Ucu bize dokunacak diye korkuyorlar

Ucu bize dokunacak diye korkuyorlar
Refah Partisi, Fazilet Partisi ve AK Parti’de siyaset yapmış, son 10 yılın en önemli siyasi simalarından TBMM Susurluk Komisyonu ve İnsan Hakları Komisyonu Başkanlıkları görevini yapmış olan Mehmet Elkatmış ile röportajımızın ilk bölümünü yayınlı

Mehmet Elkatmış Kimdir? 
1947 yılında Nevşehir’in Merkez Nar Kasabasında doğdu. İlk ve Ortaokulu Nar’da tamamladı. 1967 yılında Nevşehir Lisesinden, 1971 yılında da Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Bir müddet serbest avukatlık yaptıktan sonra 1973 yılı Nisan ayı ortalarında İstanbul Tuzla Piyade Okulunda askerlik görevini ifa etti. Sivas’a yedek subay olarak atandı. Bilahare Sivas 59. Tümen Askeri Mahkemesinde Hakim Asteğmen olarak görevine devam etti. Terhis olunca Nevşehir’de serbest avukatlık yapmaya başladı. 

Gerek öğrencilik gerekse serbest avukatlık yaptığı dönemlerde siyasetle yakından ilgilendi. İlk olarak Milli Nizam Partisi Gençlik teşkilatı kurucusu ve Genel Yönetim Kurulu üyeliği, Milli Selamet Partisi Nevşehir İl Başkanlığı, Refah Partisi Nevşehir İl Teşkilatı Kurucusu ve İl Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulundu. Bu arada MTTB, MGV ve birçok dernek ve vakfın kurucusu, yöneticiliği ve başkanlığını da yaptı. 

1991 yılında yapılan Milletvekili seçiminde Refah Partisinden 19. dönem Nevşehir Milletvekili seçildi. 1995 yılındaki seçimlerde yine Refah Partisinden 20. Dönem Nevşehir Milletvekili seçildi. Bu partinin kapatılması üzerine Fazilet Partisinin kurucusu ve Milletvekilliği görevini yaptı. 1999 yılında yapılan seçimlerde yine Nevşehir’den Fazilet Partisi’nden 21. dönem Milletvekili seçildi. Fazilet Partisinin de kapatılması üzerine bir müddet bağımsız kaldıktan sonra 2001 yılında AK Parti’nin kuruluşunda aktif rol aldı ve Milletvekili olarak görevine devam etti. 2002 yılında yapılan seçimlerde Adalet ve Kalkınma Partisi’nden Nevşehir Milletvekili seçildim.

Parlamentoda görev yaptığı süre içerisinde KİT Komisyonu üyeliği, çeşitli soruşturma ve araştırma komisyonları üyeliği, Susurluk Komisyonu Başkanlığı, TBMM Divan Üyeliği ve Katip Üyeliği ile İdare Amirliği görevlerinde bulundu. 2002 seçimlerinden sonra TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanlığına seçildi ve bu görevi kesintisiz 22 Temmuz 2007 tarihine kadar yürüttü. Halen Ankara Barosuna kayıtlı olarak Ankara’da serbest avukatlık yapmaktadır. Evli ve dört çocuk babasıdır. 

İKİYÜZLÜ MEDYANIN TUTUMU 

-Sayın Elkatmış, önemli bir süreçten geçiyoruz. Siz son on yılın önemli tanıklarından birisisiniz. Gazeteci olarak bu süreçte en çok medyanın rolü dikkatimizi çekti. Bir kısım medyanın Susurluk’a bakışıyla Ergenekon’a bakışı arasında ciddi farklar olduğunu gözlemliyoruz. O dönemde medya Susurluk’un üzerine gidilmesini istiyordu, manşete taşıyorlardı. Ancak Ergenekon’da ilgili böyle bir durum yok...

Söylediğiniz şeylere katılıyorum. Bahsettiğiniz medyanın Susurlukla Ergenekon’a bakışlarında takındıkları tavırlarda insanların inanamayacağı kadar tavır değişikliği var. O gün susurluk aydınlansın diye yeri göğü inletenler, bir takım eylemlerde bulunanlar bugün Ergenekon’da tamamen menfi tavırlar içerisine bulunuyorlar. Sanki bu işin aydınlatılmasını istemiyorlar gibi hava veriyorlar. 

-Bu tutumun nedeni ne olabilir? 

Bunun iki nedeni olabilir; birincisi ‘bu işin bir ucu bize dokunur’ diye düşünüyorlar. İkincisi ideolojik olarak yaklaşıyorlar. Bir takım kendi ideolojilerinden olanlar bu işin başkahramanlarından olduğu için onların zarar görmelerini istemediklerinden tamamen ideolojik nedenlerden dolayı özelikle sol için bunu söylüyorum buna karşı çıkıyorlar. Ters bir davranış içerisindeler.

ERBAKAN’IN MEDYAYA ETKİSİ

-Medyanın bu yaklaşımın nedenlerinden birisi de Erbakan Hoca’nın o gün Susurluk için ‘fasa fiso’ demesinin etkisi olabilir mi?

