Fransa’nın Derdi Uranyum

Fransa’nın Derdi Uranyum
Fransa’nın, Mali’deki madenleri, uranyumu işleteceğini belirten Ahmet Kavas; “Afrika’nın 2010’lu yıllarda artık dünyada kendi kaynaklarını değerlendirebilen ülkeler olmasına ramak kala şimdi tekrar Afrika ülkeleri ipotek altına girecek.

Fransa’nın uzun yıllardan sonra tekrar Afrika kıtasına yönelik Mali üzerinden silahlı bir müdahalesi gözleri kara kıtaya çevirdi. Uzun yıllar Fransa’nın sömürgesinde kalan Afrika toprakları, şimdi tekrar sömürge olma ihtimali altında bulunuyor. Doktora tezini Mali üzerinde yapan ve sürekli bölgeye gidip gelmesi ile bilinen Prof. Dr. Ahmet Kavas Fransa’nın Mali’ye silahlı saldırısını Akit’e değerlendirdi. Sizleri İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Ortadoğu ve Afrika Araştırmacıları Derneği’nin (ORFAD) Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Kavas’ın tespitleri ile baş başa bırakıyorum...
Öncelikle Mali’de yaşayan etnik unsurlardan bahseder misiniz?

Mali farklı etnik unsurların yaşadığı bir ülkedir. Burada yaşayan ırklar konusunda, Pöl, Songay, Sarakole diye unsurlar var ama asıl unsur Bambara’dır (Mandeng veya Malenke de denir) ırkları var. Bu üçü orijinal kimliği oluşturan etnik unsurlardır. Mali’de 15 milyon nüfus yaşıyor. Belki bu nüfusun tamamına yakını Bambara dili konuşur.

TUAREGLER, TARİHTE SADECE OSMANLI’YA GÖNÜLLÜ OLARAK BAĞLANDI

Peki, Tuaregler kim?
Mandeng dediğimiz Mali’nin kuzeyinde 500 bin civarında yaşayan Tuaregler, ülkenin nüfusunun coğrafi olarak yüzölçümünün üçte ikisini, nüfus olarak ise neredeyse yirmide birini oluşturuyor. Tuaregler, tarih boyunca hiçbir devlete doğrudan bağlanmamışlardır. Tuaregler, Osmanlı devletinin kendilerine bağlanma girişimlerini çok olumlu bulup, Osmanlı’ya gönüllü olarak bağlanmışlar. Bu durumda Tuareglerin ilk defa tarihte bir devlete gönüllü olarak bağlanması olarak bilinir. Tuaregler işgal sürecinde Fransızlara karşı en büyük direnişi yapan topluluktur. Fransızların en büyük ideali ise Büyük Sahra bölgesindeki Tuareglere boyun eğdirmektir. Ve bunlar üzerinden bölgeye rahatça nüfuz edebilmektir. Bu uğurda Tuaregleri, Hıristiyanlaştırmaya bile çalıştılar ama bunu beceremediler. Tuareglerin tamamı Müslümandır. Fransızlar daha sonra Tuaregleri sömürgeleştirdikleri Moritanya, Mali, Nijer, Çad, Burkina Faso ve İngiliz sömürgesi olan Nijerya’ya dağıtarak, böldü. Fransa bunu yaparak, Tuaregleri azınlık durumuna düşürdü. Fransızlar bu bölgenin tamamını 1890-1920 arasında 30 yıl süre içerisinde işgal etti. 1960’da bölgeden çekilirken, burada “tavşana kaç tazıya tut” politikası güttü. Fransa, Mali’de Tuareglere; “Siz Güney’deki siyahilere itaat etmeyin. Bunların hiçbir zaman boyunduruğunu kabul etmeyin” diyor. Güney’deki siyahilere de, “Bunlar eşkıya. Bunlara hiçbir zaman göz açtırmayın” diyor. Böylece aralarında devamlı bir fitne dönüyor... Bu fitne iki tarafta da vardı ve daha uzun yıllar devam edecek derin yaralar açtı.
Mali’de şimdi neler oluyor?

