Tezkere günü infaza askeri savcılık el koydu
1994 yılında Hatay Hassa Sınır Karakolu’nda askerlik görevini yapan ve dindarlığı ile bilinen Nihat Özcan’ın tezkeresini aldığı gün öldürülmesine yönelik haberlerimiz ses getirdi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Nihat Özcan’ın ölümünün araştırılması için Genelkurmay Başkanlığı’nı harekete geçirdi. Kara Kuvvetleri Komutanlığı; Adana 6. Mknz. P. Tüm. K.lığı Askeri Savcılığı’nın Nihat Özcan’ın ölümünü araştırmasını istedi. Askeri savcılığın, Nihat Özcan’ın öldürülmesi olayına karışan kişi veya kişileri araştırdığı belirtiliyor.
NİHAT ÖZCAN, TEZKERESİNİ ALDIĞI GÜN ÖLDÜRÜLMÜŞTÜ
Gazetemizin, 7 Şubat 2012 tarihli “Tezkere günü infaz” başlıklı sürmanşet haberinde, tanık asker ifadelerine rağmen Nihat Özcan’ın ölümü olayının kapatıldığı, komutanların, Özcan’ı, ‘Ya bu namazı niyazı bırakırsın, ya da seni sivilde bile bulup öldürürüz’ diye tehdit ettiği yazılmıştı. Gazetemiz, 14 Şubat 2012 tarihli “Nihat Özcan, işkenceyle öldürülmüş...” başlıklı haberinde de, Nihat Özcan’ın cenazesini yıkayan E.A’nın ölümün iç kanamayla ilgisinin olmadığını belirterek, “Nihat Özcan vahşice işkenceyle öldürülmüş” dediğini kamuoyuna duyurmuştu.
ASKERİ SAVCILIĞI, TANIK ASKER YALANLIYOR
Nihat Özcan tezkeresini aldığı gün (25 Ekim 1994) öldürülmüş, tanık asker ifadelerine rağmen Özcan’ın ölüm olayı kapatılmıştı.
6. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı; tanık ifadelerine rağmen Nihat Özcan’ın ölümü hakkında kovuşturmaya yer olmadığı yönünde karar vermişti. Askeri Savcılık, Özcan’ın öldürüldüğü gün 25 Ekim 1994 tarihinde sabah saat: 10:00’da kaybolduğunu iddia ederken; tanık sıfatıyla ifade veren Piyade Er Salih Ekinci, Nihat Özcan’ı aynı gün saat 16:30’da karakolda gördüğünü ifade ediyor.
“NİHAT ÖZCAN’I, VAHŞİCE İŞKENCEYLE ÖLDÜRMÜŞLER”
Nihat Özcan’ın ölümünün iç kanamayla gerçekleştiği iddia edilirken, Özcan’ın cenazesini yıkayan E.A. gazetemize çarpıcı açıklamalarda bulunmuştu. E.A., Nihat Özcan’ın cenazesini kendisinin yıkadığını, ölümünün iç kanamayla ilgisinin olmadığını belirterek, “Nihat Özcan’ı vahşice işkenceyle öldürmüşler. Nihat Özcan gözü patlak, sağ kolu dirsekle omuz arasında kırık ve kemikleri dışarıda, kafa derisi yüzülmüş, boynu kırılmış, ayak bileklerinden diz kapağına kadar derisi soyulmuş vaziyetteydi. Her iki elin parmak uçları yapılan işkencelerden tamamen patlaktı. Tırnakları simsiyah kan toplamıştı. Parmak iç kısmında tahminimce çizgi çizgi halinde olan izler vardı. Sonradan sırtından vurulmuş, önden tam kalp üzerinden çıkmış, 2 kurşunun çıkış yerini parçalamadan etini sanki pişirmiş vaziyette iki delik yan yana görününüyordu” demişti.
“SİVİL ELBİSESİNİ GİYİP TEZKERESİNİ ALAN BİR ASKER FİRAR ETMEZ”
Nihat Özcan’ın kardeşi Şeyhmus Özcan da, “Ağabeyim, tezkeresini alacağı ve sivil elbiselerini giyip bölükten ayrılacağı gün öldürülmüştür. Bugün bir çocuğa dahi sorarsanız sivil elbisesini giyip tezkeresini alan bir askerin firar etmeyeceğini bilir” ifadelerini kullanıyor.
Özcan, ağabeyinin, dindar ve dinî vecibelerini yerine getiren biri olduğu gerekçesiyle Bölük Komutanı Yüzbaşı H.D. ve Karakol Komutanı Teğmen H.Ş. tarafından sürekli olarak dövülüp, tehdit edildiğini iddia ediyor.
Askerlik yapan arkadaşlarının Nihat Özcan’a, “Tezkereye gitsen de seni öldüreceğiz” dediği yönünde bilgilerin kendisine geldiğini hatırlatan Şeyhmus Özcan, “Ağabeyimin tezkeresine birkaç gün kala komutanları telefonla arayıp ‘Oğlunuz firar etmiş. Memleketine geldiğinde onu getirin, tezkeresini vereceğiz’ dediler. Ancak 6 gün sonra ‘Cesedi bulundu, gelin alın’ dediler. Babam o yaşlı haliyle cenazeyi almaya gittiğinde oğlunun kesici aletlerle işkence gördükten sonra sırtından ve önden G3 askeri tüfekle 3 defa vurulmuş cesediyle karşılaşmıştır” şeklinde konuşuyor.
BABA ÖZCAN: OTOPSİSİ YAPILMADI
Gazetemize konuşan Nihat Özcan’ın babası Fahrettin Özcan, “Oğlumun cenazesini memlekete getirdiğimizde otopsi yapılmasını istedim. İzin vermediler. ‘Otopsiye gerek yok, zaten iç kanamadan ölmüş’ dediler. Fotoğrafçı fotoğrafını çekmek istedi, fotoğraf çekmesine bile izin verilmedi. O tarihte karakolda görev yapan asker isim listesinin çıkartılıp her birinin ifadeye çağrılmasını, gelmezlerse kolluk görevlileri tarafından getirilmelerini ve çapraz ifadelerinin alınmasını istiyoruz” ifadelerini kullanmıştı. Beşeri Sağlık Ocağı’nın 2 Aralık 1994 tarihli raporunda; Nihat Özcan’ın iç kanamayla öldüğü iddia ediliyor.
Kenan Kıran / Yeni Akit
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.