Belçika'da başörtülü vekil yemin etti
Mahinur Özdemir, bugün Brüksel Parlamentosu'nun ilk oturumunda, en genç milletvekili sıfatıyla, en yaşlı milletvekili ile birlikte katip üyelik yapıyor. Özdemir, yemin ederek milletvekilliği görevine resmen başladı.
Özdemir'e yönelik herhangi bir protesto gösterisi sözkonusu olmadı.
Özdemir bugün yemin ederek görevine başlayacak, ancak parlamentodaki Valon Liberal Parti, "dini sembollerin yasaklanmasını" önererek, Mahinur Özdemir'in görevine başlamasını engellemeye çalışıyordu.
Belçika'nın gündemine oturan Özdemir, yemin töreni öncesinde NTV'nin sorularını yanıtladı.
Valon Liberallerin sizi engellemeye yönelik girişimleri var. Nasıl bir çaba içinde Valon Liberaller? Siz nasıl değerlendiriyorsunuz bu girişimleri?
Valon Liberal Partisi'nden bir üye böyle bir açıklama yaptı. Fakat o federal milletvekili. Dolayısıyla benim seçildiğim bölgede yetkisi yok. Şu anda Bürüksel Parlamentosu'ndayız. Burada 89 milletvekili var, 72’si Valon ve benim mensup olduğum parti, koalisyon ortağı. Koalisyon ortaklarından oluşan üç ana parti, "Bizim başörtüsü ile, bu kızın seçilmesi ile hiç bir sorunumuz yok." diyor. Zaten iç kanunda da böyle bir yasak olmadığı için, ben az sonra yemin edeceğim bu şekilde.
Bu girişimin geniş destek bulmasını beklemiyorsunuz değil mi?
Destek bekliyordum zaten ve böyle bir sorun olmayacağını baştan beri biliyordum. Benim hiç bir kaygım olmadı.
Eğer diyelim dini sembollerin yasaklanmasını sağlayabilirlerse ki sizin şüpheleriniz var bu konda, ama sağlayabilirlerse nasıl bir tutum izleyeceksiniz?
Öyle bir şey sağlayamayacaklar. Çünkü öncelikle anayasaya aykırı. Daha sonra yeterince çoğunluğu almaları gerekiyor ve onu da alamayacaklar. Yani bu olursa da uzun süreçli bir prosedür olur. Ben de olabilirliğine inanmıyorum açıkçası.
Ancak somut bir girişim var. Liberallerin dayandığı nokta nedir?
Somut bir girişim yok, yani sadece bir söylem var. Yasa tasarısı filan hazırlanmadı yani. Dolayısıyla sadece sözde olan bir şey. Medyayı bu şekilde sarsmak, biraz gündemde olmak istedi. Gündem de geçti gitti, ben az sonra yeminimi edeceğim yani.
O sözlü girişim sizin dışınızda bir tartışmaya yol açtı mı acaba?
Hayır, bütün basın mensuplarından, siyasilerden destek gördüm bu konuda. Basına da bu şekilde yansıdı. Basın inanılmaz bir şekilde benim tarafımdaydı. Ve o liberal tarafın içinde de, açıklamayı yapan şahsa yoğun bir baskı vardı, "neden böyle bir açıklama yaptın" şeklinde.
Bugün mecliste bir protesto eylemi bekleniyor mu?
Hayır beklenmiyor.
Olmayacak derken sizin dileğiniz mi bu yönde, yoksa böyle bir protesto olmayacağına dair bilgi mi aldınız?
Böyle bir şey olamaz. Olsa olsa aşırı sağdan olur. Ona da alışığız zaten. Parlamento başkanı açılış konuşmasını yapacak olan. Ben de en genciyim parlamentonun. Dolayısıyla bana da sekreterlik görevi veriliyor bugün. Başkan herkesi sakin olmaya davet edecek, olmazsa da dışarı çıkartacak. Yani bu konuda gerçekten bir sorun olmayacak. Biz bu temennideyiz.
Ermeni soykırımı iddiasına ilişkin bir açıklamanız olmuştu ne söylemiştiniz ve bunun peşinden neler olmasını bekliyorsunuz?
Bu konuyla ilgili konuşmak istemiyorum. Bu önümü kesmek için yapılan bir saldırıdır. Dün sabah başörtüsü konusu ile geldiler, dün akşam da böyle bir konu ile geldiler. Tamamen benim yemin etmemi engellemek için yapılan bir saldırıdır. Ben de bu oyunu oynamayacağım. Şimdi görevime bakıyorum.
Bu konuda bir açıklama yapmıştınız öyle değil mi?
Bu konuya girmek istemiyorum açıkçası.
Bir haber ajansına açıklama yapmış olmanıza rağmen girmeyeceksiniz bu konuya?
Ben şu anda bu konuya girmek istemiyorum herhalde yeterince açık oldum.
