Katsayıda Genelkurmay parmağı!
YENER DÖNMEZ'İN HABERİ...
BELGELERE ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ
Danıştay’ın katsayı kararıyla ilgili Genelkurmay İstihbaratının da çalıştığı belirlendi. Danıştay’a Baro’nun açtığı davanın Karargah takibinde olduğu ortaya çıkarken, belgede önemli itiraflar yer aldı. Eğitim sisteminin gereği olarak sunulan farklı katsayı uygulaması, İstihbarat Dairesi’nin belgesinde “İmam Hatip Liselilerin önündeki katsayı engeli” açıkça itiraf ediliyor. Belgede ayrıca muhafazakarların kamusal alandaki varlığından duyulan rahatsızlık da çarpıcı bir itiraf olarak ye alıyor. 28 Şubat sürecinde Çevik Bir’in YÖK’e gönderdiği yazılı talimatla başlayan katsayı uygulaması, 11 yıl sonra aynı bakış açısıyla 2009 model bir belgeyle savunuluyor.
Danıştay’ın katsayı kararıyla ilgili Genelkurmay İstihbaratının da çalıştığı ortaya çıktı. Danıştay’a Baro’nun açtığı davanın Karargah takibinde olduğu ortaya çıkarken, belgede önemli itiraflar yer aldı. Eğitim sisteminin gereği olarak sunulan farklı katsayı uygulaması, İstihbarat Dairesi’nin belgesinde “İmam Hatip Liselilerin önündeki katsayı engeli” açıkça itiraf ediliyor. Belgede ayrıca muhafazakarların kamusal alandaki varlığından duyulan rahatsızlık da çarpıcı bir itiraf olarak ye alıyor. 28 Şubat sürecinde Çevik Bir’in YÖK’e gönderdiği yazılı talimatla başlayan katsayı uygulaması, 11 yıl sonra aynı bakış açısıyla 2009 model bir belgeyle savunuluyor.
KARARIN PERDEÇ ARKASINI AYDINLATAN BELGE
Binlerce öğrenciye fırsat eşitliği tanıyacak ve mesleki eğitimin önünü açacak eşit katsayı uygulamasının Danıştay tarafından iptal edilmesinin arka planını aydınlatacak bir belge daha ortaya çıktı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Danıştay’ın kararını “ideolojik” olarak yorumladı. YARSAV Başkanı Emine Ülker Tarhan ise kararı savunurken “bu ideolojinin açıklanması” çağrısında bulundu. O ideolojinin kodları Genelkurmay Karargahı’ndan çıkan 21 Ağustos 2009 tarihli belgeyle ortaya çıktı.
İZLENİLECEK YOL BELİRLENİYOR
YÖK’ün 21 Temmuz’da aldığı eşit katsayı kararından bir ay sonra tamamlanan çalışma, Genelkurmay 2’inci İstihbarat Analiz ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlandı. Gizli ibaresi taşıyan belge, Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı’na sunuluyor ve konuyla ilgili Genelkurmay Adli Müşavirliği’nin bilgilendirildiği not ediliyor. 2. İstihbarat Daire Başkanı Tuğgeneral İ. Yılmaz’ın hazırlattığı çalışmanın sonuç bölümünde YÖK’ün eşit katsayı uygulamasıyla ilgili analizler yapıldıktan sonra izlenilecek karşı yola değiniliyor.
YARGIDAKİ KONU KARARGAH TAKİBİNDE
YÖK’ün eşit katsayı düzenlemesine karşı İstanbul Barosu ve Eğitim İş Sendikası’nın açtıkları davaların yanında düz liseleri seçen öğrenci velilerinin mağdur oldukları gerekçesiyle dava açabileceği vurgulanıyor. Hem Danıştay’a açılan davalar hem de velilere açtırılacak davalarla yapılmak istenen ise belgede açıkça yazıyor: “Sınav sisteminin sürüncemede bırakılması”
Belgede, düzenlemenin iptali için açılan davanın ve süreç içindeki gelişmelerin takip edilmesinin uygun olacağı değerlendirmesi yapılıyor. Karargah’ın Danıştay’daki davayı hangi düzeyde ve hangi etkiyle takip ettiği bilinmiyor. Ancak, 21 Ağustos 2009 tarihli belge, Karargahın 11 yıl önce 28 Şubat sürecindeki Çevik Bir’in YÖK’e gönderdiği katsayı emri noktasında olduğunu ortaya çıkardı.
BÜYÜK İTİRAF
Belgenin sonuç ve değerlendirme bölümünde ise, katsayı uygulamasının kamuoyuna sunulduğu gibi eğitim sisteminin gereği olmadığının da açık itirafı bulunuyor. A maddesinde 11 yıl önce çıkartılan katsayı düzenlemesi “İmam Hatip Liselilerin önündeki katsayı engeli” olarak niteleniyor. Bu durum, Çevik Bir’in talimatıyla Kemal Gürüz’ün aldırdığı kararın arkasındaki niyetin de itirafı niteliğinde. Yine “a” maddesinde topluma kategorik bakışla ilgili de önemli bir itiraf bulunuyor. “Muhafazakar yaşam tarzını benimseyenlerin kamusal alanlarda varlıklarının genişletilmesi” nitelemesi Türkiye’de geçmişte yaşanan uygulamaları hatırlattı. Katsayı uygulamasıyla muhafazakarların kamusal alanların dışında tutulması amacının itirafı olan bu niteleme; Köylülerin İstanbul Beyoğlu, Ankara Kızılay gibi bölgelere sokulmaması hatta Aşık Veysel’in bile köylü diye Ankara’ya sokulmaması uygulamalarına benzerlik gösteriyor.
A maddesi şöyle: “Yeni düzenleme ile İmam Hatip Liselerinin önündeki katsayı engelinin kaldırıldığı ve yükseköğretim kurumlarına girişte avantajlı hale getirildiği, bu yolla muhafazakar yaşam tarzını benimseyenlerin kamusal alanlarda varlıklarının genişletilmesinin hedeflendiği,”
GEREKÇE ÜRETİLDİ
Komuoyunu ikna için gerekçeler de belgede sıralandı. Dersanelere talebin artacağı, mesleki eğitimin kalitesinin düşeceği, imam hatiplere talebin artacağı, İmam hatip liselilerin ‘Müslüman okulu’ olarak tanımlanacağı ve toplumda birliğin bozulacağı gibi gerekçeler belgede sıralanıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.