YAŞ zedeler bekliyor

YAŞ zedeler bekliyor

Anayasa paketinin yüzde 58'le kabulünde önemli payı olan maddelerden biri, YAŞ kararlarına yargı yolunun açılmasıydı.

Bilindiği gibi, özellikle 28 Şubat’tan beri YAŞ kararlarıyla sorgusuz, sualsiz ordudan ihraç edilen binlerce insan var. 12 Eylül Anayasasının koyduğu yasak sebebiyle yargıya da götürülemeyen bu ihraçlar ciddî mağduriyetlere yol açtı.

Bu mağduriyetlerin, vicdanları iyice isyan ettirecek trajediler getirdiği acı olaylar da yaşandı.

Öyle ki, Cumhuriyetin geçen yaz vefat eden Başyazarı İlhan Selçuk’un dahi, “Bu ihraçlar böyle devam edemez” diye yazdığını hatırlıyoruz.

Keza, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay Başkanlarının da, kuruluş yıldönümü veya adlî yıl açılış konuşmalarında YAŞ kararlarına yargı yolunun açılması talebini seslendirdiklerini biliyoruz. 10. Cumhurbaşkanı Sezer de AYM Başkanı iken bunlar arasında yer almıştı.

Gerek ne olduğu belirsiz “irtica” suçlamalarıyla ordudan ihraç edilen YAŞzedelerin, gerekse dünya görüşü olarak onlara sıcak baktığı söylenemeyecek yüksek yargı temsilcilerinin yıllardır dillendirdiği talep, son paketle karşılık buldu.

Terfî ve atamalar için konulan yasak devam ederken, ihraç kararlarına karşı yargı yolu açıldı.

Ama anayasada bu değişikliği yapmak yetmiyor. Uygulamaya yansıması için, ilgili kanunun da değişmesi; dâvâ açılacak mahkeme ile başvuru usullerinin belirlenmesi gerekiyor. Ve YAŞ mağdurları, bunun âcilen yapılmasını bekliyor.

Şu aşamada tartışılan konulardan biri, yargı yolunun açılmasının, şimdiye kadarki ihraçlar için geçerli olup olmadığı. Yapılacak düzenlemelerde bunun özellikle netleştirilmesi gerekiyor.

En azından, ihraçlar sebebiyle uğranılan mağduriyetlerin telâfisi imkânının getirilmesi lâzım.

Gerçi hepsinin telâfisi mümkün değil: Yaşanan acılar, vefat edenler, kaybedilen zamanlar...

Ama hiç değilse, gasp edilen özlük haklarının iadesini sağlayacak bir mekanizma getirilmeli.

YAŞzedelerin nereye ve nasıl dâvâ açacağının henüz belli olmadığı şu merhalede hukukçular, mevcut uygulamada kuvvet komutanlıklarının YAŞ’a götürmeden yaptıkları ihraç işlemlerine karşı açılan dâvâlara bakan Askerî Yüksek İdare Mahkemesine başvurulmasını tavsiye ediyorlar.

Ama AYİM bu başvuruları, Anayasa Mahkemesinin paketle getirilen bireysel başvurular için yaptığı gibi “Yasal düzenleme tamamlanıncaya kadar kabul edemiyoruz” diye reddedebilir.

Gerçi söz konusu tavsiyeyi yapan hukukçular, “Öyle de olsa birşey kaybedilmiş olmaz” diyorlar, ama yine de sıkıntılı. Böyle bir durumda boşa gidecek mahkeme masrafları da ayrı konu.

Onun için, bu belirsizlik bir an önce ortadan kaldırılmalı ve çıkarılacak uyum paketleri çerçevesinde başvuru mekanizmaları belirlenmeli.

Dolayısıyla, AKP Genel Başkan Yardımcısı Haluk İpek’in dediği gibi, “Meclis açılır açılmaz” yapılacak ilk iş, uyum paketini çıkarmak olmalı.

Bunları ifade ettikten sonra bu konuda dikkatimizi çeken birşeyi daha vurgulamak istiyoruz.

Bilindiği gibi, Ağustos başındaki sancılı YAŞ toplantısından, uzun yıllardan sonra belki de ilk kez ihraç kararı çıkmamış ve bu durum, “Tepedeki sıkıntıdan ona fırsat kalmadı galiba” şeklinde değerlendirmeler yapılmasına yol açmıştı.

Ama çok geçmeden Hürriyet’te şöyle bir haber çıktı: “35 subay ve astsubaya ihraç.” (9.9.10)

Bunların YAŞ ihraçlarından farkı, kuvvet komutanlıklarının tasarrufu olarak yapılması ve askerî yargı içinde dâvâ açma yolunun açık olması. Ve bu yöntem, eskiden beri uygulanıyor.

Genelkurmay yargıya gitmesini istemediği ihraçları YAŞ üzerinden yaparken, dâvâ konusu olmasında sakınca görmediklerinde diğer usûlü kullanıyor. Ve görünen o ki, bundan sonra YAŞ ihraçlarından tamamen vazgeçilip diğer yönteme ağırlık verilerek, top askerî yargıya atılacak.

Peki, Genelkurmay'ın AYİM’e açılacak YAŞzede dâvâlarının reddi için talimat verdiği doğru mu?


Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi