Mevlânâ'nın ayağının tozunun tozu olsam yeter   

Türk-Japon yılı olarak kutlanan 2010'a bir hediye de Mevlânâaraştırmacısı Yumiko Kase'den. 18 yıl önce ziyarete geldiği İstanbul'unbüyüsüne kapılıp hayatını burada devam ettiren Japon araştırmacı,Mevlânâ belgeseli 'Aşkın Dans

Yumiko Kase, Türkiye hayranı bir Japon. Aynı zamanda Mevlânâ araştırmacısı. 18 yıl önce İstanbul'da okuyan kızını ziyarete geldiğinde çok sevdiği şehre yerleşmeye karar vermiş ve ömrünün geri kalanını Mevlânâ öğretisini yaymaya adamış. Ünlü düşünürün hayatını konu olan kitapları Japoncaya çeviren Kase, şimdilerde tatlı bir heyecan içinde. Çünkü 2008 yılında Altın Portakal Film Festivali'nde yarışan ve Mevlânâ'yı anlatan 'Aşkın Dansı' isimli belgeseli Japoncaya çeviriyor. Belgesel, yaz aylarında turistlerle buluşacak. Konya'yı ziyaret eden turistlerin yüzde 80'inin Japon olduğu düşünülürse belgesel Mevlânâ tanıtımına büyük katkı sunacak. Kase, felsefesini hayatının merkezine aldığı Mevlânâ'ya olan sevgisini, "Onun ayağının tozunun tozu olsam bana yeter." sözleriyle özetliyor. Türkiye'nin gönüllü elçiliğine de aday olan araştırmacı, hedefini çoktan belirlemiş. Cumhuriyet'in 100. yıldönümünde elinde Türk bayraklarıyla Taksim'e yürüyecek.

Yumiko Kase'in hikâyesi, kızı Vada'nın 28 yıl önce Türkiye'den mektup arkadaşı bulmasıyla başlar. 6.5 yıl süren arkadaşlık, kızının Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün açılışında Türkiye'ye gelmesiyle pekişir. Vada, eğitimini hayranı olduğu İstanbul'da devam ettirme kararı alır. Japonya'da daktiloculuk yapan anne Yumiko Kase, 1992 yılının yaz ayında kızını ziyarete gelir ve İstanbul'u çok sever. Şiddet gördüğü eşinden boşanır boşanmaz da soluğu kızının yanında alır. Kase, 20 yıl önceki İstanbul'da kalış nedenini şöyle anlatıyor: "Türkiye o yıllarda teknolojik olarak Japonya'ya göre daha geri kalmıştı. Ancak burada sıcak insan ilişkileri, sevgi ve saygı vardı. Teknoloji fazla gelişince insan hurda oluyor. Ben yaşlılığımı sızlanarak geçirmek istemediğim için İstanbul'da yaşamaya karar verdim."

Yumiko Kase, Budist bir inanıştan geliyor. Mevlânâ felsefesinin Budizm'le benzerlikler gösterdiği görüşünde. Küçük yaşta kendisini yetiştiren anneannesinin Mevlânâ felsefesini kendisine öğrettiğine inanıyor. Kase'den dinleyelim: "Anneannem çok cömert ve sevgi dolu bir insandı. Kapımıza yiyecek istemek için gelen insanlara evde hiçbir şeyimiz kalmayacak şekilde verirdi. Çünkü ne kadar başkalarıyla paylaşırsa Tanrı'nın o kadar geri vereceğine inanıyordu. Anneannemden onlarca öğüt öğrendim."

Mevlânâ araştırmacılığı Yumiko Kase'i 'Aşkın Dansı' belgeseliyle buluşturmuş. Belgeselin senaristi ve yönetmeni Kürşat Kızbaz, Ankara Büyükelçiliği'ne, "Türkçe konuşan ve Mevlânâ'yı bilen birini tanıyor musunuz?" diye sormuş. Büyükelçilik Kase'i tavsiye etmiş. Karaman müze müdürü olan ve Kase'in 'hocam' diye hitap ettiği Nurettin Özkan, "Para almasan bile bu işi kabul edeceksin. Çünkü Mevlânâ'yı kazanacaksın." deyince şartsız teklifi kabul etmiş. Japonların Mevlânâ'yı yeni yeni tanımaya başladığını anlatan Kase, bu hizmette katkısı bulunduğu için mutlu. "Mevlânâ'ya hizmet etmek insanlığa hizmet etmektir." diyen Kase, "Tanrı'nın verdiği sağlam bir vücudum ve beynim var. Bunu doğru yolda kullanmaya çalışıyorum. Mevlânâ öğretisini yayarak kendimi koruyorum." ifadelerini kullanıyor.

'Aşkın Dansı'nda Özcan Deniz de oynuyor

Senaristliğini ve yönetmenliğini Kürşat Kızbaz'ın yaptığı 'Aşkın Dansı' isimli belgeselde evrensel barış, kardeşlik ve aşk düşünceleriyle tüm dünyada geniş kitleler tarafından sevilen büyük düşünür Mevlânâ Celaleddin Rumi anlatılıyor. Belgeselde Özcan Deniz, Burak Sergen, Sinan Tuzcu ve Selçuk Yöntem gibi oyuncular rol alıyor. ZAMAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Kültür Sanat Haberleri