Cemal Nar

Cemal Nar

İhlas Tenkit Ve Gıptaya Dikkat

İhlas Tenkit Ve Gıptaya Dikkat

İhlası kazanmak ve korumak konusunda Said Nursî, “İhlas Risalesi” diye meşhur olan “Yirmi Birinci Lem’a” risalesini yazmıştır. Onun başından bazı bölümleri geçen yazımızda görmüştük.

Şimdi bu “ihlâsı kazanmak ve muhafaza etmek ve mânileri def etmek” konusunda bazı düsturlar sayarak onlar için “rehberiniz olsun” diyor. Oradan “İkinci Düsturunuz” başlığı altında yazılanları iktibas edelim:

“Bu hizmet-i Kur'aniyede bulunan kardeşlerinizi tenkid etmemek ve onların üstünde faziletfüruşluk nev'inden gıbta damarını tahrik etmemektir.

Çünki nasıl insanın bir eli diğer eline rekabet etmez, bir gözü bir gözünü tenkid etmez, dili kulağına itiraz etmez, kalb ruhun ayıbını görmez.. belki birbirinin noksanını ikmal eder, kusurunu örter, ihtiyacına yardım eder, vazifesine muavenet eder; yoksa o vücud-u insanın hayatı söner, ruhu kaçar, cismi de dağılır.

Hem nasıl ki bir fabrikanın çarkları birbiriyle rekabetkârane uğraşmaz, birbirinin önüne tekaddüm edip tahakküm etmez, birbirinin kusurunu görerek tenkid edip sa'ye şevkini kırıp atalete uğratmaz. Belki bütün istidadlarıyla, birbirinin hareketini umumî maksada tevcih etmek için yardım ederler, hakikî bir tesanüd bir ittifak ile gaye-i hilkatlerine yürürler. Eğer zerre mikdar bir taarruz, bir tahakküm karışsa; o fabrikayı karıştıracak, neticesiz akîm bırakacak. Fabrika sahibi de o fabrikayı bütün bütün kırıp dağıtacak.

Tenkid, edebî, fennî ve kinâî asârı tetkik ile iyi ve fena cihetlerini şahsiyâta taarruz olmaksızın bilmuhâkeme göstermektir. 

Gıbta, bir kimsenin nâil olduğu ni’metin zevâlini istemeksizin kendisi de o ni’mete nâil olmayı arzû etmektir.

Lûgat ma'nâları böyle olan iki tâbirden tenkid, hakikatte tahkir olmadığı gibi, gıbta da hased yâni, kıskançlık etmek değildir. Fakat, mâdem ki, nefis emmâredir. Söyleyene  üstünlük fikrini verdirip onu enâniyete sürüklemesi ve söylenilene de “tahkir ediliyorsun” hissini verdirip hizmetin esâsı olan ihlâslı muhabbeti, birlik ve baraberliği bozması ihtimâli olduğundan bu kudsi hizmetteki kardeşlerin kusurlarını kendimizde mevcûd bilip, onlara acımak ve ıslâhlarına duâ etmek ve meziyyetlerini de kendimizde hâzır bilip, bir nev’i ayrılık demek olan gıbtaya lüzûm hissetmeden onların meziyyetleriyle fikren ve hâlen şâkirâne yaşamak gerektir.”(Bediuzzaman Said Nursî, Lemalar,  21.)

Yazar 20. Lemada da konuyla yakın ilgisi olan bir meseleyi genişçe açıklar. Biz mevzuya girerken sorduğu sorudan maksadını anlıyoruz:

Mühim ve müthiş bir sual: Neden ehl-i dünya, ehl-i gaflet, hattâ ehl-i dalâlet ve ehl-i nifak rekabetsiz ittifak ettikleri halde, ehl-i hak ve ehl-i vifak olan ashab-ı diyanet ve ehl-i ilim ve ehl-i tarikat, neden rekabetli ihtilâf ediyorlar?

İttifak ehl-i vifakın hakkı iken ve hilâf ehl-i nifakın lâzımı iken, neden bu hak oraya geçti ve şu haksızlık şuraya geldi?

Elcevap: Bu elîm ve fecî ve ehl-i hamiyeti ağlattıracak hadise-i müthişenin pek çok esbabından, yedi sebebini beyan edeceğiz.”(Bediuzzaman Said Nursî, Lemalar,  20. Lema.)

Bediuzzaman Said Nursî bu risalenin başına teberrüken şu ayeti koymuş:

“İhtilâfa düşmeyin; sonra cesaretiniz kırılır, kuvvetiniz elden gider.”(Enfâl 46.)

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi