İngiliz Hükümeti’nin baş edemediği protestocu - FOTO
Mehmet Nedim Aslan’ın haberi…
HABERİN FOTOĞRAFLARINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN
Irak’a karşı uygulanan yaptırımlar nedeniyle yüz binlerce Iraklı çocuğun ilaç ve gıda yardımı alamadığı için hayatını kaybetmesi üzerine, 2 Haziran 2001’de İngiltere parlamentosunun karşısında düzenlediği protesto gösterisiyle adını duyurdu. Parlamentonun karşısında kurduğu çadırda, ABD ve İngiltere’nin katlettiği masum insanlar için protestosunu sürdüren Brian Haw, 11 Eylül saldırılarından sonra ABD ve İngiltere “Teröre Karşı Savaş” başlatırken, “ABD ve İngiliz diktatörlüklerine” kampanya başlattı.
8 YILDIR PARLAMENTONUN KARŞISINDA YAŞIYOR
Tam 8 yıldır İngiltere parlamentosunun karşısında kurduğu küçük çadırda yaşayan Haw, çadır evinin yanına diktiği Filistin ve Irak bayraklarıyla kendi deyimiyle ‘diktatörlüğe karşı mücadele’ ediyor. 2002 yılında Tony Blair Hükümeti’nin Haw’ın parlamento binasının önünden uzaklaştırma çabaları, mahkemeden döndü ve mahkeme, “Haw’ın taşıdığı pankartların reklam olmadığı ve konuşma özgürlüğünü kullandığına” karar verdi.
“BLAIR BİR YALANCI”
Irak’ın işgalinden sonra Tony Bliar’e yönelik başlattığı “Blair is a liar” (Blair bir yalancı) sloganı büyük ilgi gördü. İngiltere’deki savaş karşıtları arasında bir hayli popüler olan ve dünyanın birçok yerinden destek alan Haw, 2005 yılında hükümetin çıkardığı yeni bir kanunla parlamento karşısındaki alandan atılmak istendi, ancak mahkeme Haw’ın çıkarılan kanun kapsamına girmediğini bildirdi. Mahkemenin bu kararını bir üst mahkemeye götüren İngiltere İçişleri Bakanlığı, temyiz davasını kazanınca, 23 Mayıs 2006 yılında bir Brian Haw’ın yaşadığı çadıra büyük bir polis baskını gerçekleşti ve baskında birlikte İngiliz Hükümeti’ni eleştiren birçok poster ve afiş toplandı ancak buna rağmen Haw yerinden edilemedi. 2007 yılında Channel 4 televizyonunun “En Etkili Siyasi Figür” olarak seçilen İngiliz Hükümeti’nin bir türlü baş edemediği Brian Haw, birçok müdahaleye rağmen bugün hala parlamentonun karşısında protestosunu sürdürüyor.
IRAK VE AFGANİSTAN’DAKİ KATLİAM FOTOĞRAFLARI…
Küçük kamp çadırının yanında Irak ve Afganistan’da öldürülen masum insanların fotoğraflarının sergilendiği alanda görüşmek istediğimiz Haw’ı, başındaki kaskla, sandalyesine oturmuş bir yandan sigara içerken diğer taraftan gazetesini okurken görüyoruz. Çadırın hemen önünde, parlamentonun önünden geçen turistlerin şaşkınlıkla baktığı ve ne söylediğini anlamaya çalıştığı bir kadın, elindeki hoparlörlerden hükümeti protesto ediyor. “Askerlerimizi Afganistan’dan geri çekin. Daha dün 8 İngiliz askeri Afganistan’da öldü. Kimin için? Bizlere yalan söyleyen, kirli işler yapan hükümet için” diye bağırıyor. Brian Haw’ın hemen iki adım ötesindeki sandalyede oturmuş ve Alman olduğunu söyleyen 20’li yaşlarda birisi ise kitap okuyor. Çadırın arka tarafında bulunan Filistin bayrağı altında Arap asıllı iki kişi sohbet ediyor.
“SÜREKLİ AYNI ŞEYLERİ SÖYLEMEKTEN YORULDUM”
Merhaba diyerek kendimi tanıtıyorum ama Haw, ilgisiz bir şekilde, gazetesini okumaya devam ediyor. Sonra Brian Haw’ı haftada iki kez ziyaret ettiğini sonradan öğrendiğim 70 yaşlarındaki arkadaşı yanıma geliyor. “Brian şu an psikolojik olarak çok yorgun. O yüzden konuşmuyor” diyor. Brian Haw ile konuşma konusunda ısrar edince bu kez o soruyor Haw’a. Haw sinirli bir şekilde bana dönerek, “Sürekli aynı şeyleri söylemekten yoruldum. Gazeteciler geliyor buraya ama ne söylediğimi değil, yazmak istediklerini yazıyorlar” diyor. Ben de “Ne demek istediğinizi anlıyorum” diyorum.
“BENİM YAŞADIĞIM ACI, IRAK VE AFGANİSTAN’DAKİ ACIYLA KIYASLANAMAZ”
Sonra konuşmaya devam ediyor: “Hayır benim 8 yıldır çektiğimi kimse anlayamaz. Ama benim çektiklerim, Irak ve Afganistan’daki masum çocukların, kadınların, erkeklerin çektiklerinin yanında hiç bir şey. Bana gelip ne yaptığımı soracağınıza, diktatörlüklerin masum insanları öldürmesini engelleyin. Aynı şeyleri defalarca söylemekten yoruldum. Gazeteciler hep aynı şeyi yapıyor. Irak’taki, Afganistan’daki acıları yansıtacaklarını, buraya geliyorlar. Kimse bu diktatörlüğün (İngiliz hükümetini kast ediyor) Afganistan ve Irak’a yaşattığı acılardan bahsetmiyor.”
“DİKTATÖRLÜK SONA ERENE KADAR BURADAYIZ”
“Artık konuşmak istemiyorum” diyen Brian Haw’la fotoğraf çektirdikten sonra bu sefer yine o 70’lİ yaşlarda olduğunu tahmin ettiğim arkadaşı ve bir anlamda ‘basın danışmanı’ yanıma geliyor ve şöyle diyor: “Brian çok yorgun, ben size konuşayım. Biz bu diktatörlüğe (parlamento binasını gösteriyor) karşı buradayız. Brian, 8 yıldır burada masum insanların öldürülmesini protesto ediyor. 2006 yılında polis zoruyla buradaki asılı birçok pankart toplatıldı. Ama biz buradan gitmedik, diktatörlük sona erene kadar da gitmeyeceğiz. Bakın, dünyanın silahlanmaya harcadığı paranın dörtte biri dünyadaki tüm insanları doyurmaya, giydirmeye, eğitmeye yetecek durumda. Sadece ABD’nin askeri harcamasının yüzde 62’si tüm dünyayı doyurmaya yeter. Amerika’nın yöneticileri çok tehlikeli ama aynı zamanda çok zayıf. Eğer zayıf olmasalardı, bugünkü işgaller gerçekleşmezdi.”
Brian Haw’ın çadır evinden ayrılırken arkadaşları ve kendisiyle vedalaşıyoruz ama Haw bu sefer daha sakin: “Yine beklerim. Ben diktatörlük sona erene kadar buradayım”
VAKİT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.