Dövecek miydi?

Dövecek miydi?
Yanaşmaların şımarttığı Bayramoğlu, başörtülü muhabiri herkesin içinde aşağıladı, bununla da kalmadı kendisine müdahale eden 28 Şubat mağduru Petek’e de küstahlık yaptı. Bayramoğlu’nun bu çirkin tavırlarına İslamcı geçinen kimseden tepki gelmemesi dikkat

Liberal yanaşması, besleme sözde İslamcı aydınların el üstünde tuttuğu Ali Bayramoğlu’nun, kendisine soru soran başörtülü gazeteciye hakaret etmesi gündemin ilk sıralarında yerini aldı. 

Meşruiyet sorunu yaşayan yanaşmaların pohpohlamasıyla “Ali kıran baş kesen” rolüne soyunup sağa sola salya sümük saldıran sözde demokrat Bayramoğlu, Zaman muhabiri Büşra Erdal’a yönelik çirkin tavırları karşısında kendisine müdahale eden emekli Cumhuriyet Başsavcısı Reşat Petek’e de küstahlık yaptı.

TESEV toplantısındaki konuşmaların dökümlerine göre, Bayramoğlu, Petek’in görüşünü belirtmesine bile tahammül etmedi.

İşte arkasında “yanaşma İslamcılar” var diye kendisini kabadayı sanan “kökenci” Bayramoğlu’nun 28 Şubat mağduru Petek’e yaptığı çirkin muamele…

Toplantıdaki tartışmanın dökümü şöyle:

BÜŞRA ERDAL: (Özetle) “Savcılar geçmişte 12 Eylül, Şemdinli gibi soruşturmalarda görevlerinden alındı. Yargıda bu konuda travma oluştu. Son olarak çok önemli davalara bakmış ÖYM’lerin kaldırılması bugünkü hakim-savcılar üzerinde nasıl bir etkiye neden olabilir, geçmişteki gibi bir travmatik durum olabilir mi,ileride ciddi olaylar üzerine gitmede motivasyon olarak olumlu-olumsuz etkisi olabilir mi, bu konuda HSYK’nın yaklaşımı nasıl yansıdı toplantıya?”

ALİ BAYRAMOĞLU: Sizinki bir görüş. Ben sizin görüşlerinizi biliyorum ayrıca o konuda çok angaje bir gazetecisiniz. Herkes böyle düşünmüyor. Özellikle ibrahim Okur ve arkadaşları dahil olmak üzere Türkiye’nin son 10 yılda siyasi anlamda bir iddianame çöplüğü haline geldiği kanaatini taşıyorum. Hakikaten önümüzdeki yıllarda hukuk tarihçileri bütün hazırlanmış olan iddianamelerin içeriğini, polis fezlekeleri ile iddianameler arasındaki paralelliklere, delilerin niteliğine baktıkları zaman ciddi sorunlarla karşılaşacaklar. Türkiye’de adliye son derece önemli bir fonksiyon yapmıştır. Benim kişisel kanaatimi soruyorsanız Türkiye’nin değişiminde özel yetkili mahkemelere ve savcılıkların girişimlerini takdirle karşılıyoruz. Şahsen… Fakat bu politik fonksiyon, hukuki ve etik sorunlar yaratmaya başladığı andan itibaren sorun olarak karşımıza çıkar ve siz demokratsanız, liberalseniz, hukuk devletine inanıyorsanız önce bu soruları sorarsınız. Savcıların ve hakimlerin motivasyonu meselesi Fatih Terim tarzı bir meseledir. O başka bir şey. Bu motivasyonlarla demokrasi yol almaz. Demokrasi kurallarla, ilkelerle yol alır. Değişim sürecinde adli temizlik dokularında doğru istikametler olduğu gibi sorunlu pistler de vardır. Bu sorunlu pistler konusunda hepimizin fikir beyan etmesi son derece tabiidir. İbrahim Okur’un kanaatini soruyorsanız. O da Türkiye’nin bir iddianame çöplüğüne dönüştüğü kanaatindedir. Tek başına o değil, pek çok muhafazakar, iktidara yakın kesim de bunun gibi düşünüyor. Bu politik ayrışmalardan kaynaklanmıyor. Hakkaten giden ve artan oranda Türkiye’deki bir dokuyla ilgili sorunlardan kaynaklanıyor. Onun için Özel Yetkili Mahkemelere yandaş olmak, onlara karşı olmak, yada onlara karış olanlara sizin tweetlerinizde olduğunuz gibi karalamak işlerine soyunmayın biraz daha gazetecilik yapın, kardeşim. Bu arada size cevap verme fırsatım oldu, hakkımda yazdığınız yüzlerce sevimli….