Mali dışarıya çok açıldı. Malililer tüccar kimlikleri ile bütün Batı Afrika’da çok etkili bir güce ulaştı. Mali’nin kalkınma hamlesi çok iyi bir seviyede devam ediyordu.
Ama Malililer, bu altınların kendilerine hiçbir faydasının olmadığını söylüyor. Çin’in Mali’de hedefleri vardı. Çinli firmalar, Mali’nin kuzeyine giden güzergah üzerine pamuk başta olmak üzere ziraatla uğraşıyor. Fransa ve Amerika ise sadece kuzeyde eğitim ve sosyal faaliyetler yürütüyordu. Bu tür faaliyetleri ne amaçla yaptıkları bilinmiyor. Çünkü, Mali’nin güneyinde her şeye muhtaç olan insanlara yardım yapmayanlar, neden Kuzey’deki Tuareg bölgesine yapıyorlardı? Şimdi ise bu bölge gözden ırak, çatışmaların ortasında kaldı.
Mali’de kaç grup var?
Azavad Milli Kurtuluş Hareketi (MNLA), Ensaruddin, İslami Mağrip el-Kaidesi, Batı Afrika Cihad ve Tevhid Hareketi (MUJAO) isimli dört tane grup var.
Bu gruplar kimlerdir, görüşleri nedir?

Azavad hareketinin lideri Muhammed Ag Necm, Libya’da Muammer Kaddafi’nin bir komutanıydı. Batı medyası, Kaddafi devrileceği sırada Fransa’nın bu kişi ile irtibata geçerek, “Kaddafi’nin işini bitireceğiz. Sen Mali’nin kuzeyine git” dediğini yazdı. Ag Necm de Cezayir üzerinden üç bin askeri ile Mali’nin kuzeyine geçti. Azavad hareketi şu anda kuzeyde bir iki kasabaya hakimdir. Azavad hareketi, kesinlikle Kuzey’in bağımsız olmasını ve müstakil bir devlet olmasını istiyor. Bunun dışında herhangi bir şartı kabul etmiyor.

ENSARUDDİN HAREKETİ,MALİ’DE İSLÂMÎ BİR REJİM OLMASINI İSTİYOR

Ensaruddin grubu nedir?
Ensaruddin grubunun kurucusu ve lideri İyad Ag Gali, Azavad Milli Kurtuluş Hareketi’nin içerisindeki milislerden bir tanesiydi. Ag Gali’nin bu bölgede ağırlığı vardı. Turist amacıyla veya farklı bir amaçla Mali’nin kuzeyine gidip, kaçırılan Avrupalılar, Ag Gali’nin aracılığı ile fidye verilerek, serbest bırakılıyordu. Avrupalılar, bunun karşılığında Ag Gali’ye hediyeler veriyordu. Ve 2006 yılındaki son barış görüşmelerinde İyad, Mali devleti ile bizzat anlaştığı içinde Azavad hareketinden dışlanmış bir adam. Hatta onun üzerine Kaddafi de bu görüşmelerde Azavad’ı pasifize etmek anlamında oradaki milisleri alıp, Libya’ya götürüp, asker yaptı. İ

yad Ag Gali daha sonra Cidde’ye Konsolos olarak tayin edildi. Cidde’de iken Suudi Arabistan’daki selefi hareketlerle irtibatı nedeniyle Suud makamlarının rahatsızlığı sonucunda istenmeyen adam ilan edilerek, Arabistan’dan çıkarıldı. Daha sonra Pakistan’a gittiği ve buradaki selefi hareketlerle ilgili bağlantılarını daha da arttırdı ve Mali’ye geri döndü. İyad Ag Gali’nin yanında Ebu Zeyd, Abdulkadir Drukdel, Yahya Ebu Hammam ve Muhtar Belmuhtar isimli kişiler bulunuyor. Bunların dördü de Cezayirli ve Cezayir tarafından aranan isimlerdir... İyad Ag Gali’yi tanıyan herkes, bu kişinin Ensaruddin gibi bir hareket kurup, bu grupla Mali’nin kuzeyini ele geçirebilecek kadar ileri boyutlara gideceğini değil bilmek, tahmin dahi edemiyordu. Dolayısıyla İyad Ag Gali’nin arkasında kim var? sorusu hep cevapsız kaldı. Ensaruddin grubunun düşüncesi ise Mali’nin bölünmesini istememesidir. Mali’de İslami bir rejim olmasını istemesidir.

MUJAO hareketi kimlerden oluşuyor?
Batı Afrika Cihad ve Tevhid Hareketi (MUJAO), Moritanya, Senegal, Fildişi Sahilleri, Burkina Faso, Nijer ve Nijerya gibi Batı Afrika ülkelerindeki cihad hareketidir. MUJAO, şeriatı sadece Mali’ye değil bütün bölgeye yaymak istiyor. Bunların içerisinde sadece Tuaregler değil farklı ırklar da var. Bir de İslami Mağrip el Kaidesi var.
Bu gruplardan hangileri Fransa’ya karşı savaşıyor?
Mali’de şu anda Fransa’ya karşı Ensaruddin, MUJAO ve İslami Mağrip el Kaide grubu savaşıyor.

MALİ DÜNYANIN EN ZENGİN ÜLKELERİNDEN BİRİSİDİR

Fransa’nın Mali’ye saldırısını göz önüne alırsak, ülkenin topraklarını bu kadar önemli kılan nedir?
Mali’nin güneyindeki araziler verimli... Kuzey’deki araziler ise yer altı kaynakları bakımından zengindir. Mali’de pamuk gibi önemli yatırımlar var. Mali sahip olduğu her türlü imkanı ile dünyanın en zengin ülkelerinden ama hiçbirini kullanamadığı için dünyanın en fakir ülkelerinden birisidir.

Mali’de neler yaşandı ki, Fransa, Mali’ye müdahale etmek durumunda kaldı?
Fransa’nın talimatı ile Libya’dan gelen Azavad Hareketi, Mali’nin kuzeyindeki şehirleri almaya başlayınca bir anda Ensaruddin hareketi ortaya çıktı. Fransızlar, Azavad’ın hareketini onaylıyordu. Bir anda Ensaruddin’in harekete geçmesi üzerine Fransa’nın bölgedeki bütün hesapları karıştı. Muhammed Ag Necm’in de etkinliği bir anda bitti. Ve onun aldığı küçük birkaç kasaba dahi Ensaruddin’in eline geçti. Bunların sonucunda Mali merkezi de karıştı.

Bu duruma Fransa’nın bulaşması nasıl oldu?

Fransa’nın alel acele saldırıya geçmesinin sebebi Konna kasabasının geçen hafta düşmesiydi. Mali’nin kuzeyi ile güneyi arasındaki ülkenin üçüncü büyük şehri olan Mopti’ye 20 km yaklaştılar. Mopti’nin kuzeydekiler tarafından ele geçirilmesi halinde o bölgede askeri operasyon yapacak başka bir havaalanı yok. Mopti’nin düşmesi demek, bir daha askeri operasyonların yapılamaması demekti. Bu yüzden Mopti’nin düşmemesi için operasyonu hemen başlattılar.

Fransa müdahale etmeseydi kuzeydeki gruplar, Mopti’yi alırlar mıydı?
Alırlardı. Zaten önceden de Mopti’nin kapılarına yaklaştılar. Mopti’deki askerler geri çekilmişti. Mopti düşmek üzereydi.
Fakat o arada nasıl bir etkileşim kurulduysa Mopti’de gruplar durduruldu. Yani Mopti’ye girmeleri engellendi.

Fransa’nın Mali’ye saldırısı aniden gelişen bir olay mı yoksa masaüstünde şekillenmiş de zamanı beklenen bir olay mı?
Fransa’nın Afrika’daki itibari son 20 yıl içerisinde tamamen düşmüştü. Ve bölgedeki etkinliğinin azaldığı bir dönemde Fransa, bir kere daha Afrika kıtasına, “ben buralarla irtibatımı kesmedim. Ben Afrika’da asıl yönlendirici ülke konumunu koruyorum. Bunu herkes bilecek. Sadece Afrikalılar değil, bütün dünya bilecek” dedi. Çünkü kurtarıcı ülke konumuna ulaştı. Tabii ki bütün bunlar önceden planlanmadan olacak şeyler değil. Kuzeydeki Tuareglerin bu kadar tahrik edilmesinin arkasında Tuareglerin içerisine karışmış, çok sayıda tahrikçi, Batı’nın elemanları olduğunu kanaatindeyim. Tuareglerin, Mali merkez hükümetinden alabilecekleri pozisyonları varken, şu anda aldıklarını bile kaybedecekleri bir pozisyona düştüler. Mali’de Tuareglere çok büyük bir tuzak kuruldu.

