CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, 72 yıllık ömrünün “en talihsiz” dönemini bugünlerde yaşıyor. Allah kimseyi onun durumuna düşürmesin. Bu Baykal olsun ya da başkası, değişmez. Onsekiz yıllık sekreteri olan ve sonrasında milletvekili yaptığı N.B. ile kasedi çıkan Baykal’ın, bundan sonra ne yapacağını hep birlikte göreceğiz.

İnternet dünyasında ilk düştüğünde birileri olayın vahametini, N.B.’den hareketle kimilerinin milletvekili seçilmelerindeki adaletsizliği, aile yapısının nasıl dejenere edildiğini görmezden gelip “Özel hayat, şerefsizlik, haysiyetsizlik” diye gırtlaklarını parçaladı adeta.

Kimileri de, kaset ortaya çıktıktan sonra “Bu Baykal’a kurulmuş bir komplo. Gizli yerlerden biri Baykal’ın ipini çekti” diyerek yine “alçaklık, şerefsizlik” kelimelerini tükürükleriyle beraber etrafa saçtı.
Evet doğrudur. Kaset, özel hayatın ihlâlini içeriyor. Birileri Baykal’ı dikizlemiş. Peki bu, kasetin ortaya koyduğu vahameti görmemize engel teşkil eder mi?

“Özel hayat” diye avaz avaz bağıranlar ya kendilerinin de böyle kasetlerinin çıkmasından korkuyordur, ya da böyle bir rezaleti kanıksıyorlardır. Çünkü bu, özel hayatın ötesinde bir olay. Bir ülkeyi yönetmeye talip bir parti lideri, bir milletvekili... Her ikisi de halka hizmet etmeleri için Meclis’e gönderilmiş ve maaşa bağlanmış. Artık kendi aileleri dışındaki her şeyleri özelden çıkıyor.

Birileri “komplo” diyor.

Eğer bu doğruysa, bu ne anlama geliyor?

Düşünün bir.

“Son 8 yılda Baykal neden bu kadar hararetle, gazetecileri, sıradan vatandaşları, askerleri öldürdüğü söylenen bir örgütün avukatlığına soyundu?” sorusunu da aklınıza getirerek, düşünün!

Acaba Baykal’ın bu örgütü savunmasında, bu şantajın etkisi olmuş mudur? Birileri Baykal’ı “Eğer bunu yapmazsan, seni ele veririz” diye tehdit etmiş midir?

ETÖ denilen karanlık örgütün birçok kişiye bu şekilde şantaj yaptığından kuşku yok.

Baykal da bu örgütün pençesine düşmüşse eğer..

Ağır bir iddia olmasın ama görüntü maalesef şunu akla getiriyor: “Halka hizmet etmesi gerekenler, halka değil de cinayet işleyen bir örgütün emrine girmiş olmuyor mu?”

Bir de olayın aile boyutu var ki; bunun hiçbir izahı yok. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde de, en az gelişmiş ülkelerinde de ve hele ki Türkiye’de aile toplumunun ve devletin geleceği için büyük önem taşır ve aileyi korumak için yasal düzenlemeler yapılır. Skandalı deşifre edenlere “şerefsiz, aşağılık, adi” diye salya salgılayanlar, bunu da mı görmüyorlar?! Sadece yazılı olmayan kurallarda değil, Anayasamızda da var olan aileyi koruma ve kollama görevi, yürütme görevini yürüten hükümete aittir. Peki, kendi ailesini koruyamayan bir lider, bir milletvekili, bir toplumun aile yapısını nasıl koruyacak acaba? Aile kurumuna kendisi sahip çıkmayan, aile kurumunu kendisi yıpratan, aile kurumu için kendisi kötü örnek olan bir siyasi lider yönetime geldiği takdirde, Türkiye’de aile kurumuna nasıl sahip çıkacak? Kendi ailesine, milletvekilinin ailesine saygı göstermeyen, halkın ailesini nasıl koruyacak?

Baykal’ın kasetiyle birlikte herkesin gerçek yüzü ortaya çıkmıştır. En çok da dinsizlikle övünenlerin bir anda “dinî fetva” vermeleri ironik kaçmıştır. Bir de “özgürlükçü” kesilenlerin “alçak, haysiyetsiz, şerefsiz” gibi kendilerini tanımlayan ifadeleri başkalarına karşı kullanmaları yok mu!

Evet, daha dört yıl önce bugünkünden çok daha pornografik kasetler ortaya saçıldığı halde, “Bu ülkede en zor şey rezil olmaktır” dercesine işinin başına dönebilen, halka “doğru, dürüst” haber veren “usta televizyoncu”ların “haberin merkezi”nde hâlâ dolarla maaş aldığı bir “medya vasatı”nda bu ahlâkî zafiyetler sürpriz olmasa gerek.

Baykal’ın istifa toplantısına da değinmek gerek ama onun üzerinde önümüzdeki günlerde daha çok konuşacağız. Ama şunu söylemeden edemeyeceğim; böyle bir konuyla ekran karşısına çıkıp da, “Hazreti Peygamber” göndermesinde bulunması yok mu, tam “Ört ki ölem” dedirtecek bir şaşkınlıktı.

Ha bir de unutmadan, birkaç bin CHP delegesinin oyunu hesaba katarak Genel Başkanlık’tan istifa eden Baykal, vekaleti sandığında olan milyonları da hesaba katacak mı acaba?

Milletvekilliğinden de istifa edecek mi?

Bekleyip göreceğiz.