BRÜKSEL'DEKİ BAŞÖRTÜSÜ TARTIŞMALARI
Federal yapılı Belçika'nın Brüksel Parlamentosu'na, Hristiyan Demokrat Parti (CDH) adayı olarak seçilen Mahinur Özdemir bugün yemin ederek göreve başlamaya hazırlanırken, siyasetçiler, medya ve sivil toplum, farklı yaklaşımlarla ''dini semboller'' konusunu gündeme taşıyor.
Başta Valon Liberal Parti (MR) olmak üzere bazı gruplar, ''yasal önlem'' gereği üzerinde durarak, kamu sektöründe ve siyasi arenada dini sembollerin yasaklanmasını isterken, karşı görüşte olanlar, ''kısıtlamaların kısıtlı kalması'' ve ''hoşgörü'' unsurlarına ağırlık veriyor.
Belçika'da dini ve felsefi sembollerin kullanımına ilişkin hiçbir yasa veya genel kural bulunmuyor. Anayasa, her vatandaşa inanç özgürlüğü ve bunu ifade etme hakkı tanıyor. Ancak, kamu sektöründe, okullarda ve özel sektörde bazı ''istisnalar'' uygulama konusu oluyor.
İşverenler, yapılan işin özelliklerine ve bireysel tercihlerine göre, çalışanlara dini semboller taşımayı yasaklama hakkına sahip bulunuyor.
Kamu sektöründe polis, asker, avukat, yargıç gibi üniformalı veya özel giysili çalışanlar ve halkla doğrudan temasta olanların dini sembollerle görev yapmaları uygun görülmüyor.
Okullarda bu konuya ilişkin uygulamalar iç yönetmeliklerle belirleniyor ve kurumların tavrına göre değişiyor.
Parlamentolarda da dini ve felsefi sembollerin taşınmasına ilişkin genel bir kural bulunmuyor. Halkın seçtiği temsilcilerin tarafsız olmadıkları, inanç ve eğilimlerini açıkça gösterebilecekleri, Belçika'nın laik bir devlet yapısında olmadığı, ''tarafsızlık'' ilkesini benimsediği belirtiliyor.
Tartışmaya katılan tarafların geniş bölümünün, kargaşaya son vermek için yasal belirlemeler yapılması gereği üzerinde uzlaştıkları gözlemleniyor ancak bu yöndeki girişimlerin siyasette ve kamuoyunda uzun sürebilecek gerilimlere neden olması endişesi de göz ardı edilmiyor.
Milletvekili seçilen Mahinur Özdemir'in Brüksel Parlamentosu'nda, başörtüsü ile görevini yapmasına karşı olmadıklarını belirten ve liberallerin engelleme girişimlerine karşı çıkan Hristiyan demokratlar, sosyalistler ve yeşiller, koltuk sayısında çoğunluğu ellerinde bulunduruyor.
Özdemir'e destek veren siyasi gruplar, kurulacak olan bölgesel hükümette kendisine bakanlık verilmesi gibi bir durumda bu desteği çekeceklerinin işaretini de yansıtıyorlar.
Muhalif liberaller ise bir politikacıyı bireysel olarak hedef almadıklarını, ilkelerin söz konusu olduğunu, dini sembollerin parlamentolara sokulmasının, ''ülkeyi 40 yıl geri götürdüğünü'' savunuyor.
Adalet Bakanlığı Personel Servisi, Adalet Bakanı Stefaan De Clercq'e ilettiği bir yazıda, 24 bin kişilik personelin, ''halk ile doğrudan temasta olmayan kesimine'' dini ve felsefi semboller kullanma hakkı tanınmasını istedi.
Laik Eylem Merkezi (CAL), bu talebe şiddetle karşı çıkarak, devlet memurlarının tarafsızlığının önemi üzerinde durdu ve Adalet Bakanlığından, ''kötü örnek oluşturmamasını'' istedi.
Senato Başkanı liberal Hermand De Decker ve Meclis Başkanı liberal Patrick Dewael, okullarda ve kamu sektöründe başörtüsüne karşı olduklarını, ancak seçilmiş bir milletvekilinin parlamentoya başörtüsü ile girmesini engelleyen hiçbir yasa bulunmadığını söylediler.
Brüksel Parlamentosu Başkanı sosyalist Eric Tomas, çok kültürlü bir toplumda bu tür tartışmaların kendisini şaşırttığını ve gereksiz olduğunu anlattı.
Valonya Parlamentosu Başkanı sosyalist Jose Happart, politikanın ''açık yüzle'' yapılması gerektiğini, başörtüsünü bir ''kışkırtma'' olarak algıladığını söyledi.
Flaman Parlamentosu Başkanı liberal Marleen Vanderpoorten, kendi parlamentosu bünyesinde bu tür bir gelişme olması halinde danışmalarda bulunarak olası sorunlara çözüm arayacağını belirtti.
Öte yandan, Belçika'daki Ermeni lobisine yakın bir kuruluş olan Vatandaşlık Komitesi, Mahinur Özdemir hakkında, Ermeni iddialarını kabullenmediği gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.
(AA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.