Turgay Yener

Turgay Yener

Bunların alayı sabıkalı

Bunların alayı sabıkalı

Ben de sizler gibi sık sık basında rastlıyorum, “Doğan’ın vergi uzlaşmasına”.

Sakın imPARAtorun kendi medyasında rastladığımı düşünmeyin, o böyle şeylerin kendi medyasında yer almasından pek hazzetmez.

Pek değil hiç hazzetmez.

Kendisiyle ilgili hoşuna giden tek şey; abartılı, göstermelik ödüller, körler sağırlar birbirlerini ağırlar tarzında organizasyonlar…

Peki, bu vergi uzlaşması ne anlama geliyor?

Kafamı kurcalayan bu meseleyi, bu konuları iyi bilen uzman bir arkadaşıma sordum. Bana aktardığı bilgiler şöyle: “Vergi uzlaşması dediğimiz olay, vergi mükellefinin mükellef olduğu vergiyi normal yollardan ödememesi ve sonrası kesilen cezalarda karşılıklı uzlaşma yoluyla indirimlere gidilmesi işlemidir.

Anapara ve faizde uzlaşma olmaz. Zaman zaman anaparada da indirim yapılabilir ancak burada mükellefin iyi niyetli olması şartı aranır. Yani sabıkasına bakılır. Ancak Aydın Doğan sık sık vergi uzlaşması yoluna giden bir iş adamı, yani sabıkası kabarık.”

Peki, neden?

“Bu suale verilecek tek bir cevap var. Aydın Doğan, vergi kanunlarının açıklarından istifade ederek vergi kaçırmaya çalışıyor. Maliye’den, müfettişler ve denetim elemanları bunun farkına varıyor ve ceza kesiyorlar. Sonrasında her seferinde uzlaşmaya gidiliyor. Burada asıl niyet vergi kaçırmak. Netice itibariyle Doğan kendisinin lehine iyi bir yol tutturmuş, müfettişler ve denetimciler bu usulsüzlüğü fark ederlerse uzlaşmaya gidiliyor, fark edemezlerse Doğan hepten kârda.”

İyi mi? Ben onu sadece ahlaksız yayın, yalan ve iftiradan sabıkalı zannediyordum. Bir de sık sık vergi kaçırmaktan sabıkası varmış.

Patron sabıkalı olunca;

Alttaki ekip de “nitelik” açısından epey homojen.

Daha önce başkaca ortak özelliklerinden bahsetmiştim.

Gözümden en önemli ortak özellikleri kaçmış!

Nasıl kaçar?

Sıradan bir iş başvurusunda bile ilk istedikleri belge, sabıka belgesi.

Ama benim gözümden kaçmış işte?

Neyse, benim bildiğim kadarıyla grup başkanından başlayalım.

Ortalıkta ‘aydın’ etiketiyle dolaşıyor ya hep,

Şantajcı gazetenin ‘uyanık sosyolog’ yönetmeni olmasından cesaretle herhalde.

Oysaki sabıkalı “ak ve pak” göstermeye çalışsa da kendini

Nafile…

Daha geçtiğimiz aylarda denizi işgal eden bu ‘uyanık sosyolog’un bu sabıkalı kaçak köçek işlerini Habervaktim’de okumuştunuz. Manzara ortadayken ve pek çok yalan ve iftiralı andıçlı haberlere imza atarken hep suçüstü yakalandı, sabıkanın grup başkanı yani.

Başkanının talimatıyla ona buna saldırarak mevzi kapmaya çalışan düzeysiz boş yazan yaşlı, baş mavalcı da sabıkalı.

Küfür ve hakaret içeren yazılarından dolayı belediye başkanına sık sık tazminat ödemek zorunda kalan eski küfürbaz yazarları da çokça tazminat ödeyip mahkûm olmuştu.

Sabıkalı İmPARAtorun iri gazetesi, tam göbek sayfasının sağ tarafa denk gelen sağ sütununa, artık yüzü kızarmayan, ar damarı çatlamış, seviyesi dibe vurmuş yazarları konuşlandırıyor.

Eski küfürbaz sabıkalının ayrılmasından sonra her önüne gelene hakaret etmekle görevlendirilmiş yeni ağzı bozuk, grubun müstehcen dergilerinin mucidi, sabıkalı görevli orada şimdi.

Bizim tarafta çıkıntı gibi duran, maksatlı olarak kullanılmak için transfer edilen, sadece vatan görevinden kaçmak için dalağını kestirdiğini zannettiğimiz, oysaki midesini de kestiren ve her konuda ona buna bulaştığı için adı ‘bulaşık oğlan’a çıkan ‘bızdık’ da mahkeme kararıyla sabıkalı.

Halka “göbeğini kaşıyan adamlar” nitelendirmesini yapan niteliksiz saldırgan Pako’nun babası da sabıkalı.

Bakalım sabıkalı arkadaşı ‘minik kuş’la birlikte mahkemelerde sabıkalı patronlarını mahkûm ettirip sabıkasına bir sabıka daha katabilecekler mi?

Bunların sabıkası saymakla bitmez!

Özetle bunların alayı sabıkalı!

Paf takımın sabıkasını da burada sıralayıp zamanınızı heder etmek istemem,

Ve de sizleri daha fazla utandırmak!

Ha yine unutmadan söyleyeyim: Bu sabıkalıların ilham aldığı ‘devrimci ‘ ağabeyleri ve yönettiği takım da öyle.

Eski sabıkaları bir tarafa, bugünlerde milletin iradesine kastetmekten Silivri kapılarında hesap veriyor.

Bilmem aklanabilir mi?

İşi zor?

Ne diyelim!

İşte böyle bunların hali pür melali...

Karneleri…

Sicilleri...

Zihniyetleri...

Bu kadar da olmaz ki!

İddia da benim olsun, Millî Piyango da benim olsun, dijital yayın da benim olsun, Petrol Ofisi de benim olsun, altın hisseler de benim olsun, Hilton arazisinde gökdelen de benim olsun, rezidanslar da benim olsun, İlksan dâhil tüm imarlar benim olsun diye.

Kirli ve pis işlerinde bunlar Vatan’ı da, Hürriyet’i de, Milliyet’i de radikal bir şekilde kullanmaktan çekinmiyorlar!
Bunun için ne gerekiyorsa o…

Sonuç:

Sabıka, sabıka, sabıka…

Bunlar düpe düz yobaz.

Bunlar sabıkalı.

Bunlar kifayetsiz, seviyesiz.

Siz, siz olun;

Bunların söyledikleri hiçbir şeye, yazdıkları tek satıra inanmayın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Turgay Yener Arşivi