Terör ve örgütünün avukatları

Terör ve örgütünün avukatları

Diyarbakır’da terör örgütünün mayınlı saldırısı sonucu 9 askerimiz şehit oldu. Saldırının PKK’ya dönük son operasyonlara örgütün bir cevabı olduğu anlaşılıyor.

Kaç gündür, bazı DTP yöneticileri operasyonlardan duydukları rahatsızlığı savurdukları tehditlerle dile getiriyorlardı.

Meclis çatısı altında boykotlar, çok kötü şeyler olacak anlamında sözler, operasyonun durdurulması gerektiğine dair açıklamalar, örgüte medya üzerinden gönderilen dolaylı mesajlar sonunda böyle bir saldırının olmasına vesile oldu.

Kışkırtıcılar aslında içeride.

PKK ne zaman esaslı bir darbe alsa, ne zaman gücünü kaybetse, içerideki uzantılarından barış çığlıkları yükseliyor. Üstelik bu çağrılar demokrasi, hukuk, özgürlük ve kardeşlik adına yapılıyor. Kürtlerle, Türkler elbette etle kemik gibidir. Asla birbirinden ayrılamazlar. Ancak PKK’nın bu kardeşlik çatısı altında yeri yoktur. Her iki tarafın evlatlarını ölüm değirmenine atıp, dayanılmaz acılar yaşanmasına sebep olan PKK’dır. Onun için terör örgütünü muhatap almayı telkin eden yazıların hiç biri iyi niyetli değil.

Başka ülkelerde de ayrılıkçı örgütler, kanla beslenen terör örgütleri var. Ama o ülkelerde terör hiçbir zaman bizdeki kadar yaygınlık kazanamıyor. Çünkü terörün karşısında dirayetle duran, onu muhatap almayı ret eden önemli bir entelektüel tepki ve birikim var. Kimse özgürlük, demokrasi hikayelerinin arkasına saklanarak bölücü ihaneti meşrulaştırmak için takla atmıyor.

Kimse, mesela Obama, El kaide ile oturup anlaşmalı, İspanya ayrılıkçı ETA militanlarını sırtına almalı, Rusya Çeçen mücahitleri ile el sıkışmalı diyemiyor. Kimse ülkesini bir paçavra örgütle eşit düzeyde görme gafletine düşmüyor. Kimse istisnai olayları abartarak, bunu bir kimlik meselesi haline getirmiyor. Kimse şiddeti, terörü idealize etmiyor. Gençlere devrimci yaftalı hırsızları, gaspçıları, katilleri örnek göstermiyor.

Türk aydınında milli bir duruş yok. Kendini ülkesinden çok, ülkesine racon kesenlere yakın hissediyor. Böyle olunca da terör her zaman döllenebileceği, semireceği bir zemin bulabiliyor. Düşünebiliyor musunuz DTP kurulduğu günden beri şiddet teşvikçiliği yapıyor, PKK ile rabıtası olduğunu inkar etmiyor, APO’nun iradesinin kendi iradeleri olduğunu söylüyor, ama alık nazarlarla seyretmekten başka bir şey yapamıyoruz. DTP ipek kanatlı kelebek muamelesi görüyor. Neredeyse, bize demokrat desinler diye Öcalan’a bile madalya takacağız. Bu kadar aymazlık, bu kadar ahmaklık olur mu?

Doktorların ümit kestiği bazı umutsuz hasta’lar vardır. Çaresizlik içinde kim hangi ilacı, hangi otu verse kullanırlar. Türkiye biraz o tip hastalara benziyor. Her otu, her karışımı belki sadre şifa olur diye kullanıyoruz. Ama sonunda bize yorgunluktan, hayal kırıklığından başka bir şey kalmıyor. Terörle mücadele, her gevezelikten umut devşirmek, her zırvadan medet ummak demek değildir. Vuranlar da, vurduranlar da, onlar adına masal anlatanlar da ortada. Kafası karışık olan biziz. Şu körlükten biraz kurtulur, çevremizde olup bitenleri doğru anlarsak çözemeyeceğimiz problem, aşamayacağımız zorluk yoktur. Yeter ki terör örgütünün avukatlarının bize kurduğu tuzağı görelim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi