Aynı faciayı biz de yaşadık

Aynı faciayı biz de yaşadık
3 yıl önce Atlantik Okyanusu’na düşen uçak personelinin bugün ortaya çıkan büyük ihmali akıllara 13 yıl önce aynı sebeplerle Adana’da düşen uçağı akıllara getirdi.

2009 yılında Atlantik Okyanusu’na, içinde Türk arp sanatçısı Fatma Ceren Necipoğlu’nun da bulunduğu 228 yolcusuyla düşen Air France’ın Airbus A330 tipi yolcu uçağının pilotunun uçakta seyahat eden bir hostesle birlikte pilot dinlenme kabininde olduğu ve görevini ihmal ettiği ortaya çıktı. 

Hazırlanan raporda, pilotun düşüş öncesi hostes sevgilisiyle beraber olduğu, ikinci pilotun kontrolü kaybettikten bir dakika sonra kokpite geldiği belirtilmiş.

Feci kaza sonrası yapılan açıklamalarda, Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinden Fransa’nın başkenti Paris’e yolculuk yaparken kötü hava şartları nedeniyle savrulup okyanusa düştüğü söylenmişti.

Uçak personelinin bu büyük ihmali akıllara 13 yıl önce aynı sebeplerle Adana’da düşen uçağı akıllara getirdi.



7 Nisan 1999 tarihinde hacıları almak için Cidde'ye gitmek üzere Adana'dan havalanan THY'ye ait ‘Trakya’ uçağı gece 01.00 sıralarında kalkışından kısa bir süre sonra Ceyhan ilçesine bağlı Hamdilli köyü yakınlarına düşmüştü. Yolcusu bulunmayan uçağın ikisi pilot 6 kişilik mürettebatından kurtulan olmamıştı. Kazanın, Adana çevresinde hava şartlarının son derece kötü olduğu bir sırada meydana geldiği söylenmişti.

Hürriyet gazetesine göre, “Çakılmanın nedeni belli: KUYRUK”
THY Genel Müdürü’nün Hürriyet’e açıklamasına göre ise; “Trakya’nın yatay kumanda sisteminde parça kopmuş, irtifa sistemindeki bu kopma uçağı düşürmüş. Girilen türbülans kopmaya yol açmış olabilir.”

Ancak, kazadan tam 4 yıl sonra aynı gazetenin ele geçirdiği kaza raporuna göre ise gerçek çok farklı idi. Rapora göre, kokpitteki iki kabin görevlisi, pilotların dikkatini dağıtmıştı.

Gazetenin haberine göre: 16 Nisan 2002'de tamamlanan ve bugüne kadar medyaya yansımayan raporda en çarpıcı tespit ‘‘kaza anında kokpitte kabin görevlilerinin bulunduğu’’ ifadesiyle kayda geçti. Raporda ayrıca ‘‘Kokpitte kabin görevlilerinin bulunması, kokpit ekibinin dikkatinin dağılmasına muhtemelen katkıda bulunmuştur’’ denildi.

6 uzmanın hazırladığı heyet raporunda, 2 hostesin kazadan önce kokpitte bulunduğu, bu nedenle, ‘‘pilotların dikkatinin dağıldığı’’ ve ‘‘buzlanma önleyici pitot statik sıcaklık sistemini açmadığı’’ vurgulandı. Kötü hava şartlarının kazaya katkıda bulunduğunun belirtildiği raporda, uçuş mürettebatının ‘‘pitot sıcaklık sistemini’’, uçuş öncesi hazırlıklar sırasında veya uçuşun herhangi bir zamanında çalıştırmadığı ifade edildi. Ayrıca pilotun sistemi kontrol etmeye bile ihtiyaç duymadığına dikkat çekildi.

Sistemin açılmadığı durumlarda ‘‘pitot sıcaklığı sistemi’’nin devreye girmediğine dair pilotu uyaran sistemin devreye girdiği belirtilen raporda, pilotun bu uyarı işaretini de görmediği ifade edildi. Raporda, ilk anormal işaretin hava sıcaklığı donma noktasına yaklaşırken, hava hızındaki hatalı düşüş olduğu belirtildi. Bu göstergeye cevaben pilot uçağın burnunu alçalttı ve otomatik pilotu devreden çıkarttı. Ancak pilot, uçağın kontrolünü tekrar ele geçiremedi. Uçağın yıldırımlı fırtınalar bölgesine girişi ile karşılaşılan türbülanslı şartlar, uçağın kontrolünün kaybını hızlandırdı.



Hac dönüşü Adana’da çakılan uçaklar
1999 yılında Adana’da meydana gelen ve mübarek seferden dönüşte düşen uçak kazası ilk değildi.

1972 yılında THY’na ait DC-9 tipi ‘Marmara’ uçağı, Cidde’ye yaptığı hac seferi dönüşü sırasında, Adana Havalanı’na 6 km uzaklıktaki Sarıhuğlar Köyü yakınlarına sabaha karşı düşmüş. Yolcu olmayan uçaktaki 5 mürettebattan hostes Hülya Maviler yanarak ölmüş, diğerleri yaralı olarak kurtarılmıştı.

Uçaklar kötü hava şartlarından, bazen cihazların bozukluğundan, kimi zaman kuyruk arızasından düştüğü oluyor. Bazen kabinde kavga edenler, uyuya kalanlar ve nadirde olsa kalp krizinden ölenlerin olduğu raporlara yansıyordu.

Son zamanlarda basına yansıyan kaza raporlarından da öğreniyoruz ki, uçak kokpitindeki veya kaptan köşkündeki cins-i latif misafirleri ağırlama, oyun ve oynaşmalar bazen uçakları düşürüyor, kimi zaman da gemileri batırıyormuş.

Araştırmacı Mustafa Yakutcan / Habervaktim.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.