Allah’tan korkmak, başkalarının korkusundan emin kılar
Allah’tan korkan, başkaların kasâvetli, belâlı korkusundan kurtulur. Çünkü o korkuda, ne aşırı gerginlik vardır, ne adrenalin salgılanması, ne yersiz enerji birikimi ve ne de boşa harcanması! Zîrâ, Allah, Rahîm’dir, Mü’min’dir, Müheymin’dir, Halîm’dir, Hafîz’dir.
Rahîm, herşeyi kuşatan, bütün ni’metler, ihsanlar, af ve rahmet, şefkat, sevgi ve merhamet kendi eseri olan ve âhirette mü’minlere sayısız nimetler ihsan edecek olan demektir. Allah’ın rahmetine sığınan; ölüm, ayrılık ve istikbal korkusu çeker mi?
O, koruma ve himayesiyle, her korkuyu gideren, her tehlike ve felâketten kurtuluş ve güven veren el-Mü’min’dir.
O, el-Halim’dir. Günah ve isyanlarına rağmen, kullarını hemen cezalandırmayıp onlar için tevbe ve ümit kapılarını açık bırakan; onları sonsuz kerem ve rahmetiyle rızıklandırmaya devam eden demektir. Hilm terbiyesi ve eğitimi almış bir insan da, yine kendi cinsinden olanlara ve başka varlıklara, gayet nâzik ve yumuşak davranır. Onların, hoşuna gitmeyen hareketlerini hemen reddetmez, suçlarından dolayı cezalandırmaz.
Allah, el-Müheymin’dir. Bütün yaratıkları, her türlü hâl, hareket ve davranışlarında görüp gözeten, denetim ve koruyuculuğu altında bulundurandır. Şüphesiz ki, bu, boş korkularımızla da yakından ilgili. Tahkikî imânla Kadir-i Mutlak olan Allah’a dayanan fert, “kâinata meydan okuyabilir”. Bu, fıtrî bir kanundur: Gerçekten Allah’tan korkarsak, bütün korktuklarımızdan emin oluruz. Başkalarından korkarsak, korktuklarımızla başbaşa kalırız. Buna bir âyette meâlen, “O halde yalnız Benden korkun!” (Nahl: 51) buyurulur. Feridüddin Attar buna, “Allah korkusu olmayanı, Allah herşeyden korkutur” şeklinde işaret eder.
Kudreti sonsuz Yaratıcıyı ve her şeyin Onun kontrolünde olduğunu kabul etmeyen; kendisinden daha güçlü olan herşeyin karşısında kendisini aciz ve zayıf hissedecek; baskılarına boyun eğmeye mecbur olduğuna inanacak ve titremekten kendisini alamayacaktır.
Allah’ın Celâl ve Cebbar gibi isimlerinin bir tecellisi olan Cehenneminden korkmak, insanı haksızlık ve zulümden alıkoyar. Ondan korkmamak ise; “tehevvür”ü (aşırı korkusuzluk, maddî-mânevî hiçbir şeyden korkmamayı) getirir. Nemrut, Firavun, Şeddad, Cengiz, Lenin-Stalin, Deccaller gibi korkunç dehşetli zâlimler, korku damarının bu mertebesinden beslenmektedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.