Vakit’e çamur atanlar, kendi paçalarına baksınlar!
Herhalde sizler de farkındasınız... Bir süredir Vakit'e karşı alttan alta "bilinçli bir saldırı kampanyası" sürdürülüyor. Hemen her gün, herhangi bir gazetenin birinci sayfasında veya iç sayfalarında "Vakit aleyhinde" bir haber, ya da "köşe yazısı" var!.. Hele bir "çürük akredite" var ki; "Vakit'e çemkirmediği" gün yok... Sanki, bütün işi-gücü Vakit'e saldırmak!.. Sanki, sadece bunun için kiralanmış!.. Hayır, saldırsınlar saldırmasına da, "yalan-yanlış bilgiler"le saldırıp da, "komik" duruma düşmesinler!.. Bizim için hava hoş!.. Yalnız, kendilerine güldürmesinler!.. Çünkü "Vakit aleyhindeki" haberlerinin ve yorumlarının çoğuna "karga"lar bile güler, hem de "münasip yerleri"yle!..
FİKİR YERİNE KİR KUSUYORLAR!
Hikâyedeki, bir "kör"ün diğer "kör"e "Niye dolmaları çift çift yiyorsun?" diye sorduğunda; "Sen kör, ben kör!.. Nereden çıkardın çift çift yediğimi?" cevabını aldığını, bunun üzerine de; "Ben öyle yapıyorum da!" itirafında bulunduğunu biliyorsunuz... Bu hikâye, "Kişi, başkalarını da kendisi gibi bilirmiş" sözünün bir başka ifade şeklidir.. "İstisna"ları olsa da, "genel kural" öyledir... Gerçekten de, birçok insan, "başkaları"nı da "kendisi gibi” bilir!.. Meselâ; kendisi "yalaka" veya "yalama" ise, zanneder ki, "başkaları" da öyledir!.. Meselâ; kendisi "üçkâğıtçı" ve "hilebaz" ise, zanneder ki, "başkaları" da öyledir!.. Meselâ; kendisi "namussuz"dur, "şerefsiz"dir, "ahlâksız"dır, "yalancı"dır, "omurgasız"dır, "yardakçı"dır, "eğip-bükücü" veya "eğilip-bükülücü"dür, ya da "fikir ve haysiyet yoksunu"dur ya!..
Zanneder ki, "herkes" öyledir!..
Ama karşılarına "kendileri gibi olmayan" birisi veya birileri çıktığında ya "pişkinliğe" vururlar, ya da "yılışmaya" başlarlar!.. Çünkü, "kendileri gibi olmayan"lar, "dolmaları çift çift götürenler"den değildir!.. Çünkü, "kendileri gibi olmayan"ların "dalga-dümen"lere, "hile"lere ve "yalakalık"lara ihtiyacı yoktur!.. Çünkü, "kendileri gibi olmayan"lar "yamuk" yapmazlar, "dik duruşlu"durlar, "alınları ak, başları dik"tir!..
Onlar, işte bunu "anlayamaz"lar!..
Bunu anlamaya ne "fikrî kapasite"leri müsaittir, ne de "çap"ları!..
Onlar sadece "çamur atmayı" bilirler!.. Attıkları çamurun "tutmayacağını" bilmelerine rağmen, yine de çamur atarlar ki, "izi" kalsın!.. Öyle ya; o "iz"e aldanacak birkaç "ahmak" nasıl olsa çıkar!.. Çünkü ortalık, "önyargı bataklığı"na saplanmış "inatçı merkep"lerle dolu!..
Hele de, "çamur" atılan Vakit ise; "azgın azınlık"lar, inanmaya dünden hazırdır!..
Ne yapsın "zavallı"lar;
Verebilecekleri bir "cevap"ları, ortaya koyabilecekleri bir "fikir"leri, karşı çıkabilecekleri bir "argüman"ları, "yanlış" diyebilecekleri bir "doğru"ları ve “alternatif”leri yok ki!..
Hep çamur... Hep zifos!..
Ama, onlara da hak veriyoruz!..
Zira, herkes "eteğindeki taşı" döker!.. Herkes, "içindekileri" veya "beynindekileri" çıkarır dışarı!..
Eteğinde "taş", beyninde "fikir" olmayan ne yapsın?!?
Elbette "fikir" yerine "kir" ya da "kin" kusacaklar!..
Hep yaptıkları gibi!..
O FOTOĞRAF, TAMAMEN ORİJİNAL!
Her neyse... Gelelim asıl mevzumuza...
Evet, Vakit için "sert" denilebilir, "radikal haberler yapıyor" denilebilir!.. Ama, hiç kimse Vakit'in "hile"lere başvurduğunu, "olmayan bir şeyi olmuş gibi" gösterdiğini, hele hele "fotoğrafların orijinalleri üzerinde oynadığını" asla iddia edemez!..
Edenler, bunu "ispatlamaya" mecburdur!..
İspatlayamayan her kim ise; "alçak"tır, "şerefsiz"dir, "namussuz"dur!..
Bunu böylece ifade ettikten sonra, gelelim "Sezer'in fotoğrafı" meselesine!..
Biliyorsunuz, geçen yıl, "Sezer'in burun deliklerinin içini gösteren" bir fotoğraf yayınlamıştık...
Biliyorsunuz; Sezer’in bu fotoğrafları bazı "televizyon" kanallarını ve "internet" sitelerini de fena halde rahatsız etmişti...
Herhalde, en hafif tabiriyle, "Sezer yandaşlığı"ndan olsa gerek, "kıt" akılları sıra, "Vakit'e çamur atmaya" yeltenmişlerdi...
Diyorlardı ki;
"Bir Vakit klâsiği!..
Manşette, yine Photoshop'lu Sezer fotoğrafı!"
