Türkiye’nin aydın sorunu ve Emine Şenlikoğlu

Türkiye’nin aydın sorunu ve Emine Şenlikoğlu
İlk kitabının ardından 2.5 yıl cezaevine hapsedilmiş bir yazar olan Şenlikoğlu, giyim kuşamına kadar çizgisini hiç bozmadı.

 

Ülkemizin en büyük sorunlarının başında geliyor “aydın ve yazar” sorunu. Bir kısım medya ve bazı STK’lar adeta, sadece milleti aşağılayan; inancını, değerlerini hor gören isimleri “aydın ve yazar” yerine koyuyor; alanın tamamen onların kontrolünde olmasını hedefliyor; buna hizmet ediyor tüm haber, yazı ve çizimlerinde… Onların gözünde Türkiye’nin en büyük yazarları Orhan Pamuk’tur, Elif Şafak’tır, Ahmet Altan’dır örneğin…  Sürekli reklamları yapılır; halka “alıp okuyacaksın onun kitabını” diye dayatmalarda bulunulur adeta. 
 
“Yazar-aydın mühendisliği”nin halk üzerinde ne kadar etkili olduğu tartışılır.. Fakat İslami camianın aydınlarında baş gösteren kompleksin, bunun eseri olduğunda hiç şüphe yok.  Bu noktada şu görüş ağırlık kazanıyor: “Karşı mahallenin değer vermediği Müslüman yazara bizimkiler de değer vermiyor.” 
 
Yazar Emine Şenlikoğlu’nun içinde bulunduğu durumun tam da bu olduğu düşüncesindeyim. 
 
İlk kitabının ardından 2.5 yıl cezaevine hapsedilmiş bir yazar olan Şenlikoğlu, giyim kuşamına kadar çizgisini hiç bozmadı. Aynı temelde 84 kitap daha üretti, binlerce konferansta birileri için hep “tehlikeli” olmuş konularda cesurca inandıklarını haykırdı. Aile dergisi olan Mektup’u 25 yıldır hiç aksatmadan çıkarıyor olması bile, Müslümanlar adına başlı başına büyük bir başarı. 
 
Fakat, “genç nesillerin imanını kurtarma” gayretinde hep yalnız kaldı Şenlikoğlu. “Kardeşlerim” dediği meslektaşlarından, medya organlarından bir kısmı hariç gerekli “değer”i hiçbir zaman göremedi. İri medya organları da, magazinsel tartışmalar çıkarmak için peşinde oldu hep. 
 
Tüm bunlara rağmen, Emine Şenlikoğlu’nun çok geniş bir okuyucusu kitlesi oluştu. Halk o “değer”i gösterdi. Bugün Emine Şenlikoğlu en çok okunan yazarlardan biri. 2012’de de Bağcılar Kültür Merkezi Kütüphanesi'nde en çok okunan yazar Emine Şenlikoğlu oldu.
 
ŞENLİKOĞLU İLE RÖPORTAJ
 
Habervaktim.com olarak İslami camianın önde gelen yazarlarından Emine Şenlikoğlu ile bir röportaj gerçekleştirdik. Şuan nelerle meşgul olduğundan hedeflerine; cezaevi yıllarından en çok okunan yazar oluşuna; iri medya organlarının aydın anlayışından İslami camianın kompleksine; giyim kuşam konusundan aile hayatına kadar değişik pek çok konuda sorular yönelttiğimiz Şenlikoğlu, dikkat çeken açıklamalar yaptı, çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. 
 
Fatih AKKAYA / Habervaktim.com
 
Parça parça yayınlayacağımız Emine Şenlikoğlu söyleşimizin 1. bölümü şöyle: 
 
gom-004.jpg
 
BİR KİTABI DİZİ OLUYOR
 
- Emine Şenlikoğlu kimdir? Garip bir soru gelebilir, şu öğrenmek istediğim: Emine Şenlikoğlu’nu siz nasıl tarif ediyorsunuz?
 
- İmtihan dünyasında, imtihanı kazanmaya çalışan, ifrat ve tefritten ürken, şirkten ve hurafeden çok korktuğu için, koşusuna daha hızla devam eden bir kulcağız.
 
