Serdar Arseven

Serdar Arseven

Numan Kurtulmuş’u nasıl buluyorsunuz?

Numan Kurtulmuş’u nasıl buluyorsunuz?

Sağolsun.
Kon TV’nin Ankara Temsilcisi Sinan Burhan organize etti de; Saadet Lideri Numan Kurtulmuş’la gönlümüzce sohbet imkânını bulduk.
¥
Öncelikle şunu sormak isterim siz kıymetli okuyucularıma:
Numan Kurtulmuş’u nasıl buluyorsunuz?..
Kurtulmuş’un söylemine, performansına, itimat telkin edip etmediğine, bir siyasi olarak size yakın gelip gelmediğine, vatandaşın böyle bir lider portresine destek verip vermeyeceğine dair düşüncelerinizi almak isterim.
¥
Benim de bir hakkım varsa; düşüncelerimi dile getireyim:
Ben Numan Kurtulmuş’u beğeniyorum.
Kışkırtmayan, germeyen ama gerçeğin hakkını vermekten de çekinmeyen tarzını tutuyorum.
Birikimine saygı duyuyorum.
Temel meselelerde, mesela “Anayasa değişiklik paketi”nde ortaya koyduğu müspet tavrın çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Partisinden birileri, söylemde “Cindoruk” takımından farksızlaşsa da; Sayın Kurtulmuş “HSYK ve Anayasa Mahkemesi’nin gerici yapılarının” değiştirilmesine neredeyse kayıtsız-şartsız destek veriyor.
Bu mesele “Kurtulmuş’u test” açısından turnusol kağıdı.
Bir bakın; MHP’si, BDP’si, CHP’si, DP’si, PKK’sı adeta tek vücut, değişikliklere karşı çıkarken; Saadet Lideri Kurtulmuş “eksiklerine” rağmen destek veriyor pakete.
BBP’nin hakkını teslim ettikten sonra; Kurtulmuş’un bu tavrının önemine dikkat çekelim.
Yine, Erdoğan’ın “One Minute” kükremesinin hemen ardından SP ve BBP dışındaki bütün muhalefet partilerinden “İsrail’e ayıp oldu!.. Şimdi bizi oyarlar!” kıvamında sesler yükselirken...
Saadet Lideri Kurtulmuş’un “Bu ortaya konulması gereken bir tavırdır. Bunu takdir ediyoruz. Ancak bu tavrın devamının gelmesini de bekliyoruz” dediğini de unutmayalım.
AK Parti’nin IMF ile anlaşma imzalamamasında Sayın Kurtulmuş’un uyarılarının ne kadar etkili olduğunu da biliyoruz.
Bu konuda ilk röportajı biz yapmıştık kendisiyle...
Manşete çıkan söyleşimizin tırnak içindeki başlığı “IMF ile anlaşma mı? Sayın Başbakan sakın ha!” şeklindeydi!..
¥
Kurtulmuş, hiç hakaret etmedi.
Ancak, söylemesi gerekeni de hep söyledi.
Takip ettiğim her konuşması, bilgi hazneme mutlaka ilavelerde bulundu.
¥
Özetle ben; Sayın Kurtulmuş’un siyasete getirdiği seviyenin çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Kemal Kılıçdaroğlu, Deniz Baykal, Nesrin Baytok, Kamer Genç çizgisindeki muhalefetin namusunu kurtardı Sayın Kurtulmuş.
Hamamın namusunu yani!..
¥
Bunca değerlendirmenin ardından gelelim sohbetimize...
Sayın Kurtulmuş’la uzun uzun “Türkiye-İsrail ilişkileri”ni konuştuk.
Terörist İsrail’in yardım gemisine değil de, aslında Türkiye’ye saldırdığını belirten Sayın Kurtulmuş, gelinen noktadan pek memnun değil gibiydi.
“Bir ülkenin gerçekten güçlü olabilmesi için dört unsurun bir arada bulunması vazgeçilmezdir” diyerek başladı sözlerine...
Bunlardan ilki; “Sağlam demokrasi.”
İkincisi; “Adalete dayalı ekonomik istikrar.”
Üçüncüsü “İyi bir savunma sanayii.”
Ve son olarak; “Şahsiyetli, aktif dış politika.”
Bugün bunların hangisine sahibiz?..
Tefekküre değer!..
¥
Peki... AK Parti bütün bunları tek başına gerçekleştirebilir mi?..
Sayın Kurtulmuş bunun “mümkün” olduğu görüşünde:
“Mümkün ama, hükümet özellikle güçlü bir şekilde sandıktan çıktığı 2007’den sonra üzerine düşenleri yapmadı. Anayasa değişiklikleri konusu o rüzgarla çok daha rahat bir şekilde halledilebilirdi. Biz yine de, geç kalınmış bir adım da olsa, eksikler de olsa pakete destek veriyoruz. HSYK ve Anayasa Mahkemesi’nin halihazırdaki yapısını, hukuka saygısı olan savunamaz!..”
¥
“Hükümetin, İsrail katliamının ardından izlediği politika” hakkında da şunları söyledi Sayın Kurtulmuş:
“Dokuz maddelik bir teklifler paketimiz vardı. Hükümet bunların beşini uyguladı. Dördü hâlâ ortada yok. Mesela, İsrail Büyükelçisi niçin ‘istenmeyen adam’ ilan edilmez?.. Niçin gönderilmez?.. Bunu merak ediyoruz. Türkiye, İsrail’in OECD üyeliğine niçin ‘evet’ dedi. İsrail’e ‘veto’ hakkını niçin verdi, merak ediyoruz. ‘One Minute’ çıkışının ardından, İsrail’de dış ticaretimizdeki gelişmeler niçin hep İsrail’in lehine oldu, merak ediyoruz.”
¥
Sayın Kurtulmuş’a “Kılıçdaroğlu’nu nasıl buluyorsunuz?” diye bir soru yönelttik son olarak.
Dedi ki;
“Kendisi halktan yana mı, statükodan yana mı?.. Eğer halktan yanaysa, Anayasa Mahkemesi’ne yaptıkları iptal başvurusunu geri çeksin. Bunu yapmıyorsa veya yapamıyorsa, söylediklerinin fazla bir anlamı olmaz!..”
¥
Güzel bir sohbetti.
“Regaib gecesini idrak” için ayrılırken, “tefekkür buluşmalarını” daimi hale getirmek konusunda anlaştık.
Buluşmaya vesile olan Sinan Burhan kardeşimize teşekkürle bitirelim...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi