Ali Bayramoğlu'na yeni görev

Ali Bayramoğlu'na yeni görev
Uluslararası arenada bütün gelişmiş demokratik ülkelerin terör örgütü olarak kabul ettiği bir örgüte DPI neden "terör örgütü" demez? Büyük demokrat Ali Bayramoğlu'ndan bir dahaki DPI toplantısında "DPI, PKK'yı bir terör örgütü olarak görür" şeklinde bir b

Yeni Akit Ankara Temsilcisi Yener Dönmez, Ali Bayramoğlu’na DPI konusunda çarpıcı bir çağrıda bulunarak “Büyük demokrat Ali Bayramoğlu'ndan bir dahaki DPI toplantısında 'DPI, PKK'yı bir terör örgütü olarak görür' şeklinde bir bildiri ya da tek satırlık açıklama çıkartmasını bekliyoruz. O zaman hepimiz DPI konusunda ikna olma yoluna gireriz” dedi. 

Ali Bayramoğlu'na yeni görev

DPI'ın legal bir kuruluş olduğunu savunanlar neye dayanıyorlar diye araştırıyor araştırıyor ama legal bir yapıya bir türlü ulaşamıyoruz.

Onlarca ismi yurt dışında ağırlayan, yediren içiren bu kuruluşun finans kaynağı özellikle muamma.

Örgütün destekçileri, adresi, gelir kaynakları tamamen gri alan...

Legal denilen bu örgütün terörizme bakışını araştırayım dedim.

Ali Bayramoğlu, bu örgütün tamamen demokratik ve uluslararası desteği olan bir örgüt olduğunu söylediğine göre; demokratik bir örgütün demokrasiyle yönetilen bütün ülkelerin "terör örgütü" olarak tanımladığı PKK konusundaki bakışı net olmalı.

Demokratik örgüt dediğin, hukuksal ve uluslararası kabul görmüş biçimiyle "PKK'yı bir terör örgütü olarak" tanımlaması gerekiyor.

Lakin kazın ayağı öyle değil.

DPI, PKK'yı bir terör örgütü olarak görmüyor ve bu söylemi kullanmaktan ısrarla kaçıyor.

Uluslararası arenada bütün gelişmiş demokratik ülkelerin terör örgütü olarak kabul ettiği bir örgüte DPI neden "terör örgütü" demez?

Sorunun cevabı basit...

BDP de PKK'ya terör örgütü demez çünkü Başbakan Erdoğan'ın tabiriyle "İpi Kandil'in elindedir"...

DPI'ın durumu da budur.

Büyük demokrat Ali Bayramoğlu'ndan bir dahaki DPI toplantısında "DPI, PKK'yı bir terör örgütü olarak görür" şeklinde bir bildiri ya da tek satırlık açıklama çıkartmasını bekliyoruz. O zaman hepimiz DPI konusunda ikna olma yoluna gireriz.

Bu olmadığı müddetçe, finans kaynakları karanlık, onursal başkanı PKK'ya yardım nedeniyle Türkiye'ye girişi yasaklanmış bir İngiliz, başkanı Neo Con'larla iş tutan Kerim Yıldız olan kuruluşa, "PKK/KCK/DPI" şeklinde hitap etmeye devam edeceğiz.

Lakin bu DPI konusunda Rabbim'in hayra çevirdiği şerler sayılmayacak kadar çok.

İyi gün dostlarını görme fırsatı tanıdı bize bu tartışma.

Post Jakoben Çete'ye yaranmak için takla atan dost sandıklarımızı gördük.

Tarih yazılanları silinmez mürekkeple not eder...

Biz hep Hakkın yanında olmaya gayret ettik.

Karşımızdakilerin nicelikleri ve niteliklerine aldırmadan.

Niyetlerimiz ayrı, çıkardığımız gazetede, ifade ettiğimiz fikirler ayrı olmadı.
Gizli ajandalarımız, niyetlerimiz olmadı.


Ne düşünüyorsak, nasıl insanlarsak gazetemiz de birebir aynı oldu.

Başbakan'ı "İdris Naim Şahin kafalı olmakla" suçlayıp (ne demekse), "entelektüel kapasitesi yok" diye hakaret edip, Uludere, Ali Akel gibi olaylarda yerden yere vurup, sonra Yeni Şafak'taki köşesinde tam tersi yazılar yazanlardan olmadık.

Bu fasıl çok su götürür, sonuçta DPI'ın İngiliz İstihbaratı tarafından koordine ve finanse edildiği, PKK'yla içli dışlı olduğu yönünde ortaya koyduklarımız hakkında "Anadolu İnsanı" kararını verdi.

Biz gelelim, son günlerdeki hadiselere...

PKK son günlerde "bir şeyler yapma" çabalarını hayli artırdı.

Şok etkisi yapacak bir eylem için her yolu denemekteler.

Şehirlere sevk halinde, toprağa gömülü halde, yola döşeli halde hemen her gün onlarca, yüzlerce kilo bomba bulunuyor.

Güvenlik kuvvetlerinin alınlarından öpmek lazım.

Öte taraftan kırsalda sızma girişimlerinin her türlüsü deneniyor ve bunların hemen tamamı hezimetle sonuçlanıyor.

Zana üzerinden kurgulanan "Tecridi sona erdirme stratejisi" için akması gereken kanı bir türlü akıtamıyorlar.

Şok edici eylemle amaçladıkları bu...

Zana örgüt içinde "Dişi Öcalan" olarak bilinir.

Çünkü Zana, Öcalan'a tapar.

Kendi düşüncesi, fikriyatı ve stratejisini tamamen Öcalan'ınkilerde eritmiştir.
Öcalan'ın stratejilerini ve düşüncelerini en iyi özümsemiş ve uygulayabilecek kişidir. Öcalan'ın güven sıralamasında Karayılan'dan da önce gelir.

Siz BDP'nin danışıklı dövüş kabilinden Zana'yı eleştirdiğine inanmayın.
Böyle bir hadleri yoktur.

Zana, uğruna kendisini canlı bombaya çevirmekten çekinmeyeceği Öcalan için taktik üstüne taktik denemektedir.

Zana'nın stratejisini ilerletebilmesi için gerekli olan "kan" oyundaki en büyük eksiktir. Güvenlik güçlerine çok önemli görevler düşüyor.

Artık kepenk kapattıramaz bir örgüt durumuna düşen PKK'yı eylemsizlik bunalımı içinde kış ayına kadar tutmak zorunluluğu var.

Siyasete bu süreçte düşen en önemli rol ise Suriye sürecini doğru yönetmektir.
Suriye Tuzağı'na Türkiye'yi "tek başına" savaşa sokma oyununu görmeliyiz.
Türkiye'nin toprak bütünlüğünü bozma üzerine kurulan stratejide Suriye konusu da kullanılmaya çalışılıyor.

Önce içeriyi temizlemeliyiz.

Bu çok önemli.

Ergenekon/Balyoz/PKK/KCK/DPI...
Önce bunlar... Önce bunlar...”


Yener Dönmez / Yeni Akit





HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.