FRANSA MALİ’DEKİ ZENGİNLİKLERİN PEŞİNDE

Fransa, bu işgalden ne kazanacak?
Fransa, 20 yıl önce Tuareglere silah veriyordu. Kuzeydeki Azavad hareketini destekliyordu ve en etkili adamlarını hâlâ Fransa’da yaşatıyor. Bu gruplar resmen Mali’nin bölünmesini istiyordu ve bunları destekliyordu. Fransa aslında Sahra bölgesine hakim olmak istiyor. Çünkü Fransa Mali’nin kuzeyinde ne tür yer altı kaynakları olduğunu biliyor. Mali halkında; o bilgi, o teknoloji o bilim olmadığı için ne tür zenginliklere sahip olduklarını bilmiyor. Fransa bölgede güvenlik sağlanamadığı için o kaynakları çıkartamıyor. Fransa, bu kaynaklara başka bir gücün sahip olmasını engellemek için üzerlerine ipotek koyacak. Bu bölge ile Amerika, Fransa, Çin, Güney Afrika, Kanada, İsrail ilgileniyor. Çünkü Mali’de toplanan bu altın ve elmasların pazarlamasını yapan şirketler, Amerika’daki bir kısmı da Yahudi olan patronlarındır.

BU GRUPLAR TAŞIMA GRUPLARDIR

Mali’de ülkenin güneyinden kuzeyine kadar her tarafındaki kaynakların değerlendirilememesinin ana sebebi olarak gösterilen güvenlik sıkıntısının arkasında kuzeydeki gruplar görülüyor. Bu gruplar önceden oluşturuldu. Bu gruplar Mali’nin kendisinin icat ettiği, ülkenin içinden tepkilerle oluşan gruplar değil, bunlar taşıma gruplardır. İslami Mağrip el Kaide grubunun Mali ile alakası yok. Bu grup Mali’ye getirildi.
Bölgede; uyuşturucu, insan ve silah kaçakçılığı var deniyor. Bunları yapan İslami Mağrip el Kaidesi olarak sıkça ifade ediliyor. Bunu destekleyen Ensaruddin Hareketi, MUJAO... Bu gruplar üzerinden bölge adeta ateş topuna çevrilip, güvenlik sıfır deniyor. Fransa, “biz burada güvenliği sağlayacağız ve bütün Malililerin geleceğini garanti altına alacağız” gibi bahaneler oluşturdu. Ve bu durumu uluslararası camiaya anlatabilecekleri ellerinde birçok bilgi var.

Afrika’nın 2010’lu yıllarda artık dünyada kendi kaynaklarını değerlendirebilen ülkeler olmasına ramak kala şimdi tekrar Afrika ülkeleri ipotek altına girecek. Fransa şimdi o değerli madenleri, uranyumunu ben işleteceğim diyecek. Fransa bunun karşılığında Mali’ye belli bir ücret karşılığında bu işi yapıyorum diyecek ama Mali’ye para yerine helikopter, uçak veya tank verecek. Mali ise bu silahları yine kendi halkına karşı kullanacak. Yani Müslümanlar Fransa’nın silahları ile birbirini öldürecek.

MALİ HALKI BÖLÜNME İSTEMİYOR

Mali halkı olaylara nasıl bakıyor?
Mali halkının kafası ikiye bölünmüş. Güney’deki insanların kafasında kuzeyin Mali’den kopmasının engellenmesi var. Bu yüzden kuzeyin kopmaması için Fransa veya başka bir gücün gelip, bu durumdan kendilerini kurtarmalarını istiyorlar. İnsanlar bu kıvama getirilmişler... Güneydeki insanlar, İslami konularda merkezi hükümetin, meclisin, devlet idaresinin tavrını beğenmeseler bile kuzeyin bölünmüşlüğünün orada kalmayacağını ve güneye de çok rahat intibak edeceğini biliyor. Kuzeyde yaşayanlar ise Mali’nin nüfusunun yüzde 10’unu kapsıyor. Bu kişiler de bir an evvel bölünmüşlüğün kalkmasını istiyor. Çünkü her türlü imkandan mahrum durumdalar. Yapı olarak güneydekilerle daha çok öznelleşen siyahi etnik unsurlar, güneyle kopan bağlarının yeniden sağlanmasını istiyor. Tuaregler ise İslami bir hükümet modeli istiyor. Aslında bu meseleler kendi aralarında çözülebilir. Fransa’nın müdahalesiyle 50 yıldır çözülememiş bu meselenin çözülme imkanı sıfırdır.

Hüseyin Kulaoğlu \ Yeni Akit
 

 

 


 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum