Genelkurmay Başkanlığı’ndaki “olaylar”la ilgili olarak neredeyse her taşın altında onun ismi var. Karargahtaki “Çürük çetesi” ile ilgili olarak yürütülen soruşturmada ismi en önlerde dolaşıyor ama “gizli bir el” onu bir şekilde koruyor.
Daha birkaç ay önce basında yayınlanan ses kayıtları, onun ve ekibinin “çürük soruşturması”yla ilgili delilleri yok ettiğini ortaya koymuştu.
Bahsettiğimiz kişi Genelkurmay Adli Müşaviri Hıfzı Çubuklu.
Çubuklu’nun ismi bu aralar yine gündemde ama bir olayla ilgili değil, daha önceki olayların gidişatıyla ilgili.
Çubuklu’yla ilgili olarak önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak yeni iddiaları bir tarafa bırakırsak şu “çürük” davasında adım adım “kurtarma” operasyonu gerçekleşiyor gözümüzün önünde.
Nasılmı? Bakın anlatayım.
Edindiğim bilgilere göre, İstanbul Başsavcılığı’nda yürütülmekte olan “çürük soruşturmasına” müdahale edildi. Savcı Hikmet Usta’ya ciddi baskılar yapıldı. Savcının da bu baskılar sonucu; Hıfzı Çubuklu, Neşet Uncu ve Çubuklu’nun ekibinden binbaşılar Okşan Çidem ve Olcay Yeşilkaya hakkındaki evrakı soruşturmadan ayırarak müfettiş soruşturması için MSB’ye gönderdiği söyleniyor. “Kurtarma operasyonu”nun birinci aşamasında kimin Savcı’ya baskı yaptığı şimdilik gizemini koruyor ama ikinci aşama ise daha da ilginç.
İkinci aşamada Milli Savunma Bakanı tarafından evrakların MSB Teftiş Dairesi’ne havale edildiği ifade ediliyor. Çubuklu, daha evvel İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı’nca ifadeye çağrılmasına rağmen, kendisi de hukukçu olduğu halde ifadeye gitmeyi reddetmişti. İfade için İstanbul’a giden diğer üç kişi ise, “terör örgütüne yardım etmek ve delilleri yok etmek suçlarından tutuklanmaları” talebiyle mahkemeye sevk edilmişlerdi.
Mahkeme üç hakim subayı tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakmıştı. Mevcut deliller ortada ve durum bu kadar ciddi iken “MSB Teftiş Dairesi”nin soruşturma sonucunda burada vereceği karar doğal olarak önem kazanmış durumda.
Eğer kurtarma planının ikinci aşaması da başarılı geçerse, bu müfettiş soruşturması sonucunda soruşturma evrakının adli soruşturmaya gerek görülmeksizin işlemden kaldırılması anlamına gelecek.
Peki bu işlemleri kim yapıyor ya da yapacak?
Operasyonun en önemli ayrıntısı da işte burada yatıyor.
İşlemlerin takibini Milli Savunma Bakanlığı Askeri Adalet İşleri Başkanı Hakim Albay Ahmet Neşet Uncu yapıyor. Yani takip işlemlerini; adı “çürük operasyonunda” geçen isim yapıyor, bir diğer ifadeyle “Çubuklu’nun atadığı bir isim” yapıyor.
Hıfzı Çubuklu’nun askeri yargı içerisindeki konumu ve ağırlığı herkes tarafından da biliniyor. Askeri yargıdaki atamaların tamamında neredeyse Çubuklu söz sahibi. Zaten çürük soruşturmasındaki konumu da bunun bir göstergesi değil mi?..
Albay Üçok’a ait olan bilgisayar, savcının isteği üzerine gönderilecekken, Çubuklu’nun onayı olmadan gönderilmemişti. Genelkurmay Adli Müşavirliği’nin görevi olmamasına rağmen, bilgisayarı Çubuklu’nun ekibi ile birlikte inceleyerek, ayıklama işlemi yaptığı basına düşen ses kayıtlarından anlaşılmıştı.
Peki bu durum ne anlama geliyor?
Uzatmadan anlatayım: Çubuklu ve ekibiyle ilgili işlemleri yine Çubuklu’nun atadığı ve bir altı olan Hakim Albay Ahmet Neşe Uncu yapıyor. Üstelik Uncu’nun kendisinin de çürük çetesiyle ilgili olarak “delil karartma suçundan” sivil savcılığa ifade vermiş olması ayrı bir gariplik.
Suçlananın aynı zamanda suçlamayı soruşturması herhalde dünyanın başka bir yerinde görülmemiştir.
Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nun 65. Maddesinde; taksirli suçlar hariç olmak üzere 5 yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan haklarında kamu davası açılanların mensup oldukları bakanlıkça açığa alınabilecekleri açıkça yazıyor.
Poyrazköy, amirallere suikast ve son olarak da Erzincan’daki olayla ilgili iddianamelerde birçok muvazzaf subay yer alıyor ancak bunların hiçbiri şimdiye kadar açığa alınmadı.
Bu konuda Milli Savunma Bakanlığı da hiçbir şey yapmadı şu ana kadar. Önümüzdeki günlerde Çubuklu’yla ilgili “çok kritik yeni şeyler” ortaya çıkarsa hiç şaşırmayın... Ama bu sefer, Uncu ve diğerleri bu işleri nasıl takip edecek, hep birlikte göreceğiz.