Oysa; Sezer'in o fotoğrafı "tamamen orijinal"di!..
Üzerinde hiçbir "oynama" yapılmamıştı!..
O zamanlar; "tarih"ini ve "yer"ini de söylemiştik!..
O fotoğraf, "İHA muhabirleri" tarafından "17 Mayıs 2006'da" çekilmişti!..
Arkadaki yazılardan da anlaşılacağı gibi Sezer, o gün "Danıştay'ı ziyaret" ediyordu!..
Kaldı ki; "o fotoğraf"tan, bir adet değil, "tam 3 adet" vardı elimizde!..
Sözün özü;
"Televizyoncu" ve "internetçi" beylere "sevimsiz ve itici" gelse de; "Sezer'in o fotoğrafı" üzerinde hiçbir "Photoshop müdahalesi" yoktu!..
Fotoğraf "tamamen orijinal"di!..
Aksini iddia edene, "hodri meydan" demiştik o günlerde... Ve eklemiştik: Buyursunlar, ispatlasınlar!.. Ama, ispatlayamazlarsa; "müfteri, alçak, haysiyetsiz ve şerefsiz" ithamımızı da peşin peşin kabul etsinler!..
PHOTOSHOP DİYEN SAHTEKÂRDIR!
O günden bu yana, en azından "o fotoğraf" konusunda, hiçbirinden çıt çıkmadı!..
Ya "fotoğrafın orijinali"ni gördüler, ya da "şerefsiz" damgası yemekten korktular!..
Ama, sustular!..
Evet, "o fotoğraf" konusunda sustular ama, bu defa da "Sezer'in bir başka fotoğrafı" üzerinden saldırdılar Vakit'e!..
Kupürlerden de göreceğiniz gibi; Sezer'e "Photoshop'lu saldırı"da bulunduğumuzu iddia etmişler!..
Yani, demek istemişler ki;
"Aslında böyle bir fotoğraf yok!.. Vakit, bu fotoğraf üzerinde oynadı ve Sezer'i tencere büyüklüğündeki bir kadehten içki içerken gösterdi!"
"Demek istiyorlar ki" dediğimize bakmayın... Dedikleri aynen şu:
"Yıllardır 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in 'Photoshop'lu fotoğrafını yayımlayan Vakit, bu kez de Sezer'in başka bir 'Photoshop'lu fotoğrafıyla saldırdı."
En başta dedik ya;
"Kişi, başkalarını da kendi gibi bilir"miş!..
"Aydın Doğan'ın tetikçisi Vatan"ın kendisi "orijinal haber ve fotoğraflar üzerinde oynuyor" olmalı ki; bizim de kendileri gibi sahtekârlık yaptığımızı sanıyorlar!..
Ama aldanıyorlar!..
Çünkü efendim; "Sezer'in burun deliklerinin içini gösteren" fotoğraf nasıl ki "tamamen orijinal" ise, Sezer'i "tencere gibi bir kadehten içki içerken" gösteren fotoğraf da "tamamen orijinal"dir!.. Üzerinde hiçbir oynama yapılmamıştır!..
Merak eden gazeteciler için söyleyelim:
O fotoğraf, Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'da ve de devletin ajansı Anadolu Ajansı muhabiri Hakkı Akduman tarafından 8 Mart 2002'de çekilmiştir!..
Bir ayrıntı daha:
O fotoğrafı çeken Hakkı Akduman, fotoğrafla ilgili şu bilgiyi vermiştir:
"Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet ve eşi Semra Sezer, ziyaret ettikleri MOSEDR Cam Eşya Fabrikası'nda kendilerine ikram edilen içkiden özel bardaklarda içtiler. (Anadolu Ajansı - Hakkı Akduman - 08/03/2002)
Heyy Aydın Doğan'ın tetikçileri, aynı zamanda Zafer Mutlu'nun çömezleri olan Vatan'cılar!.. Şimdi tatmin oldunuz mu?.. Eğer hâlâ kuşkunuz varsa, girin AA'nın arşivine, görün fotoğrafın aslını!.. Bakın bakalım, Vakit o fotoğrafın üzerinde oynama yapmış mı?..
Yaptıysak, saldırın!.. Ama yapmadıysak, çıkın ortaya "eşek gibi anırın"!.. Çünkü sizin yaptığınız "gazetecilik" değil, "eşeklik"ten başka bir şey değil!..
Haa, Zafer Mutlu ile ilgili yayınlarımızdan dolayı bir "kuyruk acınız" olabilir!.. Vakit'e bu yüzden saldırıyor olabilirsiniz!.. Saldırın saldırmasına da; "yalan" yazmayın!..
Çünkü, "çok gülünç" oluyorsunuz!..
Bu mesleği, bu kadar ayağa düşürmeyin!..
Baykal’a yakışan budur!
Dünkü gazetelerde yer alan haber şöyle:
“CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, bayram tatilini geçirmek üzere geldiği memleketi Antalya'da, partisinin Avrupa Birliği Temsilcisi Kader Sevinç ile görüştü... Baykal, spor ayakkabılar, şort ve üzerinde ‘Dallas Mavericks’ (NBA) yazan tişörtüyle dikkat çekti... CHP lideri Baykal'ın tişörtündeki takım Dallas Mavericks, Amerikan Ulusal Basketbol Ligi NBA'in en zengin kulüplerinden biri... Yıllardan beri şampiyonluk savaşı veriyor; ancak 28 yıllık tarihinde hiç şampiyonluk kazanamadı.”
Gayet normal değil mi?..
Baykal da, her seçime "iktidar" parolasıyla girip, her seçim sandığından "muhalefet" olarak çıkmıyor mu?..
Baykal da, kendisine ve partisine yakışanı giymiş işte!..