Derin kuşku!
ABD'den yapılan açıklamaya göre Aktütün baskınında istihbarat eksikliği yok.
Tarafın açıklamaları ve yakaladığı çelişkiler de, “bize yalan söylendiği”ni gösteriyor..
Bile bile lades yani..
Buradan çıkan anlam korkunç: “Tezkere geçecek, OHAL lazım, o zaman kapıları açın, ölen ölsün, kalan sağlar bizimdir..”
Yani tek sorun, havacı paşanın Golf tutkusu değil..
Karakol yapmak için para bulamamak da..
“Terör var, insan hakları, hukuk devleti ile bu iş olmaz..”
Ülkenin % 90'ını denetleyen Jandarma, yerleşim bölgelerinden de çekilmek istemiyor.
Dahası Validen ve yargıdan bağımsız operasyon yetkisi istiyor..
Şimdi basında çıkan haberlere bakınca böyle bir anlam çıkıyor.
Bu anlamda toplumun zihnini kemiren korkunç şüphe, sessiz bir çığlığa dönüşüyor..
Bu işin üzerine şehid şalı çekerek gerçekleri gizleyemezsiniz..
Şehid, “Allah'ın varlığına ve onun şeriatına bağlılıkta canları ile şahidlik edenler” değil mi?..
Laik devletin, dinî bir unvanı bu kadar yüceltmesinin arkasındaki gerçeği de sorgulamıyor değilim..
Bizim unvanlardan önce, gerçeğe ihtiyacımız var..
Gerçek ne?
Bu çocukları katil ya da maktul duruma düşüren oyunun arkasındaki derin sırrı öğrenmek istiyoruz..
Ergenekon'un derin gerçeğini..
Aynı ülkenin çocuklarını birbirine kırdırarak, onların kanları, gözyaşları, çalınan alın terleri üzerine kendilerine iktidar ve servet üretenlerin kirli oyunlarını öğrenmek istiyoruz..
O Apo'yla görüşen paşa kimdi, ne konuştular?..
Apo, Ergenekon'un neresinde.. PKK'yı kim niçin kurdurdu..
Ergenekon Terör Örgütü'nün PKK ile ilişkisi, tanık ifadeleriyle yeni boyut kazandı. İddianameye de yansıyan bir tanığın ifadesine göre, Ergenekon'un finansörü olduğu belirtilen Gürbüz Çapan, 1995 yılında Abdullah Öcalan'la birkaç kez bir araya gelmiş. Yalçın Küçük’ün anlattıkları da ilginç. PKK'lı işadamlarının infaz emrini verdiği söylenen Veli Küçük Paşa ile, Ergenekon'un bir diğer sanığı, Apo’nun karargâhında şeref konuğu olarak karşılanan Ulusalcı Doğu Perinçek’e ne demeli.. ADD Genel Başkanı Eruygur Paşa’nın bunların arasında işi ne?
Neden Ergenekon'un muvazzaflar arasındaki uzantılarının üzerine gidilmiyor? Bu sorunun bir cevabı var mı?
“Türk Milliyetçisi”, “Atatürkçü”, “Kürt Milliyetçisi” geçinenlerin lider kadroları, anlaşılan Ergenekon'un labirentlerinde bir araya geliyor..
“2. Dağlıca skandalı” olarak hafızalara kazınan olayda, askerin, PKK’nın hazırlığını 1 aydır bildiği, saldırıyı da 3.5 saat öncesinden itibaren naklen izlediği ortaya çıktı. Peki şimdi ne olacak?..
Bunun hesabını kim verecek?
Hiç kimse bu cinayeti görmemezlikten, duymamazlıktan, bilmemezlikten gelme hakkına sahip değildir..
Hayır, şehid aileleri bu olayın üzerine gitmeli! Şehid cenaze törenlerinden önce, bir komploya, cinayete dönüşen bu işlerin hesabı sorulmalı..
Golfçü paşanın, bu olaylar olurken niçin golf oynamaya devam ettiğinin sebebi şimdi daha iyi anlaşılıyor.. Çünkü “Olur bu tür vakalar. Bu işler oluyorsa, elbette bir sebebi vardır” diye düşünüyordur..
BBG Evi'nde işler berbat!
Demek ki işin içinde istihbarat zaafiyeti yokmuş. Başka şeyler varmış.
Cumhurbaşkanı, Başbakan, Milli Savunma Bakanı, İçişleri Bakanı, Genelkurmay Başkanı, bu işin üzerine gitmek zorundadır.. Yoksa bu yanlışın bir parçası haline gelirler.. Bu günahı paylaşırlar..
Ergenekon'dan daha vahim bir durumla karşı karşıyayız..
Darbeler işte bunun için oldu hep..
28 Şubat bunun için oldu..
Asıl istihbarat zaafiyeti, Aktütün Karakolu ile değil, Ankara'daki istihbarat zaafiyeti ile ilgili. Kimin eli kimin cebinde beyler?!
Bakın bu iş yarın bu ülkenin başına iş açacak. Bu işe bulaşanların da başına iş açacak.
Mızrak çuvala sığmıyor artık..
Bu iş böyle devam edemez.
29 Ekim öncesi, Ergenekon davasını da bahane ederek birilerinin ortalığı kan gölüne çevirme planı konusunda herkesin dikkatli olması gerek.
Bakın Maraş olayları, Çorum olayları, Sivas ve Başbağlar olayları da işte böyle bir oyundu aslında..
Bakmayın siz, bazı kişilerin sokağa dökülüp intikam yeminleri etmesine. Onlar bu işin figüranları..
Yargıyı da bu işlere alet ettiler.. Ben kendi davalarımdan biliyorum.
Aslında o çevreden birileri konuşsa, kimbilir daha neler öğreneceğiz. Ama korku, dağları tutmuş.. Konuşmuyorlar.. Konuşamıyorlar..
Yargıdaki bazı isimler konuşsa, en az Ergenekon kadar dehşetli bir yapıyla karşılaşabiliriz..
Asker de, Yargı da susuyor..
YÖK’teki çetenin karanlık işleri, ilişkileri yavaş yavaş ortaya dökülmeye başladı..
Bu iş böyle gidemez..
Bu işin soruşturulmasını engelleyenler de sonunda korkarım bu kanlı seneryonun kurbanı olurlar.. Kariyerlerini, onurlarını ve canlarını tehlikeye atarlar..
TSK'yı yaralayan bu tartışmalar değil, bu tartışmalara sebeb olanlar ve onların karanlık ilişkileridir.. Bu tartışmaları engellemek isteyenler ise, bir bakıma o karanlık güçlerin tetikçiliğine soyunmuş olurlar..
Dilerim birileri artık bu yolun yol olmadığını anlar..
Selam ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.