Kuytul Hoca'dan Dikkat Çeken Yorum!
Her Cuma Furkan Vakfı Genel Merkezi’nde Tefsir Dersleri düzenleyen ve tefsir dersinden sonra kendisine yöneltilen soruları cevaplayan Alparslan Kuytul Hoca, gündemdeki Gülen bedduasıyla ilgili sorular üzerine, tartışılan “mülaane/mübahele” terimlerinin dini anlamlarını anlatırken, delil olarak sunulan Al-i İmran Suresi 61. ayetten kastın ne olduğu üzerinde durdu.
Meseleyi alim-aydın bakış açısıyla ele alan Alparslan Kuytul Hoca şu noktalara temas etti:
- “Yapılan bedduaya bu beddua değil mülaane diye savunma getirdiler. Mülaane: lanetleşmek demektir. Yapılan yanlışı savunmak için ilmi açıklama yapmaya çalıştılarsa da isabet edemediler. Mülaane sonuçta yine bir beddua çeşididir.” “ … Bu şekilde birbirlerinin doğru olduğuna dair karşılıklı bir şekilde Allah’ı şahit tutup lanetleşmeye lian denilir.Kısacası mülaane karşılıklı olur.Fethullah Gülen in karşısında birisi mi var? Hayır yok.Dolayısıyla bu durumu kurtarma operasyonudur.Bu bir bedduadır.”
-Fethullah Gülen’in kendini de işin içine katması ‘’kim çaldıysa, kim hırsızlık yaptıysa, evlerini ateş alsın gibi ifadeleri bedduadır.Buna ister mulaane deyin ister ne derseniz deyin.Bizim halkımız mulaane falan da bilmez.Burada kime beddua ettiği açıkca bellidir.Madem yanlış bir hareket değildi, mülaaneydi,o zaman sitenizden neden kaldırdınız?Ve bütün bunlardan daha önemlisi; Hiç bu güne kadar bu cemaatin ya da Fethullah Gülen’in Irak’ta bir buçuk milyon müslümanı öldüren Amerika’ya ,Mavi Marmara da insanlarımızı şehit eden İsrail’e, İngiltere’ye,başörtüsü düşmanlarına,Abdulkadir Molla’yı şehid eden alçaklara, Mısır’da beş bin kişiyi şehit eden darbeci zalimlere beddua ettiğini gördünüz mü? Bırakın bedduayı, insanlar sizin ağzınızdan Amerika’nın ve İsrail’in aleyhine bir şey duymaya hasret kaldı.Bu sadece dershane meselesi değildir. Hükümet şuan daha fazla ortalık karışmasın diye dershane meselesini 2 yıl tehir etti.Fakat onlar olayı daha da büyütüyorlar.Buradan anlaşılıyor ki mesele sadece dershane meselesi değilmiş.O zaman mesele nedir? İç ve dış siyasete bakış farkıdır. Çünkü hükümet yeri geldiğinde İsraile kafa tutuyor, cemaat buna razı değil, Filistine yardım gönderip o ambargoyu kıralım diyor, cemaat ise izin aldınız mı diyor. Başörtüsü konusu da bir kırılma noktası oldu. Cemaatin başörtüsüne izin verilmesi noktasında razı olduklarında dair şüphelerim var.Biz 30 sene önce başörtüsü mücadelesini verirken onlar yine desteklemez ve katılmazlardı.Başörtüsü konusundaki görüşleri “furuaattır” demek olmuştu.
-Mesele iç ve dış siyasetteki ayrılıktır. Beddua kabul olacak ama bu beddua geri dönecektir.Çünkü kendilerine bu bedduayı Allah yaptırdı.Bugüne kadar Amerikaya böyle beddua etmediler.Demek ki Irak onları bu kadar üzmemiş, demek ki başörtülü Merve Kavakçı’ya “bu kadını dışarı atın” diyen Ecevıt’in tavrı, darbecilerin yaptıkları üzmemiş.Ve ‘’Ecevit’e Allah bana kıyamet günü şefaat etme hakkı verirse şefaat ederim’’demişti.Başörtüsüne savaş açmış birine şefaate zaten Allah izin vermez. Müslümanın ciğerinin yandığı hususlarda ciğerleri yanmadı.Başka hususlara yandı.Tarihte bir zatın sözü vardı;’’Onlar dostlarını ihmal ettiler.Düşmanlarına önem verdiler.Düşmanları onlarla dost olmadı.Bu arada dostlarını da kaybettiler.İkisi birleşince yıkılmaları kaçınılmaz oldu.Şimdi ben onu görüyorum.Bu savaşın sonunda kim kazanacak?Hükümet mi ,cemaat mi?
- Cemaatin toplam oylarının %1 olduğuna bile inanmıyorum. Parti kursunlar öyleyse görelim oylarını.%1 oyu olan bir cemaat ,güçleri ;%50 oy alan bir hükümetle kavga edecek kadar bir güçlü. Bu normal midir? Sayı yoksa bu güç nereden geliyor?Emniyet amirleri,rektörler,her tarafa yerleştirilen emniyet teşkilatı...Yargıda, üniversitelerde bu kadrolaşma kimin izniyle ve kimlerin desteğiyle oldu? Hiçbir cemaate verilmeyen hak neden onlara verildi?
- Biz hükümet taraftarı değiliz.Biz tarafsızız.Biz oy bile vermiyoruz.Ama her şey meydandadır. Kendilerince her şeyi hesap ettiklerini zannediyorlar.Seçim yatırımı yapılıyor.Seçimde belli ki CHP desteklenecektir.Kendi tabanlarındakileri AKP’den koparıp CHP’ye yaklaştırmak için kavgayı kasıtlı olarak büyütüyorlar.Artık AKP’nin kalemini kırdılar.
-Bütün bu yaşanan gelişmeler Amerika’nın cemaatle beraber olduğunu gösteriyor. Amerika kendisine “one minute” dedikten sonra hükümet ile ipleri koparmıştı zaten .Ve bu olaylarda da hiç kimse operasyonun sırf hırsızlık için yapıldığına inanmıyor, inanmaz da…Her şeyin planlandığı belli.Ama bir yerde hata ettiler.Basit dershane meselesinden sonra olaylar patlayınca kendilerinin bu operasyonları planladığı ortaya çıktı.
Cemaatin Amerika’ya güvenmeden ve buradaki derin devlete güvenmeden gemisini yakmışçasına ortalığı elli altıya vereceğine ben inanmıyorum. Ruşen Çakır’ın bir sözü var “Cemaat gemiyi yaktı. Fakat denizin ortasında yaktı.Halbuki gemi denizin sonunda yakılır.”
-Bütün bunlar Allah’ın müdahalesidir. Allah kendi dinini bozanlara bir yere kadar müsaade ediyor. Diyalog, Türkçe olimpiyatları,Müslüman bir kızı hrıstıyan bir erkekle evlendirme gibi işlerle dini bozdunuz.Sırat köprüsü kurup üzerinden Yahudi ve Hrıstıyanları da geçirdiniz.Ve dini milliyetçi, ırkçı ,insani bir harekete dönüştürdünüz.Ve islamı demokrasiye benzettiniz.Laikliği benimsediniz.Bu din Allah’ındır ve Allah buna müsaade etmez.Bütün bunlar hata değil, planlanan bir projedir.
-Bir diğer nokta ise: Bunlar dini bozacak faaliyetlerini yıllardır yapıyorlardı. Kimsenin sesi çıkmadı. Kimse tepki koymadı. Hükümet taraftarı olanlar bu durumlara hep sessiz kaldılar ve desteklediler.Ben bu meseleleri sadece bugün değil 10 yıl öncede anlatıyordum hatalarını söylüyordum.Dinler Arası Diyalog ile ilgili konferans da verdim.Benim konuşmaya hakkım var.Daha 6 ay evvel başbakan Türkçe olimpiyatlarına katıldı.Bunlar yolsuzlukları ortaya çıkardı.Yarın hükümet de onların kurduğu holdinglerdeki yolsuzlukları ortaya çıkarır. Yumruk vuran yumruk yemeye razı olacak.
Hükümet ve parti taraftarı olanlarda bugüne kadar işlenen haramlara sessiz kaldıkları için tevbe etmelidirler. Ve o cemaatte olan kardeşlerimiz yılardır ağabeylerimizin, hocalarımızın niyetleri iyidir diye hüsnü-zan ettiler.Ama hiç gidişatın kötü olduğunu görmek istemediler.Cemaatin geldiği noktaya bir bakın: Amerika ve İsrail’le iyi fakat Müslümanlarla kötü.. Kimseyle görüşmez ve selam vermezler. Bu kadar Müslümanlardan uzaklaşıp kafirlere yaklaştılar.Müslümanları da kaybettiler. Siz (cemaat) yalnız kafirlere karşı mı hoşgörülüsünüz? Şunu bilin ki Amerika bugüne kadar çok dostlarını sattı. Bir gün sizi de satacak, göreceksiniz.
İçlerinde samimi insanların olduğuna inanıyorum.Ve içlerindeki samimi hocaların artık konuşması gerektiğini düşünüyorum. Mesele bakanın çocuğunun hırsızlığı değildir. Bunlar yeni mi yapıldı? Bu hükümet 11yıldır başta. 11 yıldır hiçbir hırsızlık olmadı da sadece bunu mu yaptı? Aranız iyiyken neden bu hırsızlıkları ortaya çıkarmadınız.? Bu işin içinde samimiyetsizlik vardır. Gaybı bilen Allah’tır ama görünen bu işin daha fazla yürümeyeceğini gösteriyor. Ve büyük bir çöküş olacağını görüyoruz. Derhal beddua yerine tevbe etmelidirler. Belki de azabı önlerler.Elbet dini tahrif etmenin bir bedeli vardır.
İslamı bilen mücadeleci bir nesil değil, kız çocuğu gibi sadece matematikte, fizikte ilerleyen adamlar yetiştirdiniz. Bizim bilim adamından çok dava adamına ihtiyacımız var.!!!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.