"Hakim beni tehdit etti"

"Hakim beni tehdit etti"
Açtığı dava ile başörtülü avukatlara yönelik hukuksuz yasağın durdurulmasını sağlayan Av. Figen Şaştım, Danıştay’ın aldığı kararın ardından başörtülü olarak duruşmaya girdiğini, ancak hakimin tutanak tutup kendisini tehdit ettiğini açıkladı.

Dava açarak, Danıştay 8. Daire’nin Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları Hakkındaki Yönergesi’nin 20. maddesinin iptali ve yürütmenin durdurulması hakkında karar çıkartan Avukat Figen Şaştım, dün Çağlayan Adliyesi önünde kitlesel bir basın açıklaması yaptı. Aralarında Uluslararası Hukukçular Birliği Başkanı Necati Ceylan, eski milletvekili Hüsnü Tuna, avukatlar Yasin Şanlı, Mehmet Cengiz ve Gülden Sönmez’in de bulunduğu onlarca avukat Şaştım’a destek için adliyede buluştu. Yıllardır karşı karşıya kaldıkları yasağın kendi meslek örgütleri olan Barolar Birliği ile bazı baroların yöneticileri tarafından uygulandığını belirten Av. Figen Şaştım, ama asla yıkılmadığını ve vazgeçmediğini söyleyerek “Çünkü biz haklıydık. Marjinal değildik ve bu ülke kadınını temsil ediyorduk. Bu duygularla bu davayı açtım. Hukukun üstünlüğünü ve vicdanı temsil eden Danıştay 8. Daire üyeleri bir karar verdi” dedi.

“MESLEĞİMİZ AÇISINDAN MÜEBBET HAPSE MAHKUM EDİLDİK”
Yaşadıkları ayrımcılığın küçük bir kısmını da olsa anlamak isteyenlerden bir empati kurmalarını rica eden Şaştım, “Düşünün 17 yıl boyunca eğitim ve öğrenim görüyorsunuz. Birçok zorlu sınavlar başarıyorsunuz. Ülkemizin en iyi fakültesinden mezun oluyorsunuz. Avukat oluyorsunuz. Ancak birileri hiçbir yasal mevzuata dayanmadan size, ‘Avukatlık yapamazsınız! Yasak…’ diyor” diye konuştu. Avukat Şaştım,  “Peki bu yasağın süresi ne kadar? Bir yıl mı? Beş yıl mı? On yıl mı?” diye sorarak birilerinin “Hayır, ömür boyu” dediğini aktardı. Şaştım, “Hukuk diliyle ifade edecek olursak mesleğimiz açısından biz müebbet hapse mahkûm edildik. Yargılama yapılmadan… Savunmamız alınmadan, yargısız infazla” dedi.

“DANIŞTAY’IN KARARI BÜTÜN MESLEK GRUPLARINA DAYANAKTIR”
Avukat Figen Şaştım, diğer bütün meslek gruplarının da Danıştay’ın kararını gerekçe, mesnet göstererek devlet memurlarının ek kılık kıyafet yönetmeliğinin iptali için dava açabileceklerini söyleyerek “Öncelikle de eğitimciler bunu yapmalıdırlar, çünkü şu anda başörtüsü yasağı en fazla olarak eğitimcilerde uygulanıyor” şeklinde konuştu.  Şaştım, “Ben bütün kardeşlerimize başörtülü olarak çalışma yönünde kendilerine dayatılan kılık kıyafet yönetmeliğinin iptali için dava açmalarını öneriyorum. Kendilerine de dava açma yönünde demiyorum ama danışmanlık verme noktasında hiçbir ücret beklentim olmadan Allah rızası için her zaman desteğimi ortaya koyacağımı belirtiyorum” diye konuştu.

