Ahmet Varol

Ahmet Varol

Diyalogda İsrail'in Kırmızı çizgisi

Diyalogda İsrail'in Kırmızı çizgisi

Fetih ile Hamas arasında Şam'da başlayan görüşmelerine şimdilik ara verilmiş olsa da bayram sonrasında devam edilecek.

Ama gelişmeleri doğru okumak ve çıkabilecek sonuçları ona göre tahmin etmek gerekir. Bu görüşmelerden bir ittifak çıkması ihtimali pek yok. Zaten Hamas'ın bazı ileri gelenleri ve Filistin Başbakanı İsmail Heniyye de Şam görüşmelerinin ittifak ümidi vermediğini dile getirdiler.

Bunun en önemli sebebi Abbas'ın görüşmeleri başlatmadaki esas amacının ihtilafı çözmek değil karşı tarafı kendisinin kurmak istediği sultayı kabullenmeye zorlamak olmasıdır. Bu amacını gerçekleştirmek için de yıllardan beri Gazze'ye uygulanan ambargonun sebep olduğu hayat şartlarını ve Batı Yaka'daki milis güçlerinin İsrail hesabına sürdürdüğü insan avını istismar etmek istiyor. Tabii en önemli engel de siyonist işgal devleti ve ABD'nin kırmızıçizgisidir. Abbas'ın bu çizgiyi aşabileceği tahmin edilmiyor.


Bütün bunlarla ne kastettiğimizi biraz izah etmeye çalışalım.


En başta şunu bilmek gerekir ki bir bağ koptuğu yerden bağlanır. Hamas ile Fetih arasındaki bağın koptuğu yer güvenlik mekanizmasıdır. Bugün aynı bağın devreye girmesi için güvenlik mekanizmasının düzene sokulması konusunda anlaşmaya varılması gerekir. Ne var ki Abbas'ın bu konudaki şartı ihtilafın çözümü ve ortak proje geliştirilmesi değil Hamas'ın tamamen devreden çıkarılmasıdır. Güvenlik teşkilatının şekillendirilmesi konusunda Hamas'la yardımlaşmayı reddederek, şu an Gazze'de görevli güvenlik elemanlarının tamamının devreden çıkarılıp silahlarının kendi milis güçlerine teslim edilmesini şart koşuyor. Oysa onun milis güçlerinin tutumu tecrübe edildiği gibi Batı Yaka'da güvenlik ve istihbarat teşkilatına sonradan katılanların ne gibi düşüncelerle yetiştirildiği çok iyi biliniyor. Gediklilerinin İsmail Heniyye'yi sınır kapısında silahlarla karşıladıkları ve koruma görevlilerini yaraladıkları unutulmuş değil. Haziran 2007'de olayların patlak vermesinin sebebi de onların direnişçilere saldırmaları, sivilleri tutuklamaları ve tutukladıklarını bodrumlarda ağır işkencelere tabi tutmalarıydı. Söz konusu milislerin Gazze'yi terk etmelerinden sonra o bodrumlardan işkenceyle öldürülmüş insanların cesetleri çıkarıldı.


Haziran 2007 olaylarından sonra Gazze'deki milislerin bir kısmı silahlarını bırakırken birçoğu Batı Yaka'ya taşındı. Orada ABD Generali Keith Dayton'un gözetiminde yetiştirilen yeni elemanlar istihbarat ve güvenlik teşkilatlarına alındı. Bunlar sadece askerî değil aynı zamanda fikri eğitim aldılar ve hepsinin kafasına işlenen fikir direnişi terör olarak görmek ve siyonist işgali değil direnişi birinci düşman saymaktı.


Şimdi bu kafadaki milislere yeniden Gazze'nin teslim edilmesini ve Heniyye hükümetinin kurduğu güvenlik teşkilatının tamamen devredışı bırakılmasını kabul etmek, 2007 öncesine değil Gazze'de siyonist işgalin devam ettiği 2005 öncesine dönmek anlamına gelir. Çünkü Abbas'ın güvenlik ve istihbarat mekanizmasının ileri gelenleri, işgalcilerle işbirliği içinde olduklarını gizlice değil açıktan itiraf ettiler. Bu gerçeği İsrail yetkilileri de kapalı kapılar ardında değil basın mensuplarının önünde açık dille söylediler.


Hamas'ın talebi işgalcilerle bağlantısı olmayan ve tamamen Filistin hükümeti yönetiminde, Gazze'deki güvenlik elemanlarının da tümünü içerecek yeni bir güvenlik ve istihbarat örgütü oluşturulmasıdır.


Ama siyonist işgal devleti buna kesinlikle razı olmayacağını, Abbas'ın böyle bir şeyi kabul etmesi durumunda ona bütün desteğini keseceğini söyleyerek açıktan tehdit etti. Abbas'ın mevcut şartlarda işgalcilerin önüne çizdiği kırmızıçizgiyi aşma cesareti göstermesi pek muhtemel görünmüyor.


Öyleyse diyalog görüşmeleri abesle iştigal değil mi? Evet öyle. Ama bir önceki yazımızda da ifade ettiğimiz gibi Abbas'ın son dönemde işgal devletiyle masabaşı görüşmelerinde ısrarından dolayı içerde ve dışarda eleştirilere maruz kaldığından dikkatleri iç diyaloğa çekme ihtiyacı vardı. Hamas da şimdiye kadar hiçbir zaman iç diyalog çağrılarını geri çeviren taraf olmak istemedi. Ama Gazze'de yıllardır ambargoya direnirken, Abbas'ın gönlü olsun diye bölgenin 2005 öncesine dönmesini kabullenmesi de beklenemez.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Varol Arşivi