Cunta çırpındıkça batıyor
MURAT ALAN'IN HABERİ...
Cuntacılar, “plânı hazırlayan”lara değil, “sızdıran”lara dikkat çekerek, hedef saptırmaya çalışıyor
AK Parti ve Gülen’i bitirme plânının aslının, vatansever bir subay tarafından Ergenekon soruşturmasını yürüten cumhuriyet savcılarına gönderilmesinin ardından, ciddi adımlar atması beklenen Genelkurmay Başkanlığı, olaya adı karışan askeri personeli açığa almak yerine, belgenin kim tarafından sızdırıldığının peşine düştü.
Genelkurmay, orijinali ortaya çıkan "AKP ve Gülen'i Bitirme Plânı" belgesiyle ilgili yeni bir soruşturma başlattı. Konuyla ilgili, plânı kaleme aldığı iddia edilen Albay Dursun Çiçek'in görev yaptığı birimin personelinin sorguya alındığı belirtildi.. Soruşturmanın, belgeyi dışarıya kimin sızdırdığını bulmak için yapıldığı ileri sürüldü.
“BU BELGEYİ KİM SIZDIRDI SEN ONU SÖYLE...”
Vatansever subayın, Ergenekon savcılarına gönderdiği ihbar mektubunda, belgenin basına yansıdığı haziran ayında da Genelkurmay’ın aynı şekilde olayın failleri yerine kimin sızdırdığının peşine düştüğünü anlatmıştı. Genelkurmay Başkanlığı olaydan, söz konusu belgenin medyaya yansıdığı gün, sabah saat 04:30 itibarıyla Genelkurmay İletişim Daire Başkanlığı vasıtasıyla haberdar olduğu belirtilen ihbar mektubunda, İKK ve Güvenlik Daire Başkanı Tümg. M. Mutlu Arıkan ve beraberindeki bir binbaşının, olayın olduğu sabah, olayı incelemek üzere Bilgi Destek Daire Başkanlığı’na geldiklerinde, Alb. Dursun Çiçek’e, “Bunu siz mi hazırladınız?” diye sorduklarını, Alb. Çiçek’in panik içerisinde inkâr ederek, “Bunu biz yapmadık, bizim dairenin işi değil” deyince, Tümg. Arıkan’ın, “Sen onu bırak, ben sana bu şekilde hazırlanan yüzlerce belge gösteririm, sen bana bu belgenin nereden sızdığını söyle!” diyerek tepki gösterdiği anlatılmıştı.
ASKERLER İFADEYE HALEN GELMEDİ
Diğer taraftan, vatansever subayın ihbar mektubunda, demokrasiye müdahale belgesini hazırlayan cunta içerisinde yer aldıkları için isimlerini verdiği askeri personel dün de sivil savcılığa ifadeye gelmedi. Ergenekon savcılarının ihtarlı davetiye gönderdiği askeri personelin, soruşturma çerçevesinde savcılara ifade vermesinin, hukuki mevzuatımız açısından zorunluluk olduğu belirtiliyor. Askeri personel ifadeye gelmezse, ihtarlı davetiye gönderildiği için haklarında yakalama kararı çıkarılacak.
“İFADEYE GÖNDERMEYENLER SUÇ İŞLER”
Emekli Askeri Hakim Ahmet Cengiz Tangören, Genelkurmay Başkanlığı’nın, Ergenekon savcılarının yazısına uyarak ifadeye çağrılan 5 muvazzaf personeli göndermesinin hukuki bir gereklilik olduğunu kaydetti. Personelin ifadeye gönderilmemesi ve askeri savcılıkça yapılacak soruşturma çerçevesinde tutulmaları durumunda, suç işlenmiş olacağını kaydeden Tangören, sözkonusu belgenin darbe suçu kapsamında değerlendirilebileceğini, bu açıdan da CMK’nın 250. maddesinde yapılan ve darbe suçu işleyen askeri personelin sivil mahkemelerce yargılanmasının önünü açan düzenleme çerçevesinde değerlendirilebileceğini kaydetti.
Subayın bilgisi özel bir yerde alınacak
KEMAL GÜMÜŞ'ÜN HABERİ...
“İrtica ile Mücadele Eylem Planı”nın orijinali ile beraber ihbar mektubunu savcılara göndererek büyük bir tartışma başlatan subayın kimliği kadar bilgi verip vermeyeceği de belirsizliğini koruyor.
Subay, dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın emriyle dönemin Genelkurmay Harekat Daire Başkanı Korgeneral Nusret Taşdeler tarafından hazırlandığı öne sürülen 2007 tarihli Bilgi Destek Planı’nı savcılara gönderdi. Subay ayrıca 5 sayfalık bir ihbar mektubu kaleme aldı.
Islak imzalı belgenin Adli Tıp Kurumu’nda 3 uzman tarafından incelendikten sonra orijinal olduğu ve altındaki imzanın Albay Dursun Çiçek’e ait olduğu belirlendi ve konu ile ilgili rapor hazırlandı. Rapor, Genelkurmay Başkanlığı’na da gönderildi. Ancak subay tarafından kaleme alınan mektup ve gönderilen diğer belgeler de gündeme bomba gibi düştü.
Belgeler ile ilgili tartışmalar devam ederken mektubu gönderen subayın bilgi verip vermeyeceği de merak konusu oldu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da bilgi vermeye davet ettiği ve bilgi verirse gerçeklerin daha iyi anlaşılacağını söylediği subayın bilgi verip vermeyeceği hâlâ belli olmadı.
FARKLI BİR YERDE BİLGİ VEREBİLİR
Subayın kimliğinin yetkililer tarafından bilinmediği, bu nedenle de kendisi istemezse bilgisinin alınmayacağı belirtiliyor. Subayın bilgi vermek istemesi durumunda ise İstanbul Adliyesi yerine başka bir yerde subaylar tarafından bilgisinin alınabileceği ifade ediliyor. Subayın can güvenliğinin sağlanması için gizli tanık yapılabileceğine dair iddialar da ortaya atılıyor. Ancak konunun kamuoyunun gündeminde önemli bir yer tutması sebebiyle, subayın gizli tanık yapılmayabileceği iddia ediliyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.