Askerin yargıya müdahalesinin belgesi çok

Askerin yargıya müdahalesinin belgesi çok
Her dönem siyaset ve yargı üzerinde baskısı bulunan, bunu kimi zaman alenen çoğu zamanda gizlice sürdüren askerin yargıya müdahalesine son örnek Kayseri'den geldi. Kayseri'nin köklü gazetelerinden Kayseri Gündem'in Genel Yayın Yönetmeni ve Başyazarı Mehme

BELGEYİ GÖRMEK İÇİN TIKLAYIN!

KAYSERİ GÜNDEM'İN HABERİNE ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN!

PAŞALARIN TÜM SES KAYITLARINI DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN!

28 Şubat sürecinde perde arkasında yaşananların gündeme yeniden gelmesiyle birlikte baskının boyutu da ortaya çıkmaya başladı. Kayseri'de yayın yapan Kayseri Gündem gazetesi tarafından yayınlanan belge, askerin baskısının siyasetin nabzının attığı Başkent ile sınırlı olmadığını, tüm illerde yargı ve basın üzerinde de baskı kurduğunu gözler önüne serdi.

Kayseri Gündem gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve Başyazarı Mehmet Uğurlu, köşesinde işte bu şok belgeyi ifşa etti. Uğurlu köşesinde şöyle dedi:

"Son zamanlarda 28 Şubat'ta yargıya müdahale tartışmaları sürerken dönemin en güçlü paşası Çevik Bir'in gazetemizle ilgili son derece ilginç bir şekilde yargıya müdahalesinin belgesini yayınlıyoruz.

SAVCIYA BASKI

Dönemin Basın Savcısına Genelkurmay Başkanı adına İkinci Başkan Çevik Bir, imzalı bir yazı yazılmıştı ve Kayseri Gündem Gazetesinde çıkan okuyucu mektupları köşesindeki ibarelerden dolayı benim cezalandırılmam ve savcı tarafından gereğinin yapıldığına dair Genelkurmay’a bilgi verilmesi isteniyordu. Dönemin savcısı ben ve Oğuz Memiş’i çağırmış ve bu belgeyi bize verirken şöyle demişti. ‘Aslında bu belgeyi size vermemem gerekir fakat resmen ortada yargıya müdahale var elinizde bulunsun’ demişti. ‘Çevik Bir resmen bana emrediyor ve size ceza vermemi istiyor’ demişti. Bu yazıdan dolayı savcı mecburen dava açacağını belirtip bizi göndermişti. Gerçekten 159. maddeden dolayı ağır cezada dava açıldı. Daha sonra Kayseri Ağır Ceza Mahkemesi topu Ankara DGM’ye attı. Ankara 2 Nolu DGM’de duruşmaya çıktım. İlk duruşmada beş dakika içerisinde beraat kararı verdiler. Çünkü ortada bir suç yoktu. Ve Çevik Bir emekli olmuştu.

28 Şubat’ta basına yönelik baskıyı iliklerimize kadar yaşadık. Yüzün üzerinde dava açıldı. Her günüm Kayseri 1. Ağır Ceza ve 2. Ağır Ceza Mahkemesinde geçiyordu. Savcılarla ve hâkimlerle neredeyse akraba olmuştuk. Zaten emniyet görevlileri benim ifademi almaktan adeta usanmıştı. Çünkü her yazdığım yazıya dava açılıyordu. Her manşetimiz kesinlikle davalık oluyordu. 28 Şubatın o baskılı günleri üzerimizden silindir gibi geçiyordu. Bir gün dönemin bir savcısıyla konuşuyorduk. Dedim ki ‘sayın savcım neden her yazdığım yazıya dava açıyorsun, ben suç işlemiyorum ki.’ Savcının cevabı ilginçti. ‘Mehmet Bey ben kendimi kurtarmak durumundayım. Benimle ilgili dinci yakıştırması yapanlar var. Ben bu yakıştırmayı üzerimden atmak için Kayseri’de sizin her yazınıza dava açmalıyım ki bana dinci demesinler.’ Evet böyle diyordu. Ardından çok enteresan bir olaya şahit olduk. Manşetten verdiğimiz belgede görüldüğü gibi, Çevik Bir’in en ihtişamlı döneminde 1998 yılında Kayseri Gündem ve benim hakkımda savcıya yazılmış gizli ibareli bir yazı elimize geçti. Daha doğrusu bizzat o zamanın savcısı bunu bize verdi. Savcı ‘ Çevik Bir bana baskı kuruyor’ dedi. ‘Benim sizi cezalandırmam ve kendisine bilgi vermemi istiyor. Bu resmen yargıya müdahaledir’ dedi. Yazıyı okuyunca gerçekten şok olduk. Bir okuyucu köşesinde geçen yazıdan dolayı 159. maddeden yargılanmam isteniyordu. Türkiye Cumhuriyetini yıkmak suçu mu işlemiştim ki? Nihayetinde Kayseri Ağır Ceza Ankara DGM’ye sevk etti. Ankara 2 Nolu DGM’de yargılandım ve ilk duruşmada beş dakika içinde beraat kararı verdiler. 100’ün üzerindeki davalardan hiç ceza almadım yüzde 80’inden beraat ettim % 20’si de daha sonra çıkan aftan dolayı düştü. 12 yıldır Kayseri Gündem gazetesinin Yayın Yönetmeniyim ve o dönemdeki baskı kadar gazetecilik hayatımda baskı görmedim. Neydi o yıllar. Ağzımızı açsak kendimizi ağır cezada buluyorduk. Tabi önce Emniyet Güvenlik Şubede daha sonra Ağır Cezada. Ve hatta Ankara DGM’de. Savcı dava açıyordu ben mahkemeden beraat kararı alıyordum. Çok şeyler yaşadık. Allah bir daha yaşatmasın o günleri. Gazetemiz toplatılıyordu, yayın yasağı getiriliyordu, hatta birinde matbaamız gece yarısı basılmış ve yayın durdurulmuştu. Hem de kanunsuz bir şekilde. Bizim suçumuz sadece fikirlerimizi savunmaktı. Antidemokratik uygulamaları eleştirmekti. Evet tek suçumuz gazeteci olmaktı."

HABERVAKTİM.COM

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.