ETÖ, Başbakan'a giden bu mektupla ortaya çıktı

ETÖ, Başbakan'a giden bu mektupla ortaya çıktı
Ergenekon operasyonunu Erdoğan'a giden bu mektup başlattı

Ergenekon soruşturmasını başlatan, alacağı istikameti, araştıracağı bağlantıları ortaya koyan mektup ortaya çıktı. Başbakan Erdoğan'a gönderilen imzasız mektup, Ergenekon iddianemesinin eklerine girdi. Fatih Altaylı mektubu bugün Habertürk'teki köşesinde yayınladı. 
 
İşte o mektup... 

Sayın.....
Size, 2003 yılında hazırlanan, ancak açığa çıkınca uygulamaya konulamayan bir darbe planı hakkında bilgi arz etmek istiyorum. Bunu; güzel ülkemizdeki herşeyi
altüst etmeye çalıştıkları halde ortada vatansever ve demokrat gibi dolaşan
simaları daha yakından tanımanız için gönderiyorum. Plan; J.Gn.K.lığı bünyesinde,
ancak diğer kuvvet komutanlıkları ile koordineli olarak hazırlanmış.. Planlamada baş aktör o dönemdeki J.Gn.K. Org. Şener Eruygur. 2003 yılında hazırlanmış olan
planın 2004 haziran-temmuz aylarında uygulanması düşünülmüş.. Hazırlıklar bütün ayrıntılarıylayapılmasına rağmen, TSK’da güçlü bir istihbarata sahip olan dönemin
Gnkur. Bşk. Org. Hilmi Özkök tarafından tespit edilerek akamete uğratılmış ve uygulamaya konulmasına fırsat verilmemiştir. Plan özetle; Gnkur. Bşk. Org.
Hilmi Özkök’ün zorla istifa ettirilmesini, AKP’nin parçalanmasını ve baskı ile hükümetin devrilmesini, daha sonra da hem TSK içerisinde, hem de Anayasa’dan başlamak üzere sivil idarede yeniden düzenleme yapılmasını kapsamaktadır.

İKİ AŞAMALI PLAN 

Plan 2 aşamalı bir uygulamayı içermektedir. Ayışığı olarak adlandırılmış olan birinci aşamada, Gnkur. Bşk. Özkök’ün baskıyla istifa ettirilmesi, AKP’den azami sayıda milletvekilinin istifa ettirilerek ayrı grup kurmalarının sağlanması ve
Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer’in görevinde kalmaya devam etmesi planlanmış.
Yakamoz olarak kodlanan ikinci aşamada ise; kontrol ele alındıktan sonra, TSK’nın, Anayasa dahil olmak üzere sivil idarenin ve Türkiye’nin dış dünyayla olan ilişkilerinin yeniden düzenlenmesi planlanmıştır... İki husus dikkat çekmektedir.
Birincisi, bu sadece askerlerin planladığı bir girişim değil, sivillerle ortaklaşa yürütülen bir girişimdir. İkincisi ve çok daha önemlisi darbeci ekip dağıtılsa bile hareketi sürdürecek idharın (yığınağın, kadrolaşmanın) yapılmasının planlanmış olmasıdır.

VEKİLLERE TEKNİK TAKİP

Yansı-3’te azami sayıda AKP’li milletvekilinin Başbakan Erdoğan’dan ayrılmasının
sağlanmasıyla ilgili olarak;
Milletvekillerinin analiz edilerek gruplandırılması, gruplarla temas kurularak organize edilmesi, liderlerin belirlenmesi,
Milletvekillerinin basın açıklamalarında kullanacakları tema ve argümanların belirlenmesi, ayrılan milletvekillerinin dağılmadan yeni bir grup kurmalarının sağlanması gibi faaliyetlerin yapılması planlanmış;

Yapılacak bu faaliyetlere karşı; Başbakan Erdoğan’ın milletvekillerine yönelik tehdit, şantaj ve çıkar sağlama gibi yöntemlerle baskı uygulaması, milletvekillerinin açıklamalarının basite indirgenmesi ve spekülatif hale getirilmesi, ayrılan milletvekillerine bireysel karalama kampanyaları yöneltilmesi, harekete
katılan bütün milletvekillerinin teknik takip (telekulak-dinleme) altında tutulması...

İSTİFA ETTİRME YÖNTEMLERİ

Yansı-13’te icranın kısaca nasıl olacağı ifade edilmiştir. Buna göre; Özkök’ün istifa ettirilmesi için :

Doğrudan Girişim: 3 Kuvvet K. ve J.Gn.K.nın ziyaret ederek doğrudan istifaya zorlamaları
Dolaylı Girişim: Org. seviyesindeki gen. ve amirallerin topluca imzalı açık mektuplarının Gnkur. Bşk.na verilmesi
Gri Girişim: TSK mensuplarının yazılı ve imzalı açık mektuplarının Kuvvet K.ları tarafından Gnkur. Bşk.na verilmesi
Siyah Girişim: TSK mensupları ve sivillerin dışarıdan çekil baskısı yapmaları.
Başbakan Erdoğan ile ilgili olarak; milletvekillerinin dağıtılması, Kuvvet K.larının uyarı yapması, dışarıdan aydın, YÖK ve üniversiteler ile sendika merkezli kamuoyu baskısı yapılması planlanmıştır.

