Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

28 Şubatçılar, Refah iktidarından neden ürkmüştü?

28 Şubatçılar, Refah iktidarından neden ürkmüştü?

Bugünler, 28 Şubatçıların ülkeyi 50 yıl nasıl geriye götürdüğü üzerine yazılıp çizilen günler. 28 Şubatçıları “seven” bir vatandaşımız, “pişmanlığını” dile getirerek şu soruyu sordu: “Madem bu adamlar iyi insanlardı da neden halk kahramanı gibi milletin içinde değil de süklüm püklüm köşe bucak milletten kaçmaktadırlar?”
Evet, bu sorunun cevabı itiraflarla bir bir günyüzüne çıkmaya başladı. 28 Şubat ve onları destekleyenlerin tek derdi, bu ülkede istedikleri gibi at koşturmaktı. Hukuk ve halk üzeri bir iktidara sahip olmanın ötesinde başka dertleri yoktu. Ergenekoncular ve onları destekleyenlerin de bugün istedikleri aynı şeydir.
28 Şubat üzerine kimler neler yazıp neler konuşmuş diye güvenilir internet sitelerine bakarken, “Analitikbakış” adlı sitede, Van eski Milletvekili Fethullah Erbaş ile yapılan bir röportaja rastladım. Röportajı herkesin okumasını tavsiye ederim. Bir dönemin karanlık dehlizlerini aydınlatıyor.
Bu röportajdan bir kısmını alıntılayarak Refah iktidarının, daha doğrusu Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın Başbakanlığı dönemindeki başarının hikâyesini ve bu başarı hikâyesinden kimlerin rahatsız olduğunu istifadenize sunmak istiyorum. Fethullah Erbaş TBMM’de bulunduğu yılları ve Refah iktidarını özetle şöyle anlatıyor:
………
“1996 yılında Hükümet kurulduğu zaman, 7 Temmuz'da güvenoyu aldı. Çok iyi icraatlar oldu. Hoca hemen bir havuz sistemi kurdu. Parası olmayanlar o havuzdan aldılar, parası olanlar oraya aktardılar. Dolayısıyla KİT'leri kendi içinde çevirmeye başladı. Dışarıya olan borçlarımız hızla azalmaya başladı. 20 milyar dolara yakın borç ödendi.
O zaman IMF heyeti geldi, heyete; ‘Çayımızı için gidin, bizim paraya ihtiyacımız yok’ denildi. Hoca kendi kaynaklarını kendisi buldu. Kaynak paketleri açmaya başladı. Her paket de böyle 10 milyar dolarlık paketlerdi. Döviz sıkıntımız kalmadı.
Bolu tünelinin bitmeyeceği belli oldu o sıralarda. Bolu Dağı'nda gidiş geliş değildi. Orası hemen çift yola çevrildi. Çok kısa sürede bitti. Türkiye'nin her tarafında temeller yeniden atıldı. Mesela Van'da Organize Sanayi Bölgesi kuruldu. Van'da iki sınır kapısı açıldı. Öyle ki o dönem kazanılan para ile fabrikalar yapıldı Van'a. Memur zenginleşti, işçi zenginleşti, emekli zenginleşti. Benim babam 4 bin lira alıyordu, 16 bin lira almaya başladı.
Mesela Hoca, pancarın fiyatını 11 bin liraya çıkardı, 3800 lira iken. Köylü birden nefes aldı öyle olunca. Traktörler alındı, işlemeye başladı. Refah oldu. Parası olan adam ticaret yaptı. Para kazandılar, mal aldılar, çark dönmeye başladı. O kısa süre içerisinde hızlıca dönmeye başladı çark. Fakat bu birilerinin hoşuna gitmedi.
Kimlerin hoşuna gitmedi?
Birincisi TÜSİAD. 1996 yılının Ekim ya da Kasım ayında bir anket yaptırdı. Rapor da sundu. Refah Partisi'nin ilk seçimlerde % 36 oranında oy alacağını, 2005 yılında da % 66 oy alacağını anket vasıtasıyla tahmin ettiler. Yine Ekim ayında yapılan Mahalli İdareler Seçimi idi. Bucak ve Osmaniye seçimi idi, ikisini de Refah Partisi kazandı. Oylarımız % 36.5'e çıktı. Mini bir anket gibi oldu. TÜSİAD, getirdi bunu Genelkurmay Başkanlığı ile paylaştı.
Refah-Yol'un düşürülmesi için bir şey daha yapıldı. Beşli çete diye bir şey vardı. TÜSİAD'dı, TOBB'du, DİSK'ti, KESK'ti, Türk-İş'ti. Bu beşli çete Atina'da bir toplantı yapıyor. Atina'da ABD Büyükelçiliği'nde yapıyorlar toplantıyı. Aralık ayının sonunda Ankara'da yapılırmış. Atina'da yapmışlar. Orada, Refah Partisi'nin tek başına iktidar olacağı, bunun önüne geçilmesi gerektiğini konuşuyorlar.
Bu sırada çok hızlı bir şey oldu. Ocak ayının 17’sinde filan toplantılar yapıldı. Güven Erkaya, Batı Çalışma Grubu'nu kurdu. Batı Çalışma Grubu, çok organize bir kuruluş. Bu grup çalışmaya başladıktan sonra her yerden bir şey çıkıyor. ‘Hoca tarikat liderlerine yemek verdi’ filan. Sonra ABD’de Alan Makovsky, daha işbaşına geldiğimiz zaman iktidarımızın Amerika ve İsrail'in çıkarına aykırı olduğu yönünde şeyler yazmış. Çevik Bir Amerika’ya gittiğinde bu konuda bilgilendirmişler.” Yarına devam.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi