İsrail'in Gazze yenilgisine 23 delil
Siyonist rejim, HAMAS’ın yenilgisini, İran’a vurulacak bir darbe olarak hesaplayan bazı Arap devletlerine güvenerek ve Beyaz Saray’daki geçiş döneminden de istifade edip, bombardımanını HAMAS liderlerinin tümünü bir defada öldürebilmek için tam ayar bir kara saldırısına çevirdi. Fakat bu plan, kurucularının ellerinde patladı; her şey birbirine karışarak kontrolden çıktı ve İsrail ordusu kendisini bataklığa saplanmış bir şekilde buldu.
Sonra da, politik iflasın eşiğinde olan Kadima Partisi’nin liderleri, genel seçimlerin hemen arefesinde kendilerini kurtarabilmek ve kirli çamaşırlarını gizleyebilmek için alel acele planlarını (ateşkes) uygulamaya koyuldular.
Gazze savaşı, İsrail rejimine son darbeyi vurdu, bunun sonucunda rejimin mevcudiyetini ciddi bir tehdit altında bırakacak olan iç kavgalar başlayacak.
Dünyanın en gelişmiş-öldürücü silahlarına rağmen, Gazze’ye karşı düzenlediği vahşi-soykırım operasyonunda, bir avuç HAMAS mücahidi karşısında hedeflerine ulaşamayarak, tek taraflı ateşkes ilan etmek zorunda kalan İsrail’in, Lübnan’dan sonra ikinci yenilgisini aldığı yorumları giderek İsrail ve dünya basınında da geniş yer almaya başladı. İran'ın İngilizce yayın yapan TV kanalı Press TV'nin editörü Sami Habib, siyonist rejimin Gazze'de uğradığı yenilginin delillerini ortaya koydu. Sami Habib'in “İsrail'in 23 Gün Savaşında Mağlup Olduğuna 23 Delil” başlıklı analizini Kemal Saral'ın çevrisi ile sunuyoruz:
Tel Aviv, 2006 yazındaki Lübnan Hizbullahı karşısında aldığı yenilgiden ders çıkararak savaşın başlangıcında, operasyonunun spesifik amaçlarını ilan etmekten kaçındı; böylelikle çatışmaların ardından zafer ilan etmesi daha da kolay olacaktı.
İsrail ordusu başlangıçta HAMAS’ı birkaç gün içersinde ezip geçeceğini hesap etmişti. Siyonist rejim, HAMAS’ın yenilgisini İran’a vurulacak bir darbe olarak hesaplayan bazı Arap devletlerine güvenerek ve Beyaz Saray’daki geçiş döneminden de istifade edip, bombardımanını, HAMAS liderlerinin tümünü bir defada öldürebilmek için tam ayar bir kara saldırısına çevirdi.
Fakat bu plan, kurucularının ellerinde patladı; her şey birbirine karışarak kontrolden çıktı ve İsrail ordusu kendisini bataklığa saplanmış buldu birden. Sonra da, politik iflasın eşiğinde olan Kadima partisinin liderleri, genel seçimlerin hemen arifesinde kendilerini kurtarabilmek ve kirli çamaşırlarını gizleyebilmek için acel acele planlarını (ateşkes) uygulamaya koyuldular.Girdikleri çıkmazdan kurtulabilmek için tek taraflı ateşkes imzalarlarken askeri başarısızlıklarını insani eylem maskesi altında gizlemek istiyorlardı. Tüm bunlara rağmen İsrail ordusu ve politik yetkililer çok ilginç bir şekilde hâlâ HAMAS karşısında zafer kazandıklarını iddia etmeye devam ediyorlar. Fiili durum tam aksini ispat ediyor; siyonist rejimin 33 gün savaşında yüzleştiği yenilgiden de daha küçük düşürücü bir durum söz konusu. İsrail, hiç şüphesiz kaybeden taraftı, çünkü:
1) Askerî açıdan bakarsak Ortadoğu’nun “en güçlü ordusu” sadece silahlı bir grupla karşılaştı ve Gazze şeridinin şehir kısmında zorlukla ilerleyebildi. Çok şiddetli bir direnişle karşılaştılar ve askeri bir zaferin bedelinin çok yüksek olduğunu anlamakta da gecikmediler.