- Şuanda nelerle meşgulsünüz?
 
- Meşgale çok, en başta hesapta olmayan, ansızın  karşıma çıkan meşgaleler var, birde programlı olarak çalışmalarım var. 
 
- Nedir o çalışmalar?
 
- Programlı olarak yaptığım çalışmalarımın başında, üçüz romanlarım var. Bu romanlarımı son kez gözden geçiriyorum, bir dizi teklifi var, onun işleriyle ilgileniyorum, facebook ve twitter'de çalışıyorum, konferanslara devam ediyorum. Herşey Allah’ın izniyle oluyor tabi ki.
 
- Dizi teklifi derken?
 
- Kısmet olursa, Maria adlı romanım dizi oluyor. Fakat onun üzerindeki inisiyatifim yeterli düzeyde olamayacak gibi. Ama ikinci bir dizi teklifi var. Onu daha çok önemsiyorum. 
 
- Hangi kitabınıza? 
 
- Üzerinde son rötuşları yaptığım üçüz romanlarımdan biri olan “Sorma Nasılsa Cevabı Yok”la ilgili. Hayırlısı olsun inşallah. Benim için önemli olan senaryosunu benim yazmam veya senaryonun benim kontrolümde olması. 
 
- Kanalı belli mi?
 
- Kanalı şuan söylemem uygun olmaz. 
 
- Üçüz romanlarım dediniz, diğerlerinin isimleri belli mi, bizimle paylaşır mısınız?
 
- Tabii, isimlerini  kamuoyuna deklare ettiğim için açıklamamda bir mahsur görmüyorum. 1’incisi dediğim gibi “Sorma! Nasılsa Cevabı Yok”, 2’ncisinin adı “Bırakalım da bizi ayırsınlar mı KÜRDOM”, 3’üncüsünün adı ise “Ada”.
 
- Kitapların dışında geleceğe dair düşünceleriniz nedir?
 
- Allah ömür, izin ve imkan verirse, yapmayı düşündüğüm çok şeyler var, galiba yaşlandığımın farkında değilim, ha bire planlar üretiyorum. Mesela, hayal ve planlarımın içinde, diziler, sitkomlar ve sinema filmleri var. Ayrıca şimdi açıklamayı erken gördüğüm bazı plan ve projelerim de var.
 
CEZAEVİ HAYATI 
 
- “GENÇLİĞİN İMANINI SORULARLA ÇALDILAR” adlı ilk kitabınızdan dolayı cezalandırılarak, hapse atıldınız. Nasıldı o yıllar? Aklınıza geldikçe neler hissediyorsunuz? Sizde bıraktığı izler nelerdir?
 
- Cezaevi konusuna girmeyelim, girersek oradan birkaç satırla çıkamayız. Galiba cezaevi hayatım dizi olacak. Belki bu vesile ile yazacağım romanda kimselere anlatamadığım, iki cezaevi kitabında da yazamadıklarımı anlatırım. 
 
- Neden yazamadınız bunları? 
 
- O zamanlar fikirlere pranga vardı ve birilerinin yaptığı işkenceler, adeta mukaddes sayılıyordu. Onların yanlışları konuşulamazdı, yazılamazdı, yazılsa da yayınlattırılmıyor, hemen toplatılıyordu! O yüzden, herşeyi yazamıyorduk, şimdi öyle değil, yazmak istediklerimizin yüzde 95’ini yazabiliyoruz artık.
 
- Bu kitabınız bugün çıkmış olsaydı, ne olurdu? Bugünkü Türkiye farklı mı?
 
- Asla hapse atılmazdım!
 
Yarın: 
 
- BENİ HARCADILAR AMA BEN BENİ HARCAMADIM 
 
- BAZILARI BANA SELAM VERMEYE BİLE TEREDDÜT ETTİ
 
- BU BEN DEĞİL DE HÜLYA AVŞAR OLSAYDI…
 
 
NOT: Yazar Emine Şenlikoğlu, röportajın ardından gelen yorumlarla ilgili genel bir değerlendirme yapacak, bu kapsamda yöneltilen soruları da cevaplayacaktır.
 
 
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
31 Yorum