'Dua Odası' dini hafife alanların uydurması
Daha çok Hristiyanlık dininde yer alan bu kavram, son dönemde başta Frankfurt olmak üzere bazı uluslararası havaalanlarında Müslüman, Hristiyan ve Museviler için ayrı ayrı ibadethane tahsis etmek yerine pratik olarak ortak bir mekan ile ihtiyaca cevap vermek amacıyla kullanılıyor.
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayri Kırbaşoğlu, ülkemizde bu tür merkezlerde ibadethane tahsis edilmesinin çok güzel olduğunu ancak mescit veya cami yerine "Dua Odası" denilmesinin tehlikelerine dikkat çekti.
Panora Alışveriş Merkezinde ibadet için böyle bir mekân tahsis edilmesini "iyi niyetli bir girişim" olarak değerlendiren Kırbaşoğlu, "ancak bunun üç tehlikesi var. Sekülerleştirme, dini hafife alma ve kültürümüzdeki cami ve mescid kavramlarının unutulmasına yol açma" dedi.
Dinimizde "dua odası" diye bir kavram bulunmadığının altını çizen Kırbaşoğlu, "Uydurma bir şey. Hele oda demek, 'sigara odası, müdür odası' der gibi çok küçültücü bir şey. Milletimiz Müslüman bir millet. Türk toplumunun dilinde, kültüründe ve inancında bunun adı; mabet, mescit veya camidir. Dolayısıyla buraya mescit isminin verilmesi en makul ve en uygun olanıdır" diye konuştu.
İbadet için ortak mekan kullanılabilir
İslam inancına göre, bir mescidde Hıristiyan veya Yahudinin de gelip ibadet edebileceğini kaydeden Kırbaşoğlu görüşlerini şöyle açıkladı:
"Hz. Peygamber zamanında Necran'dan hristiyan heyeti geldi. Peygamberimiz onlara mescidi tahsis etti. Ayrıca 'yeryüzü kendilerine mescid kılınan' müslümanlar da hristiyanların kiliselerinde ve yahudilerin havralarında namaz kılabilir. Yani müslümanlar, hristiyanlar ve museviler birbirlerinin mabedini kullanabilirler. Dinen de, fiilen de bu mümkündür. Dolayısıyla, buraya mescit yazılması en makul olan şeydir. Türkiye gerçeği mesciddir. Ama yahudi ve hristiyanlar da gelip burada rahatlıkla ibadet edebilirler. Buna bir engel ve sakınca yoktur"
habervaktim.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.