2) Operasyonun başlangıcında İsrail, amacının HAMAS ve diğer Filistinli grupların fırlattıkları füzelere engel olmak olduğunu ilan etmişti. Filistinliler ise, İsrail hedeflerini savaşın son saatlerine dek vurmaya devam ettiler.
3) HAMAS, füzelerinin menzilini artırarak Gazze’nin 60 km. ötesini vurabilmeyi başardı.
4) Sivil insanları katletmek suretiyle İsrail, kendi güvenliğini tehlikeye atacak bir şekilde saatli bomba üreten bir fabrika kurmuş oldu. Gazze’deki sivil kıyımının ardından şiddetsiz çözümü benimseyen Filistinlilerin bile askeri taktiklere yönelmiş olmaları kuvvetle muhtemel. Bu insanların çoğunun kaybedecek bir şeyleri olmadığını da aklınızda tutun.
5) İsrail acele olarak savaşa doğrudan katılmamış 3. bir tarafla (ABD) Gazze’ye silah sokulmasını önlemeye dönük olarak anlaşma imzaladı. Bu, kamuoyunu savaşın sonucunda bazı kazanımlar elde ettiklerini ikna etmeye dönük olarak yapılan bir propaganda savaşı taktiğinden başka bir şey değil.
6) HAMAS cephaneliğini yenileme yemini etti; bu İsrailli yetkililerin HAMAS’ın kendileri karşısında askeri olarak duramayacağı iddialarına vurulan bir darbeydi.
7) Said Siyam’ın dışında hiçbir üst düzey HAMAS lideri öldürülemedi. Aslında İsrail saldırısının binlerce kaybı arasından sadece 95 HAMAS mensubunun şehid olduğu tahmin ediliyor. Bu kişiler de bazı Arap ülkelerinin ihaneti sonucu ilk günde tuzağa düşürülerek katledilmişlerdi.
8) İsrail’in küçük bir topluluk tarafından yenilmesi 1967 yılında pek çok Arap ülkesinin ordusu karşısında galip gelen bu “yenilmez ordunun” imajını bozmuş oldu. Cephaneliğinizde ne olursa olsun eğer düşmanınızın zihninde yenilmişseniz artık kaybetmiş sayılırsınız. İsrail yok oluş sarmalına girmiş görünüyor.
9) Siyasi perspektiften bakarsak eğer İsrail’in durumu askeri alanda olduğundan daha iyi vaziyette değil. İlk kez iki İsrailli büyükelçi dışarı atıldı ki; bu Tel Aviv için büyük bir küçük düşmeydi.
10) Kadın ve çocukların da dahil olduğu rastgele öldürmeler uluslararası kınamaları o derece artırdı ki; sürekli olarak İsrail aleyhindeki BM Güvenlik Konseyi kararlarını veto eden ABD bile nötr kalarak ateşkesin ilan edilmesine seyirci kalmak zorunda kaldı.
11) İsrail’in baskı uygulamak yoluyla HAMAS’ın Gazze halkındaki popülaritesini azaltmaya dönük stratejisi de açık bir şekilde geri tepti. İslâmî hareket savaş öncesinden daha popüler, zira Arap halkları nezdinde İsrail’e darbe vuran her kim olursa olsun kahraman telakki edilir.
12) Gazze savaşının ardından Mahmut Abbas’ın politik hayatı da sona ermiş oldu. HAMAS hükümetinin devrilmesinden sonra Gazze’ye dönmeye hazırlanan Abbas, artık politika simsarlarına geleceğin arenasında yer bulabilmek için yalvarmalıdır. Abbas eğer seçimleri kaybederse İsrail barış görüşmeleri için önemli bir partnerini kaybetmiş olacak.
13) Kadima’nın gelecek seçimlerde zafer kazanma şansı tamamen ortadan kalktı. Başka bir deyişle barışa inancı olmayan aşırı sağcı fanatikler (Likud gibi) iktidara gelecek. İsrail kendini var olan çatışmanın politik çözümü için hiçbir imkanın kalmayacağı günlere hazırlamalı.