“TÜRKİYE’DE TAŞLAR YERİNDEN OYNADI”
İstanbul ve Ankara Barosu’nun yaptığı açıklamaları ise “vesayetçi anlayışın kalıntıları” olarak yorumlayan Şaştım, “Türkiye’de taşlar yerinden bir kere oynadı. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır” dedi. Şaştım, insan hakları ve özgürlükleri bağlamında Türkiye olarak İslam dünyasına hatta Afrika ülkelerine ve üçüncü dünya ülkelerine model olma yolunda ilerleyen bir ülke olduğumuzu dile getirerek “Dolayısıyla müktesep hak dediğimiz kazanılmış hiçbir hakkın geriye alınması söz konusu olmayacaktır inşallah, bunda  umutluyum. Bu kararla bir gedik açtık, bundan sonrası da gelecektir” diye konuştu.

BİZ HAKLIYDIK, BU ÜLKE KADININI TEMSİL EDİYORDUK
Şaştım, 17 yıl boyunca mesleğini tam olarak icra edemediğini ama asla yıkılmadığını ve vazgeçmediğini söyleyerek “Çünkü biz haklıydık. Marjinal değildik ve bu ülke kadınını temsil ediyorduk. Bu duygularla bu davayı açtım. Hukukun üstünlüğünü ve vicdanı temsil eden Danıştay 8. Daire üyeleri bir karar verdi. Gecikmiş de olsa bu karar hukukun ve adaletin tecellisidir. Yargının ise vicdanının aklanmasıdır” ifadelerini kullandı. İnancı, ırkı, ideolojisi, felsefi kanaati, toplumsal aidiyeti ne olursa olsun haklı olanlara seslenen Şaştım, “Hakkınızdan asla vazgeçmeyiniz, üzülmeyiniz, yılmadan mücadeleye devam ediniz. Muhatabınız ne kadar güçlü görünürse görünsün sonunda başarı mutlaka gelecektir. Çünkü gerçekten haklıysanız Allah sizinle beraberdir” dedi. Yargının görevinin kanunları uygulamak ve adaleti sağlamak olduğunu kaydeden Şaştım, “Bu yasakla anayasa ve kanunlar ayaklar altına alınmıştır. Anayasa ile güvence altına alınan bir hak, bir meslek kuralı ile yasaklanmıştır. Yargı bu kararı ile başta anayasaya, kanunlara ve hukuka aykırı bir uygulamaya son vermiş oldu” şeklinde konuştu.

“BU YASAĞI BİZE BAROLAR UYGULAMIŞTIR”
Kendi meslek örgütü olan İstanbul Barosu’nun ve Barolar Birliği’nin kendi yanlarında olmadığını dile getiren Şaştım, “İnanması güç ama bu yasağı bize haklarımıza sahip çıkması gereken Barolar ve Barolar Birliği uygulamıştır” dedi. Şaştım, Türkiye Barolar Birliği’nin ideolojik kaygılardan dolayı bu çelişkiye düştüğünü söyleyerek “Yani anayasa ve kanunlar çiğnenerek bizim haklarımız ihlal edilmiştir. Burada bütün gücümle haykırmak istiyorum. Hak ve adalet, ideolojiye kurban edilecek kadar değersiz değildir. Eğer adaleti ve hakkı kurban ederseniz haktan ve adaletten hiçbir şey eksiltemezsiniz. Ama bu davranışınız nedeniyle hak ve adalet döner, sizi ve ideolojinizi değersiz hale getirir” ifadelerini kullandı.

Şaştım, “Karardan sonra önceki gün Üsküdar 1. İş Mahkemesi’nde duruşmalara katıldım. Ancak Üsküdar 2. İş Mahkemesi hakimi tarafından duruşmaya girmemin tutanak altına alınarak Baroya bildirileceği yönünde tehdit aldım. Ancak haklı davamı ve kararı kendisine ibraz ederek bu işlemin yapılmasına engel oldum ve duruşmaya girdim. Benim gibi meslektaşlarım da duruşmalara giriyorlar” dedi.

YENİ AKİT

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum