’la yüzleştirilmemesini gazetemize değerlendirdi.
Tuna, “Bu, eksiklikten öte bu dosyayı gizleme çabasının, yani dosyadaki gerçeğin ortaya çıkmasını birazcık gizleme çabasının bir göstergesi aslında... Öyle değerlendirmek gerekiyor. Yoksa olayda yaralanan kişiler, bizzat toplantı esnasında, saldırganı gören kişiler, gördüğü en azından düşünülen kişilerin hem mağdur tarafları var, hem de olayı bizzat öldürme esnasında gören kişiler olarak birinci derecede dinlenmesi lazım. Belki de, bu adam (Alparslan Arslan) değil saldırgan. ‘Oraya gelen bu şahıs mıydı? Değil miydi? Aynı zamanda nasıl davrandı? Belki, buna (Alparslan Arslan) bir saldırı oldu’ Saldırı sırasında o odada olan kişiler çok önemli, davanın gerçeğinin ortaya çıkması açısından” dedi.
“MAHKEME, HAKİMLERİ DİNLEMELİ”
Ankara’daki gizleme operasyonunun dosyada etkili olduğunu kaydeden Tuna, “Ankara’da görülen davada deliller toplanmamış. Ankara’daki savcılık ve mahkeme heyetinin, hakimleri dinlemesi gerekirdi. Bu karşılaştırma hem fail için gerekir, failin sabitlenmesi açısından... Hem mağdurların haklarının korunması açısından gerekir. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, saldırıya uğrayan hakimleri çağırarak dinlemesi lazım. Kesinlikle yapmalı.. Dava yeniden başladı. Soruşturma yeniden başladı. Soruşturma Ankara’daki gibi kalmaz. Bunların araştırılacağını sanıyorum. Saldırıya uğrayan hakimlerle Alparslan Arslan’ın yüzleştirilmesi lazım” diye konuştu.
BABA ARSLAN: “EN BASİT DAVADA BİLE MÜŞTEKİNİN İFADESİ ALINIR”
Alparslan Arslan’ın babası İdris Arslan ise, saldırıya uğrayan üyelerin, savcı ve mahkeme tarafından ifadesi alınmasa bile, mahkemeye başvurması ve oğlu Alparslan Arslan’la yüzleşmesinin gerekli olduğunu söyledi.
“Saldırıya uğrayan yaralı üyelerin, oğlumla yüzleştirilmesi gerekmez mi?” diye soran İdris Arslan, “Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, bu yüzleştirmeyi yapmadı. Danıştay 2. Daire Üyesi Ayfer Özdemir’in, Alparslan Arslan’ı televizyon ekranlarından görünce, ‘Bize ateş eden bu değildi’ şeklindeki açıklaması medyaya yansıyor. Ayfer Hanım, ‘Bize ateş eden esmer yüzlü yanık bir kişiydi’ demişti. Bu yüzleştirme yapılsa, Danıştay üyelerine Alparslan Arslan’ın ateş açmadığı anlaşılacak. Bu saldırı Alparslan’ın tek başına yapacağı bir iş değil. Saldırı, organize bir iş... Aradan zaman geçti, ama hakimler kendilerine ateş eden simayı hatırlar mı, hatırlamazlar mı? En basit davada bile, müştekilerin ifadesi alınır ve yüzleştirme yapılır. Yüksek yargı mensubu da olsa, ülkeyi sarsan çok önemli bir olay var, bunun açıklığa kavuşturulması için yargı üyelerinin ifadesinin alınması gerekir” şeklinde konuştu.
KENAN KIRAN / YENİAKİT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.