14) Gazze savaşının İsrailliler için başka bir beklenmedik sonucu daha oldu: Dünyanın dört bir yanındaki bütün Müslümanları ve İsrail karşıtı partileri birleştirdi. Dünya şimdiye dek bu kitlesellikte İsrail karşıtı gösterilere tanık olmamıştı hiç.
15) HAMAS diğerleri için iyi bir örnek oldu. Artık hiç kimse, İsrail’i askeri direnişi benimsemiş küçüklü büyüklü teşkilatlarla var olma mücadelesine girmiş görürse bir gün şaşırmayacak.
16) İsrailliler liderlerinin kendilerini koruyamadıklarını anladılar, işgal edilmiş topraklar içersinde güvenli bir belde yok onlar için. Bu durum, İsrail’in en büyük kâbusunun gerçekleştiğini gösteriyor: Tersine göçte yaşanan büyük yükseliş ve bunun demografik dengeye olan etkisi. Bu gidişat Yahudilerin Filistin’de azınlık durumuna düşmeleriyle neticelenerek İsrail rejiminin temelini sarsabilir.
17) Savaştan sonra tüm dünya HAMAS’ın görmezden gelinemeyecek etkin bir aktör olduğunu kabul etti.
18) İsmail Heniye bu savaşı, Kur'ani Furkan kelimesi ile tarif etti. (Yanlışla doğruyu ayırt eden manasında) Savaşın sonucunda İsrail yanlısı bir tavır sergileyen ülkelerin duruşu daha da zayıfladı ve İran ile Suriye’nin oluşturduğu direniş hattının önemi arttı. Dolayısıyla güç dengesi İsrail çıkarlarının aleyhine değişmiş oldu.
19) Kadima liderleri kendilerini aptal durumuna düşürerek rejime önderlik etmenin gerektirdiği niteliklere sahip olmadıklarını gösterdiler. Eski Başbakan Şaron tarafından rejimi çıkmazdan korumak için kurulan Kadima partisi Gazze’ye saldırarak intihar etmiş oldu.
20) Savaş İsrail’e yakın olan İslâm dünyası liderlerinin politik duruşunu da zayıflattı. Artık halklarıyla yüzleşmek zorundalar. Bu süreç, siyasi protestoların çok nadir görüldüğü bazı ülkelerde tanık olduğumuz geniş itirazlara bakılırsa eğer, başlamış durumda.
21) Batılı gazetecilerin de tanıklık ettiği gibi kesintisiz bombardımana rağmen Gazze halkı moralini koruyabilmeyi başardı. Sınırlardan güvenli bölgelere kaçmaya çalışan insanlar görmedik. İsrail kasabalarında ise her gün pek çok kişi şok tedavisi görüyordu. Başka bir deyişle İsrail psikolojik savaşı da kaybetti.
22) Dünyadaki Yahudi karşıtlığı daha da alevlendi.
23) İsrail’in Gazze’de savaş suçu işlediğine inanan ve siyonist rejimi uluslararası mahkemelere şikâyet edecek olan pek çok kişi var ve ilerde de var olacak. Eğer HAMAS yok edilseydi İsrailliler bu ağır bedeli ödediklerine değdiğini söyleyebilirlerdi. Peki bu olmadan bu şiddette bir uluslararası kınama dalgası uyandıran eylemlerini nasıl haklı gösterecekler?
Gazze savaşı, hiç şüphesiz statükoyu İsrail aleyhine değiştirmiştir. Tarih kendisini tekrar etmişe benziyor. Durum tıpkı 33 gün savaşının ardındaki gibi. Tek bir şey hariç: Rejimin yenilgi için göstereceği bir bahanesi; savaşı yöneten tecrübesiz bir savunma bakanı yok.
Gazze savaşı İsrail rejimine son darbeyi vurdu, bunun sonucunda rejimin mevcudiyetini ciddi bir tehdit altında bırakacak olan iç kavgalar başlayacak.
Bir kez hata yapanlar tecrübesiz olarak değerlendirilebilir ama hatalarını tekrar edenler aptallardır. Yeni bir Winograd raporu mu beklemeliyiz acaba?
VAKİT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.