REŞAT PETEK: Bu ortamda böyle öncesi olan karşılıklı değerlendirmeler…

Ali BAYRAMOĞLU: Bunun öncesi sonrası yok. Kişisel değerlendirmeler filan da değil bunlar. Bunlar cemaat adına tetikçilik yapılan arkadaşlarla bizler arasındaki bir mesele burada soru soruluyorsa bu arkadaşlar da cevaplarını alır lütfen siz bu konuya müdahale etmeden cevap verin.

REŞAT PETEK: Ben de görüşümü müsaade edin….

ALİ BAYRAMOĞLU: Ama bizim üstümüzden olmasın.

REŞAT PETEK: Demokrat olacaksınız…

ALİ BAYRAMOĞLU: Hakimlik yapmayın… Kendi kanaatinizi söyleyin.

REŞAT PETEK: Müsaade edin ben sizden bahsetmiyorum. Demokratsak, hukukun üstünlüğünü savunuyorsak bu noktada elbette objektif kriterleri herkesin nazara alması lazım.


SİZE NE BUNDAN?

ALİ BAYRAMOĞLU: Efendim size ne bundan. Size ne bundan.

REŞAT PETEK : Niye davet ettiniz o zaman?

ALİ BAYRAMOĞLU : Benim cevabımdan size ne ? Siz işinize bakın, cevabınızı verin…

“ALİ BAYRAMOĞLU’NUN MÜSAADE ETMEDİĞİ ŞEYLER KONUŞULMAYACAK”
REŞAT PETEK: Bu yargısal bir tartışmaysa burada o zaman ben… Bunu açıklasaydınız o zaman davet ederken, ‘Ali Bayramoğlu’nun müsaade etmediği şeyler konuşulmayacak’ deseydiniz ona göre hazırlıklı gelirdik.

ALİ BAYRAMOĞLU: Benim verdiğim cevap üzerine etik ve ahlaki yorum yapmayın. Kendi işinize bakın diyorum. Hanfendiye bir cevap verdim o benimle onun arasında size ne oluyor. Hakimlik yapmaya gerek yok ki…

REŞAT PETEK: Ben hakimlik yapmıyorum bende görüşlerimi açıklıyorum. Kusura bakmayın. Talimat verip de talimatla beni…

ALİ BAYRAMOĞLU : Ben kimseye talimat vermiyorum.

REŞAT PETEK : Ama diyorsunuz ki ‘bunu konuşamazsınız’ Ben konuşurum. Ben size şahsi bir şey söylemiyorum.

BÜŞRA ERDAL: Tekrar bir şey söyleyeceğim. Kısa bir şey çünkü çok ağır bir saldırı oldu. Sayın Ali Bey ile ilgili ben hiçbir şekilde gazeteye yazı yazmadım. Sadece twitlerimde şahsi hesabımda bir iki yazdığım şeyi bu kadar ağır ve cemaatin tetikçisi şekilde söylemesi çok ağır bir itham. Ben cemaat diye bir kurumu temsil etmiyorum, Büşra Erdal olarak gazeteciyim ve gördüğüm yanlış yada katılmadığım şeyleri twitterda yazdım. Olay bundan ibaret. Benim köşem yok, muhabirim…

ALİ BAYRAMOĞLU: Siz tetikçisiniz…

BÜŞRA ERDAL: Katılmıyorum bu sözlerine çok ağır… Haksız…

ALİ BAYRAMOĞLU: Ağır olsun, siz tetikçisiniz.

BÜŞRA ERDAL: İade ediyorum.

ALİ BAYRAMOĞLU: İnsanları karalayan bir tetikçisiniz. Cemaat sizin gibi insanlar yüzünden karanlık yerlere gidiyor kanaatimi soracaksan…

Bayramoğlu’nun Zaman’a, Cemaat’e ve başörtülü muhabire yönelik bu hakaretleri Reşat Petek’i bile çileden çıkartırken, ikili arasında oturan Zaman Yazarı Etyen Mahçupyan’ın tartışmaları sessizce dinlemesi dikkat çekiyor...

Habervaktim.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
23 Yorum