Döndü Tulum'un yakınları: Tehdit ediliyoruz!

E-posta, SMS ve mektup yoluyla aldıkları tehditlerin içeriği ve Norveç yetkililerin olay sonucunda kendilerine yönelik davranışları hakkında Cihan'a önemli açıklamalarda bulunan Kutluay ve Yüksel, bu konunun örtbas edilmesine izin vermeyeceklerini ve sonu nereye kadar giderse gitsin konunun takipçisi olup gündemde tutacaklarını belirtti.

Geçtiğimiz hafta Jon Johansen isimili bir kişiden hakaret içerikli e-posta aldığını ancak bunu çok fazla önemsemeyip üzerine gitmediğini belirten Kutluay, daha sonra Türkiye'den Oslo'ya dönüp posta kutusuna baktığında "aşağılayıcı" olarak nitelediği bir mektup bulduğunu dile getirdi. Kutluay, " Mektubun içinden annemin gazetede çıkan fotoğrafının üzeri Nazi işareti ile çizilmiş, yanında da büyük harflerle 'SVIN' (domuz) yazısı vardı. Bunları görünce şok oldum. Annemin acısı yeniden tazelendi" diyerek üzüntüsünü dile getirdi.

Bu aşağılayıcı mektubu aldıktan sonra zaten kötü olan morallerinin iyice yerle bir olduğunu söyleyen Kutluay, "Polise başvurup bu mektubu gönderen kişinin bulunması için başvuruda bulunmak istedim ancak başvuru yaparken birçok engel ile karşılaştım" diyerek olayın devamını şu şekilde açıkladı: " ''Tehdit mektubunun geldiği gün hemen Stovner polis istasyonuna gidip durumu bildirmek istedim. Polis merkezinin kapanmasına yarım saat kalmasına rağmen zamanlarının kalmadığını belirterek, dilekçemi kabul etmediler. Daha sonra şehir merkezindeki polis merkezine gittim. Şikayet dilekçesi doldurup verdim. Dilekçemi alan görevli içeri gidip arkadaşlarıyla konuştuktan sonra geri geldi ve içeride yeterince çalışan olmadığı için şikayetimi kabul edemeyeceklerini söyledi. Daha sonra en son olarak Oslo Göçmen Komitesi Başkanı Akheneton De Leon'dan yardım istedim. Kendisi Oslo Emniyet Müdürlüğü yetkilileriyle konuşarak şikayetimin kabul edilmesi yönünde yardımcı oldu.'' Norveç'te de diğer birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi ırkçılığın ciddi bir problem olduğuna vurgu yapan Kutluay, ''Bu son olaylar ırkçılığın Norveç'te ne boyutta olduğunu gösteriyor. Bizler hala hukuka olan inancımızı kaybetmedik, polisin suçluları bularak adalete teslim edeceğine inanıyoruz'' dedi.

Annelerinin ölümüne neden olan Ambulans Çağrı Merkezi ve polis yetkililerinin olaydan sonra psikolojik tedavi desteği aldığını da sözlerine ekleyen Kutluay, "Ölen kişi bizim annemiz. Olaydan en çok etkilenen biziz. Psikolojik tedavi desteğini bize vermeleri gerekirken olayın faillerine bu destek veriliyor" diyerek Norveçli yetkililerin tutumuna şaşkınlığını dile getirdi.

Döndü Tulum'un damadı Yusuf Yüksel ise Norveçlilerin yaptıklarına bir anlam veremediğini ve sanki suçlu olan onlar değil de kendileriymiş gibi bir tavır içinde olduklarını savundu. Olayın üzerinden üç hafta geçmesine rağmen gerek sağlık bakanlığından gerekse emniyet müdürlüğünden hiçbir yetkilinin kendilerinden özür dilemediğini ve taziyede bulunmadığını kaydeden Yüksel, "Acımızı hiçbir Norveçli yetkili paylaşmadı. Tam aksine hiç suçları yokmuş gibi davranıyorlar" sözleriyle sitemini dile getirdi.

Türkiye'nin her konuda yanlarında olduğunu ve konuyla ilgili gerekli girişimlerde bulunduğunu kaydeden Kutluay, Oslo Büyükelçiliği'yle de devamlı iletişim içinde olduklarını belirtti. Röportaj vesilesiyle TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Zafer Üskül'e de seslenen Kutluay ve Yüksel, "Bu konuyu araştırmak için Norveç'e gönderilecek meclis yetkililerinin en kısa sürede gelmelerini arzu ediyoruz" şeklindeki mesajlarını iletti.

(CİHAN)