ZEYBEK - ALP - ÖZDAĞ

-Yansı-15’te görüldüğü gibi, Aydın Doğan’ın çizgisini değiştirmesi için baskı yapılması, aksi halde “işlem” yapılması planlanmıştır. Doğan Medya’nın başlangıçta hükümet destekçisi olmasına rağmen sonradan tamamen hükümet
karşıtı bir çizgi benimsemesi bu planlama açısından bakıldığında oldukça anlamlı görülmektedir. Ayrıca kurulacak alternatif partinin başına N.Kemal Zeybek, A.Vefik Alp veya uygun bir kişinin (ek 9 numaralı yansıda Ümit Özdağ) hazırlanması
planlanmıştır. Şimdiye kadar milliyetçi ve demokrat geçinen bu şahısların darbeciler ile işbirliği içinde oldukları açıkça görülmektedir...

DARBECİ KADRO NE YAPIYOR?

Yukarda da belirtildiği gibi; girişim açığa çıktığı takdirde hareketin devam ettirilebilmesi için gerekli idharın (kadrolaşmanın) yapılması öngörülmüştür. Bu kadrolaşma bugün ne durumdadır? Ne yapmaktadır? Bunun dikkatle takibi gerekmektedir.

Bugüne kadar yaşanan; Trabzon’daki rahip cinayeti, Şemdinli olayları, Trabzon, Mersin ve Bilecik’te ulusalcı çizgide yaşanan olaylar, Danıştay saldırısı, Özel Kuvvetler bünyesinden çıkan çeteler, Hrant Dink cinayeti, suikast planları vb.
diğer olaylar, faillerinin yakalanması nedeniyle sansasyona neden olmadan
ve büyümeden önlenmiştir. Dolayısıyla gerilim tırmandırılamadığından darbe
girişimine bahane oluşturamamıştır. Bu olaylar da göstermektedir ki; adı ne olursa olsun darbe veya 28 Şubat benzeri postmodern darbe girişimi riski bugün de devam etmektedir. Ayrıca bunun ilk emareleri, 2006 ağustos ayında komutanların görev değişimleri esnasında yaptıkları konuşmalarda da açık bir şekilde
verilmiştir. 

Darbeci kadro şu anda ne yapıyor?

Darbecilerin Doğan Grubu ile temaslarına Mustafa Özkan’ın aracı olduğu da Özden Örnek’in günlüklerinde şöyle geçiyordu: “Önce basını ele geçirmeye çalışacaktık.
Bu nedenle ben MÖ’ı davet edecektim... “ 

18 Aralık 2003

“Akşam yemeğe Mustafa Özkan ve eşiyle Kara Kuvvetleri Komutanı ve Hv.KK.
geldiler.M.Ö bize gelmeden önce Süleyman Demirel’e uğramış ve bize ondan
bazı mesajlar getirmişti. M.Ö ile konuştuğumuz konuların özeti şöyleydi. Basın ile
aramızı nasıl düzeltebiliriz, diye konuştuk. Kendisi bu işin zor olduğunu hepsinin kendi ticari ilişkileri nedeniyle hükümete göbekten bağlı olduklarını ve kolay kolay hükümet aleyhine bir yazı yazmayacaklarını hepsinin devlete borcunun bulunduğunuanlattı. Bilhassa Aydın Doğan üzerinde durarak en büyük medya patronu olması nedeniyle aramızı nasıl düzeltebileceğimiz konusunu araştırdık.
Kolay olmayacaktı ama M.Ö bizi medya patronlarına işin kötüye gittiğini ve tedbir alınmasa çok geç olacağı konusunu anlatarak onları iknaya çalışacağını söyledi.”

Yaşar Büyükanıt’a dikkat

Org. Büyükanıt’ın 2004’teki darbe girişimine karşı çıkması son derece doğaldır. Eğer ‘evet’ demiş olsa ve darbe gerçekleşmiş olsa idi, kısa bir süre sonra emekli olacak, ipler Org. Eruygur’un eline geçmiş olacak ve kendisi de Gnkur. Bşk. olamayacak idi. Bu nedenle bugün böyle bir faaliyetin içerisinde olmayacağı Org. Özkök gibi tavırlarına yansımadığı sürece, hareketin bir parçası olması riski her zaman mevcuttur. O zaman karşı olması bugün için de bir garanti anlamına
gelmemektedir.

Doğan Medya Grubu tekrar sağduyulu bir çizgiye çekilmeye ikna edilmeli ve maceraya girmesi önlenmelidir.

Türkiye’yi geriye götürecek ve 28 Şubat’tan daha vahim sonuçlar doğuracak bu tür
girişimlerle, her ne pahasına olursa olsun acımasızca mücadele edilmelidir. Şurası unutulmamalıdır ki, darbe girişimini yapmaya yeltenecekler hem TSK içerisinde hem de siviller arasındaki azınlıkta olan bir grubu temsil etmektedir. Gerek askeri gerekse sivil kesimde zihinlerde büyük değişim meydana gelmiş ve süreç devam etmektedir. Cesaretle tavır konduğu takdirde başarılı olmaları mümkün değildir. Millet artık gerçekleri görmektedir. Maskeler düşmüştür.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.