Şimdi de kendileri aynı şeyi söylüyorlar Ergenekon’un ‘fasa fiso’ olduğunu söylüyorlar. Tutum ve davranışlarında sanki Ergenekon fasa fisoymuş gibi bir yaklaşım içindeler. Şimdiye kadar ki tüm iddialarda özellikle sol için söylüyorum iflas etmiş oluyor. Bu günkü Ergenekon karşısında çıkan belge ve bilgiye göre geçmişte işlenen faili meçhul siyasi cinayetleri hep o kesim İslamcıların, Müslümanların üstüne atıyorlardı. Bunun böyle olmadığı Ergenekon soruşturmasıyla ortaya çıktı. Bunun İslamcıların ya da İslami görüşte insanların işinin olmadığı Ergenekon yapılanması içinde insanların işinin olduğu ve dolayısıyla bunun içinde her türlü insan var, sağcısı da solcusu da var, medyası var, iş âlemi var, siyasetçisi var, patrikhanesi de var. Dolayısıyla dış güçler de bu işin içinde. 

ERGENEKON’UN SIRA DIŞI ÖYKÜSÜ

-Ergenekon sürecinde en çok dikkatinizi çeken konu hangisi? Çok sıra dışı gelişmeler görüyor musunuz?

Bir araya gelmesi mümkün olmayan insanlar, bakıyorsunuz Perinçek ile MHP’yi savunan milliyetçi Kerinçsiz de var aynı organizasyonun içinde. Bakıyorsunuz DHKP-C ile milliyetçisi bir araya geliyor. Bu anlaşılabilir bir şey değil. Ergenekon’a karşı çıkanlar özellikle sol için söylüyorum. Ucu kendilerine dokunacağı için korkuyorlar. Ya da ideolojik nedenlerle karşı çıkıyorlar. 

SOL’UN GERÇEK YÜZÜ ORTAYA ÇIKTI

-Ergenekon’u sulandırma gayretleri bu yüzden demek ki…

Faili meçhul cinayetleri bu zamana kadar hep Müslümanların üzerine atıyorlardı. Bu Danıştay saldırısıyla apaçık ortaya çıktı. Olayın hemen akabinde yargısından tut bir takım siyasiler ‘bunu başörtüsü için Müslümanlar yaptı’ yaygarasını koparttılar. ‘Vakit hedef gösterdi’ dediler. Hatta Vakit’e dava bile açtılar. Ama bunun böyle olmadığı, cinayetin başörtüsünden dolayı işlenmediği, İslamcılar ya da Müslümanların yapmadığı ortaya çıktı. Birileri tarafından İslami duyarlılığı olmayanlar tarafından yaptırıldığı ortaya çıktı. Tüm bunlardan dolayı Ergenekon’u yok saymaya, küçültmeye, küçümsemeye gayret ediyorlar. Hatta avukatlığına bile soyunuyorlar.

DARBEYİ İFŞA EDENLERE CEZA KESTİLER

-Türkiye’de daha önce de darbe girişimleri oldu. Ancak bu girişimlerin ortaya çıkması bugünkü gibi sonuçlar doğurmadı. Daha çok başkaları zarar gördü. Arada ne fark var? 

O zamanki konjonktür ve şartlar la bugünkü konjonktür ve şartlar aynı değil. Bir kere teknolojik bir takım gelişmeler var. Telefon dinlemelerde o zaman böyle şartlar yoktu. İkincisi o zaman da bu zaman da en etkili güç askerin tutumu değişikti. Misal olarak o zaman bir ihtilal hazırlığı yapılmıştı basına da yansıdı. 6-9 Haziran’da askerin bir darbe yapacağı söylendi, bu deşifre edildi. Deşifre eden deniz kuvvetlerindeki Kadir Sarumsak denilen bir onbaşıydı. Bülent Orakoğlu polis kökenli olduğu için ve Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığına bildirdiler. Hanefi Avcı’ya bildirildi durum. Onlar da hükümete bildirdiler. Kadir Sarumsak, Bülent Orakoğlu ve Hanefi Avcı askeri mahkemede yargılandılar. Ve bir müddet hapis yattılar. Siyasilerden Hasan Celal Güzel de yargılandı. Basına açıkladığı için. Devletin gizli bilgilerini ifşa ettiği için. Peki ifşa ettiği şey ne; darbe. Darbe meşru bir şey mi ki? Darbeye herkesin karışı çıkması lazım. Bir defa gizlemek suç. Gizleyenler bunu yapanlar yargılanmadı. Görevini yapanlar deşifre edenler yargılandı hatta ceza aldı. 

Her iki süreçte askerin tutumu ne ölçüde etkili?

O zamanki ki askeri kanat, komuta kademesiyle bu zamanki komuta kademesi tamamen değişik, farklı. Askeri kanat demek ki o zaman o işlerin tamamen içindeydi. İçindeydi ya da himaye ediyorlardı. Örneğin Veli Küçük. Bugün Ergenekon’un içinde olan ve en önde gelen isimlerden. Günah keçisi gibi her şeyi ona yüklemek istiyorlar ben öyle düşünmüyorum. Onun üstleri de var. Onların üstüne gitmek gerekir.

KARE KARE 28 ŞUBAT FOTO ANALİZİ İÇİN TIKLAYINIZ

YARIN: 
Susurluk Komisyonu hangi şartlarda çalıştı?
Bazı paşalar komisyona bilgi vermek yerine tehdit mi etti?
 
Çevik Bir, komisyona hangi ince mesajı gönderdi? 
Hangi bilgiler komisyondan ‘devlet sırrı’ gerekçe gösterilerek saklandı? 
Jitem ve faili meçhul cinayetler hakkında bilmedikleriniz…
Jitem var mı yok mu? 

Yener Dönmez/Rıfat Yörük-habervaktim.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.