AB üyesi ülkeler Türkiye'yi nasıl algılıyor

AB üyesi ülkeler Türkiye'yi nasıl algılıyor
AB Komisyonu Türkiye Delegasyonu Baş Katibi Michael Vögele, bazı AB üyesi ülkelerin Türkiye'yi yanlış algıladıklarını belirterek, "Aynı şekilde Türkiye'de bazı kesimlerin AB'ye karşı yanlış algılamaları olduğunu düşünüyorum.'' dedi.

Rize'deki bir otelde Karadeniz Çevre Derneği (KAÇED) tarafından düzenlenen Türkiye-AB İlişkileri ve Adaylık Süreci seminerinde konuşan Michael Vögele, bazı hükümet başkanlarının veya üyelerin Türkiye'nin üyeliğine karşı olduğunu ifade ederek, ''Ancak müzakerelerin belirli çerçevesi vardır. Bu her şekilde devam eder. Demokratik ülkelerde farklı görüşlerin olması doğaldır. Bazı AB üyelerinin Türkiye'yi yanlış algıladıklarını, aynı şekilde Türkiye'de bazı kesimlerin AB'ye karşı yanlış algılamaları olduğunu düşünüyorum.'' diye konuştu.

Türkiye'nin AB'ye üye olmasının sadece hükümetlerinin başarısı olmayacağını, sivil toplum kuruluşlarının da öne çıkması gerektiğinin altını çizen Vögele, gıyabında konuşmak yerine bir araya gelinip karşılıklı diyalog kurulması gerektiğini söyledi.

Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin 1963 yılında yapılan bir anlaşmayla çizildiğini kaydeden Vögele, ''Bu anlaşma çerçevesinde AB üyeleri ile Türk hükümetleri düzenli olarak bir araya gelmeye başladılar. Sonrasında ise Gümrük Birliği gerçekleştirildi. 2005 yılından itibaren de üyelik müzakereleri başladı.'' şeklinde konuştu.

Katılım müzakerelerinin büyük bir örgüte katılmanın kurallarının belirlenmesi anlamına geldiğini aktaran Vögele, şunları söyledi: ''Bu kurallara 'AB müktesebatı' denir. Bu mevzuat, insanların yararı için yapılar düzenlemelerdir. Çevre, gıda gibi konularda vatandaşların zarar görmemesi amaçlanmaktadır. Bir ülkenin AB'ye katılması için belirli kriterler vardır. Bunlar demokrasinin işlemesi, insan haklarının uygulanması, serbest ekonominin işlemesi gibi siyasi ve ekonomik kriterlerdir. Katılım sürecinde sivil toplum örgütlerinin ve vatandaşların hayatlarının iyileştirilmesi, AB'nin hayalidir." d

Türkiye'nin AB'ye üyelik yolunda 2002-2004 yılları arasında çok ciddi reformlar yaptığını ifade eden Vögele, "Yapılan düzenlemelerin sivil toplum örgütlerinin görüşü alınarak yapılması gerekir. Bu nedenle hükümetin sivil toplum örgütlerine bilgi vermesi ve istişare yapması lazım. Aksi durumda süreç istenildiği gibi işlemeyebilir." diye konuştu.

Vögele, daha sonra katılımcıların sorularını cevapladı.

(CİHAN)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.