Serdar Arseven

Serdar Arseven

Peki... M. Ali Birand’ın kartı ne olacak?..

Peki... M. Ali Birand’ın kartı ne olacak?..

Mehmet Gürhan ismini duymuşsunuzdur.
Almanya'daki Deniz Feneri davasında, “yolsuzlukla” suçlanmış ve ceza almıştı.
Başbakanlığın,“özünü” desteklediğim ancak “yöntemini” pek de “akılcı” bulmadığım bir tarzla yedi muhabirin akreditasyonunu iptal etmesinden sonra...
Uygulamanın intikamını almak isteyen “kartel takımı”ndan bir yaygara:
“Vay efendim, Başbakanlık Deniz Feneri yolsuzu Mehmet Gürhan'a sürekli basın kartı verdi!..”
Bu mevzulardan sorumlu tutulan birimin başındaki arkadaşlar istedikleri kadar,
“Bu işleri biz yapmıyoruz.
Her biri deve dişi gibi gazeteci olan adamların oluşturduğu bir komisyon var.
Bu komisyondakilerden çoğu, Hürriyet mürriyet gibi gazetelerde boy gösteren tipler, gidin onlara yüklenin”
filan desinler...
Kurt kuzuyu yemeyi aklına koymuş bir kere!..
“Kartel usulü” bu;
Bağıracak çağıracak, korkutacak, kuyruğuna takacak...
Ve ilgili mekanizmaya “diz çöktürecek!..”
Konuyla alâkalı haberleri okumamışsanız bile kolayca tahmin edebileceğiniz üzere, Başbakan'a saldırı malzemesi olarak kullanılan Mehmet Gürhan'ın “sürekli basın kartı” gitti!..
Yetmedi;
“Sarı basın kartı” da alındı elinden!..
Alınmasını destekleyenler var, karşı çıkanlar da yok değil...
Neyse...
Orası teferruat...
“Asıl” olan şu değil mi:
“Eğer Mehmet Gürhan'ın elinden sarı basın kartı alındıysa, aynı durumda olanlarınki de alınmalı!..”
Evet, buna itirazı olan var mı?..
“Mehmet Gürhan'ınki alınsın ama yolsuzluktan hüküm giymiş bir kartel mensubunun kartı alınmasın!..”
Açıktan böyle demeye cüret edebilen çıkmaz...
Da...
Uygulamaya geldiğinizde, tam da böylesine çarpık bir durumla karşı karşıya kalırsınız!..
Evet, Mehmet Ali Birand!..
TRT'yi dolandırmaktan “hüküm” giydi...
“Dolandırıcılık” hükmü, Yargıtay tarafından onandı.
Süreç bitti!..
Lâkin...
Sayın ve de Muhterem Birand, “sarı basın kartı”nı aslanlar gibi taşımaya devam ediyor!..
Dün, Habervakti adlı internet sitesinde dikkatimi çekti; zât-ı alileri “Alsınlar da göreyim!..” diyormuş!..
Ne dediği pek de önemli değil.
Ben uygulamaya bakarım;
Devletin BASIN KANUNU BASIN KARTI YÖNETMELİĞİ'nin BASIN KARTI'NIN İPTAL EDİLECEĞİ HALLER BAŞLIKLI 32. ve 5. maddelerinde “Hırsızlık, sahtecilik, dolandırıcılık vs. suçlardan hüküm giyenlerin...”
Evet, “hüküm giyenlerin...”
“Basın kartlarının iptal edileceği” belirtiliyor!..
“Kartel” önde geleni Mehmet Ali Birand, “hüküm giymiş” mi?..
Giymiş!..
Bu durum, ilgili zatın “basın enformasyondaki dosyasına” girmiş mi?..
Kendisiyle uzun yıllar birlikte çalışmış bir meslektaşının aktardığına göre...
Girmiş!..
Mehmet Ali Birand gibi “şöhretli” bir gazeteci “dolandırıcılıktan” hüküm giyecek de...
Dosyasına girmeyecek!..
Böyle bir şey tasavvur bile edilemeyeceğinden...
Ve dâhi...
“Girmedi” deniyorsa bile...
“Mehmet Gürhan'ın kartının iptali, Mehmet Ali Birand'ın durumunu da gündeme getirdiğinden...”
Hadi bakalım...
Ya da, “uygulamaya” bakalım!..
“Ahlaksız Kartel”den, “Aynı durumdaki Mehmet'lere aynı prosedür uygulanmalı” yaklaşımını beklemiyoruz elbette...
Onlardan beklemeyiz de...
“Devlet”ten de mi beklemeyeceğiz!..
Mevzuat herkese eşit olarak uygulanıyor mu uygulanmıyor mu?..
Kartel önde geleninin,
“Evet hüküm giydim. Hadi bakalım, alsınlar da göreyim!..” babalanmasına pabuç bırakılacak mı bırakılmayacak mı?
Bakın;
“Devlet hukuk devletiyse” diyorum;
“Mevzuatı eşit olarak uygulamalı!..”
“Mehmet Gürhan'la Birand'a eşit mesafede olmalı!..”
Tahmin edin lütfen;
Mehmet Ali Birand'ın bugüne kadar hukuksuz olarak korunmuş olan basın kartı, hiç olmazsa “Mehmet Gürhan” hadisesinden sonra...
Gidecek mi gitmeyecek mi?..
Ben “gidecek” diyorum.
Öyle dudak büküp durmayın lütfen!..
“Saf adamım..”
“Naapayım!!!”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi