Suyu bulandıracaksın ki...

Suyu bulandıracaksın ki...

‘Bulanık suda balık avlamaya çalışanlar’ın yapacağı ilk şey tabii ki suyu bulandırmaktır!
Suyu bulandıracaksın ki, nerede tuzak kurduğun, nasıl bir tuzak kurduğun ve bu tuzağa kimleri nasıl düşürmek istediğin belli olmasın...
Son zamanlarda Türkiye’ye dönük suyu bulandırma gayretlerinin farkında olmalısınız... Çünkü bazıları için Türkiye hedef ülke!
Mavi Marmara gemisine korsanca baskın düzenleyen İsrail, neler yaptığını dünyanın gözünden saklamak için önce suyu bulandırmıştı. Canım deniz suyunu bulandırarak değil, yardım konvoyundaki gemilerin dünya ile iletişimini keserek bunu yapmıştı herhalde...
Birileri yine suyu bulandırmaya uğraşıyor şu sıralarda... Bu iş Batıda sayıları hayli fazla olan kiralık ve satılık kalemler de emre amade. Daily Telegraph gazetesinden Con Coughlin bir haber üfürüyor: “İran AK Parti’ye 25 milyon Dolar para yardımı yaptı...” Bunun için detay bile veriyor iyi mi! “Bahse konu para İHH üzerinden aktarıldı bu miktar...” diyor. İHH kim? Gazze’ye yardım konvoyunu organize eden sivil toplum kuruluşu...

Peki Con Coughlin kim? Ooo pek meşhur. Mossad ve İngiliz gizli servisi MI6’ın en fazla beslediği gazeteci. Öyle ki, bu adam Irak işgali öncesinde de Saddam’ın kitle imha silahları yaptığına dair yazılar döktürüyordu. Bu yazıların kaynağı elbette İngiliz, İsrail ve Amerikan gizli servisleriydi. Ama sonradan ortaya çıkan önemli bir ayrıntı vardı: Bu haberlerin tamamı uydurma ve düzmece idi! Fakat Coughlin ve benzerlerinin o uydurma haberleri, neticede Irak işgalinin kapısını açtı.
İşte böyle, Batı medyasındaki satılık ve kiralık kalemler; rezaletleri bir bir ortaya çıksa da, bir biçimde kendilerini kamufle etme becerisine sahiptir. Ne yazık ki, bunlar gereğinden çok fazla da etkindir. Öyle ki bizdeki kimi medya leşkerleri de, bunların yazdığı kepaze hikayelerin üzerine atlarlar. Tek tek örnek vermeye gerek yok. Sadece 2003 yılından bu tarafa Irak İşgali, Türkiye- ABD, Türkiye - İsrail ve genel olarak Türkiye - Batı ilişkileri üzerine şişirilen haber ve yorumları hatırlayın yeter...
Şimdi bir atraksiyon daha başladı. Neymiş efendim, Türkiye İran’ın bankacılık sistemi üzerine uygulanan ambargoyu deliyormuş... İran’ın “Bank Mellat” isimli bankasının Türkiye’de şubeleri varmış da, bunun üzerinden para transferleri yapılarak İran’ın sıkışması önleniyormuş da falan filan. Hepsi suyu bulandırmaya dönük hareketler. Zafer Çağlayan’ın da belirttiği gibi, İran’la en fazla ticaret yapanlar, yine ABD ve AB şirketleri. Ama kılıfına uydurdukları için ve de kiralık kalemler onları ifşa etmediği için, işlerini tıkır tıkır yürütüyorlar. Türkiye’yi ise, bu şekilde şantajlarla meşru ticaretten bile men etmeye kalkışıyorlar.
İsrail’in karnı fena halde ağrıyor... Çünkü iyice köşeye sıkıştı. Daha da sıkışacak! Bu yüzden Türkiye aleyhine suyu bulandırmaya yelteniyor. Önce MİT müsteşarı Hakan Fidan’a dair iftiralar uydurdu. Şimdi başka atraksiyonların peşinde. Baksanıza Şimon Peres, yaşına başına bakmadan yalan konuşuyor! Ne diyor? “Abdullah Gül özür dilememi talep etti. Ben de kabul etmediğim için görüşme gerçekleşmedi....”
Bre adam her şeyden evvel, seninle görüşmek isteyen oldu mu? Hayır! O halde neden kendi kendine gelin -güvey oluyorsun? Sıkıntın ne?!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi