Laiklik baskı aracı!

Laiklik baskı aracı!
MGK Genel Sekreterliği’nde Müşavirlik görevinde bulunan, TSK’dan Kurmay Albay rütbesiyle emekli olan Dr. Atilla Sandıklı “anlayana” önemli mesajlar verdi. Sandıklı, çağdışı laiklik uygulamalarının Türkiye’nin birlik ve ber

TSK’da birileri “laiklik adına” başörtülü anneleri Mehmetçiklerin yemin törenine sokmazken, aynı ocaktan yetişme kimi isimler ise akîl önerilerle laikliğin baskı aracı olarak kullanılmasına karşı çıkıyor. Askerî bürokrasinin tepe noktalarında görev yapan, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği Müşavirliği’nin yanı sıra Harp Akademileri’nde Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanlığı görevinde bulunan, Harp Akademileri Stratejik Araştırmalar Merkezi’ni kuran ve ordudan Kurmay Albay rütbesiyle emekli olan Dr. Atilla Sandıklı, isim vermeden TSK, üniversiteler ve diğer bazı çevrelerdeki baskıcı laiklik anlayışını eleştirdi, bu anlayışın ülkeyi tehdit ettiğini bildirdi.  

HALKIN DEĞERLERİNE SAYGI GÖSTERİLMELİ 
Bilge Adamlar Stratejik Stratejik Araştırmalar Merkezi (BİLGESAM) Başkanı Dr. Atilla Sandıklı tarafından hazırlanan “Değişen Güvenlik Anlayışları ve Türkiye’nin Güvenlik Stratejisi” başlıklı raporda, laikliğin iç barışın gereği olması gerekirken, yanlış uygulamaların onu bir tehdit aracı haline getirdiği vurgulandı. Raporda, “İrticayla mücadele ve laiklik adına insan haklarına aykırı olarak halkın temel inançlarına ve değerlerine karşı çıkılması, farklı inanç ve değerlerin halka dayatılması Türkiye’deki birlik ve beraberliğe zarar vermektedir. Çağdaş laik anlayışına aykırı olarak bu görüş ve eylemlerin sistematik bir hal alması ve halk üzerinde baskı oluşturulması da Türkiye’nin birlik ve beraberliğine yönelik önemli bir tehdidi oluşturmaktadır” denildi.  

KAOSA DİKKAT  
Ülke içindeki siyasi, ekonomik, sosyo-kültürel ve psiko-sosyal istikrarın bozulmasına yönelik girişimlere de dikkat çekilen raporda, önceliğin “kanun devleti” yerine hukuk devleti anlayışının yerleştirilmesi, inançlara karşı hoşgörüsüzlükten kaçınılması gerektiği dile getirildi.  

DEMOKRASİ MİLLİ GÜVENLİĞİN UNSURU  
Türkiye’nin her koşulda demokrasinin tam işlediği bir hukuk devleti olma hedefine ulaşması gerektiği kaydedilen raporda, “Millî güvenlik, Türkiye’nin savunulması, elverişli dış ilişkiler ve düzenlemelerin oluşturulması, ekonomik refahın sağlanması ve demokratik değerlerin geliştirilmesine bağlıdır” denildi.  

SINIRLARDA CAYDIRICI OLUNMALI  
BİLGESAM raporunda, ülke güvenliği için sınırlarda etkin bir güvenlik alanı oluşturulması gerektiği de vurgulandı. Raporda, şöyle denildi: “Meydana gelebilecek fiilî tecavüzler, sınır ötesinden itibaren karşılanarak, en kısa sürede ve asgarî kayıpla bertaraf edilmelidir. Bunun sağlanabilmesi için etkin istihbarat, erken ikaz ve uyarı sistemine ihtiyaç vardır. Ayrıca proaktif bir kriz yönetim sistemi ile süratli ve etkili müdahale yöntemlerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Günümüzün güvenlik ortamında Türkiye’nin güvenliğine yönelik en önemli tehdit terörizmdir ve bunu destekleyen bölücülüktür. Irak’ın kuzeyindeki durum ise bu tehdidin gelişmesine katkı sağlamaktadır. Bu tehdide karşı Türkiye son zamanlarda olduğu gibi uluslararası desteği arkasına almalı, güvenlik güçleriyle PKK terör örgütüne karşı mücadelesini aralıksız sürdürmelidir. 

DEVLET HALKLA KUCAKLAŞMALI  
Bu mücadeleye paralel olarak bölgede terörün gelişmesine neden olan olumsuz koşulların düzeltilmesi amacıyla kapsamlı bir planın parçası olarak ekonomik, sosyo-kültürel ve psiko-sosyal tedbirler alınmalıdır. Ekonomik hayatın gelişmesi, işsizliğin önlenmesi, sağlık imkanlarının yaygınlaştırılması ve eğitim konularında alınacak tedbirler ile devletin bölgedeki varlığı artırılmalı, devlet ile halkın kucaklaşması sağlanmalıdır.” 

(Salih Matur – habervaktim)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.