Ahlak Zabıtası ve Kriterler
Son zamanlarda, toplumumuzun büyük çoğunluğu tedirgin ve huzursuz.
Bugünlere bakıp gelecek kaygısı çekenler, haksız sayılmazlar.
Çünkü şikayetler, hiç de yabana atılacak cinsten değil!
Bunlar, her birimizi şahsen ilgilendirdiği gibi, yarınlarımız olan çocuklarımızı da ilgilendiriyor.
Son yıllarda adeta dibe vuran genel ahlak anlayışından söz ediyorum.
***
Burada örnekleri vermeye edebim müsaade etmiyor.
Sokakta, okulda, iletişim ve medya araçlarında olup biten ahlaksızlıkları herkes görüyor ve biliyor.
Ancak, hiç kimse bunlara müdahale etme cesareti gösteremiyor.
Emniyet mensuplarının bile, maalesef elleri kolları bağlı.
Belediye zabıtası deseniz, bu konulara zaten karışmıyor.
Geriye sadece halk kalıyor ki, onları da destekleyen ne kanun var, ne de devlet kurumları!
Peki, bunun sonu nereye varacak?
Lût kavmine doğru bile bile gidişe, göz mü yumulacak?
Böyle devam edecekse eğer, helak olanlar arasında bizler bulunmayacak mıyız?!
Ahlâksızların akibetine bizler de aynen dûçâr olmayacak mıyız?
***
Eskiden ahlak polisi ya da ahlak zabıtası dediğimiz kurumlar vardı!
Toplumda genel ahlak kurallarına aykırı davranışlara müdahale ederler, izin vermezlerdi.
Şimdi bunlar niye yok?
Yoksa genel ahlak kuralları mı değişti!
Bu kuralların neler olduğu bellidir.
Çünkü, çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede ahlaksızlığın ne olduğunu herkes bilir.
Şimdilerde bu ahlaksızlıklar diz boyu, her yerde uluorta sergileniyor!
Artık aileler, park ve bahçelerde çocuklarıyla gezemez olmuştur.
Okul ve üniversitelerdeki öğrencilerin davranışlarına utancından bakamaz olmuştur.
Kaldırımlara atılan randevu kartvizitlerinden geçemez olmuştur.
Garip tavırları sebebiyle gençleri bunlar bizim nesil mi acaba? diye seçemez olmuştur.
Yarınlar için umut dolu bir gelecek hayalini ölçüp biçemez olmuştur!..
***
Şüphesiz, bu gördüklerimiz bizim toplumu oluşturan fertlerden başkası değildir!
Yani hepsi bizim insanımız, bizim çocuklarımız.
Bunlar ne gökten indi, ne de Rusyadan Amerikadan vs. yerden geldi!
Hepsi, kimimizin evladı, kimimizin yeğeni, kimimizin torunları.
Genel ahlak kuralları değişmediğine göre, geriye tek ihtimal kalıyor:
Öyleyse biz değiştik!
Hem değiştik, hem dönüştük!
Kriterlerimizin adresi değişti.
Kuran ve Sünnet kriterleri, yerini modern kriterlere bıraktı...
Yani, AB kriterleri, Kopenhag kriterleri, Masrih kriterleri
vs.
Siyasette, ekonomide, hukukta, adalette, eğitimde
bütün kriterlerimiz, hep batı merkezli.
Böyle olunca, ahlakî kriterlerimiz de batı merkezli...
Zina ve fuhşun kanun teminatında olduğu bir ülkede, batıda olduğu gibi her şeyin mubah olması doğaldır.
***
Doğal olmayan, bunların ahlaklı insanlar eliyle hayata geçirilmesidir.
Yasalar karşısında yapacak bir şeyimiz yok demek, kişileri sorumluluktan kurtarmaz!
Yasaları koyan da, kaldıran da, yeni yasa yapan da insanlardır!
Halkın çoğunluğunun seçtiği insanlar da, bu halk çoğunluğunun arzularına ve hayat tarzlarına uygun yasalar ve düzenlemeler yapmak mecburiyetindedirler!
Yapmıyorlarsa, bunu yaptıracak olan da yine halkın kendisidir.
O halde, her birimizin bu yaptırımda rolü ve görevi vardır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.