Kıvanç Tığlı

Kıvanç Tığlı

Orta yaş bunalımı

Orta yaş bunalımı

Evliliğiniz eski heyecanınını yitirdi, artık monoton bir hal aldı, saçınızdaki siyahlar yavaş yavaş yerini aklara bıraktı, çocuklarınız kendi hayatlarını kurdu, eviniz sessizleşti. Önceden “Boşver” dediğiniz sorunları büyütüp uykunuz bu yüzden kaçmaya başladı. Eşinizle olan sorunlarınız büyüyüp gereksiz kavgalarınız ve küskünlükleriniz çoğalmaya başladı. Evliliğinizi daha çok sorgular hale geldiniz. Çevrenizdeki yaşıtlarınızı birer birer kaybetmeye başladınız. Bir gün sıranın size de geleceğini düşünüp kaygılanıyor, korkuyorsunuz. Bir yeriniz ağrısa veya kalbiniz hızlı atsa gereksiz evhamlara kapılıyorsunuz... Değerli okuyucular işte tam da orta yaş bunalımının içindesiniz artık...
Ergenlikte yaşanan o ilk güçlü krizden sonra, kadınların ve erkeklerin yaşadıkları önemli bir dönem krizi de orta yaş.. Uzmanlar 35-45 yaşları arasında yaşanan bu durumu orta yaş krizi olarak adlandırıyorlar. Kişiler bu dönemde bugüne kadar yapmış oldukları şeylerin muhasebesini yapıyorlar, “Keşke...” diye başlayan cümleleri daha çok kullanıyorlar, geçmişle ilgili pişmanlıklar duyuluyor ve de hep erteleyip de yapamadıkları şeyler için pişmanlıklar duyuyorlar. Ancak şunu da söylemekte yarar var; herkes orta yaş krizi geçirecek veya orta yaşlarında bunalım geçirecek diye bir kaide yok. Bu kriz geçirip geçirmeme durumu; kişinin çocukluğunu mutlu ve doyumlu geçirip geçirmemesiyle, ailesinden yeterli sevgi-ilgi görüp görmemesiyle ve kişiliğinin güçlü olup olmadığı ile alakalı bence... Tabii ki kişinin çevresinde güvenebileceği, dertleşebileceği sevdiklerinin olması da bu zor dönemi atlatabilmek için çok önemli bir faktör... En önemlisi de kişinin gerçek bir imana sahip olması onu her şeyden koruyan önemli bir faktör...
Orta yaş krizi 35 yaşından sonra şiddetlenerek daha da artabiliyor. Bu dönemin başlangıcında daha çok kaos hakimken, bazen bu dönem alınan kararların hayata aktarıldığı dönem olabiliyor. Örneğin kişi evliyse boşanabiliyor, sevgilisi varsa ondan ayrılabiliyor ya da aşık olup yeniden ve aniden evlenebiliyor. Patlamaların yaşandığı, özellikle kadınların kendilerini sürekli gezmeye vermeleri ve sosyalleşmeye çalıştıkları bir dönem aslında... Orta yaş krizi başladığında manik depresif bozukluk, depresyon, anksiyete, migren, tansiyon, gerilim tipi baş ağrıları ortaya çıkabiliyor. Ayrıca maalesef 35-45 yaş arası intiharların da çok görüldüğü bir dönem..
Orta yaş döneminde kadınların vücudunda oluşan bazı değişimler onu mutsuz ettiği için kendisinin beğenilmeyeceğini düşünebilir. Bazı kadınlar ise tam tersi “Ben hâlâ güzelim” mesajı vermek için kendinden yaşça küçük erkeklere karşı ilgi duyabilir. Bu dönemde kadınlarda yaşlanmaya bağlı olarak kilo alma, saç dökülmesi, saç beyazlaması, çatlaklar görülebilir. Bu duruma bağlı olarak da kadın kendi görünümünden rahatsız olacak ve beğenilmeme korkusunu daha çok yaşayacaktır. Bunun için giyim konusunda yaş ortalamasının dışında kıyafetler alabilir, giyebilir. Bu dönemde en çok yaşanan sorunlardan biri de boşanmalardır. Duygu karmaşası çiftlerin aile düzenini de bozabilir. Kadınlar eşlerini ve çocuklarını bir yana bırakarak hayatı daha yoğun ve yüksek tempoda yaşamak isteyebilirler. Orta yaş bunalımı, dış görünüşüne fazlaca önem veren kadınlarda daha yoğun ve sancılı geçebilir.
Erkeklerde de sendromun ilk işaretleri 40’lı yaşları tamamlarken ortaya çıkıyor. Saçı kısa kesmeler, yeni sakal bıyık imajı denemeleri, birkaç kiloyu bile sorun yapmalar, giyim kuşamına, dış görünümüne aşırı özen göstermeler orta yaş bunalımının ilk işaretleri olabiliyor. Bu bunalım iyi okullarda okumuş, tutkulu, maddi olanaklara daha erken yaşlarda ulaşan erkeklerde daha erken görülebiliyor. Hormonal eksikliklere bağlı orta yaş bunalımında erkeklerde; gece terlemeler, kolay kilo alma, saç ve cilt sorunları, cinsel güç kaybı gibi sorunlar görülebiliyor. Bu erkeklerde menopoza giren kadınlarda olduğu gibi depresyona veya anksiyete bozukluklarına oldukça sık rastlanıyor.
Genel anlamda orta yaş bunalımının nedeni şöyle açıklanıyor: “Birey eğer orta yaşa kadar, hayatında koyduğu hedeflere ulaşamdıysa, tatmin olduğu, mutlu bir yaşam sürmüyorsa 35-45 yaş arasında böyle bir krize yakalanma ihtimali yüksektir. Hedefler, beklentiler işle, eşle, çocukla ilgili olabilir.”
Bu durumu en çok eşi ya da sevdiği tarafından beğenilmediği hissi tetikler.. Aynı zamanda iş yerinde kariyer olarak istediği konumda olamaması, 40 yaşına kadar evlenmemiş olmaması ya da evli olup çocuğunun olmaması, evlenip boşanmış olması, bu dönemde aldatılması, orta yaş bunalımını ortaya çıkaran nedenler olarak sıralanabilir.
Değerli okuyucular orta yaş bunalımı yaşıyorsanız ve evliyseniz eşinizle daha çok ortak vakit geçirmelisiniz. Bu yaş döneminde, evliliğinizdeki sorunları abartıp hemen ilişkinizi bitirmemelisiniz. Her yaşın ayrı bir güzelliği olduğunu düşünmeli, fiziksel değişimleri yaşamın getirisi olarak görmelisiniz. Her anınızı tefekkür ederek, Allah’ın rızasını kazanmak için çabalayarak geçirip, kendinizden daha düşük seviyede olan kişileri düşünüp, halinize şükretmelisiniz. Eğer yaşadığınız sorunların üstesinden gelemiyorsanız mutlaka psikolojik yardım almalısınız.
Üstad Necip Fazıl ne güzel demiş: “Çok sıkıldıysan hayattan, bir mezarlığa git. Ölüler iyi bilir, yaşamak güzeldir.”
Sağlıklı mutlu günler duasıyla Allah’a emanet olunuz.
Danışma Tel: (0506) 401 79 91
(0212) 503 79 95

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kıvanç Tığlı Arşivi