Karakutu Türkeş'in sırlarını anlattı!

Yaklaşık 30 yıl boyunca Alparslan Türkeş'in en yakınında yer alan çalışma arkadaşı Muzaffer Şahin, Başbuğ hakkında bilinmeyen tüm gerçekleri ve anılarını anlattı. İşte Türkeş'in vazgeçilmezleri...

"Türkeş'in kara kutusu" olarak tanınan Muzaffer Şahin, Türkeş'in vazgeçilmezlerinin İslam, Türklük, Türk Ordusu ve Atatürk olduğunu aktardı.

1969 yılından itibaren Alparslan Türkeş'i bir gün olsun terk etmediğini söyleyen Şahin,"Ben Başbuğ Türkeş rahmetli olana kadar karargâhtan ayrılmadım. Her gün, her saat Başbuğ'un yanında oldum" dedi.

Şahin, Türkeş'e duyduğu saygı ve sevgini ifade etmek için şu anısını anlattı:

"Rahmetli Türkeş benim evime ilk kez telefon etmişti. Telefonu açan kızım karşıdakinin Türkeş olduğunu ve beni istediğini söyledi. Ayakta, esas duruşta ve ceketimin düğmelerini ilikleyerek Başbuğ ile telefon görüşmesi yapmışım. Tabii ben bunun farkında bile değilim. Telefonda Başbuğ ile konuşma tarzım kızımın çok garibine gitmişti. Bir müddet gülümsedi. Bu durum bile benim Başbuğ Türkeş'e ne kadar bağlı olduğumun en önemli göstergesidir."

Başbuğ'a ana duası

30 yıl boyunca Alparslan Türkeş'in en yakınında yer alan Muzaffer Şahin, hiçbir zaman milletvekilliği ya da mevki-makam talebinde bulunmadı. Şahin, "Allah'ım bana MHP'de tuvalet temizlemeyi nasip et; ama hissi olmamı nasip etme" diyecek kadar da davayı sahiplenmiş bir isim. Türkeş ile ilgili sayısız anı paylaştığını söyleyen Şahin, Yozgat gezisi sırasında yaşadığı bir olayı aktardı:

"Yozgat'tan Ankara'ya dönerken bir çocuk, içinde olduğumuz arabanın yanında bize bakarak koşuyordu. Hareket halindeki arabayı koşarak takip eden çocuk, bir süre sonra ayağı takılıp düştü. Çocuğun düştüğünü gören Türkeş, arabadan inip çocuğun yanına gitti ve bir şeyi olup olmadığını sordu. 'Çocuğum, iki gündür buradayız, şimdi niye koşuyorsun' diye sorunca da çocuk mahcubiyetinden cevap veremedi. Ben bunun üzerine söze girdim ve 'Başbuğum, siz onun niye koştuğunu bilemezsiniz; çünkü sizin hiç Başbuğunuz olmadı ki' dedim. Türkeş, bunun üzerine 'Doğru oğlum, benim hiç Başbuğum olmadı. Annem bana evden çıkarken, 'Yetişen elini öpsün, yetişemeyen eteğini öpsün' diye dua ederdi. Onun duaları gerçekleşiyor' dedi."

Türkeş'in vazgeçilmezleri

Alparslan Türkeş ile Mustafa Kemal Atatürk'ün hedeflerinin örtüştüğünü öne süren Şahin, Başbuğ Türkeş'in de Ulu Önder Atatürk gibi Türk milletine çok güvendiğini anlattı. Şahin, Türkeş'in görünen ve görünmeyen birçok hizmeti olduğunu söylerken, "Türkeş, kesinlikle Türk Ordusu'na söz söyletmezdi"dedi. Türklük ve İslamiyet'in Türkeş için çok önemli olduğunu hatırlatan Şahin, bunu şöyle anlattı:

"Türkeş, bu iki unsurdan kesinlikle vazgeçmemiştir. Her ne kadar bazı arkadaşları Türklüğü ön plana çıkarmak istemişse de buna müsaade etmemiştir. Onları ikna etmiş, edemedikleri ile de yollarını ayırmıştı. Türkeş'in Oran'daki evinin önünde nöbet tutan herkes bilir. Başbuğ, her sabah kalkıp namaz kılar, Kur'an okurdu. Evinin önünde nöbet tutanlar ve ben de şahidim ki, o Kur'an okurken ormandaki bütün bülbüller evinin önüne dolardı. Türkeş, çok güzel Kur'an okurdu."

Kırım'ı istiklaline kavuşturan lider

Türkeş'in Türk Cumhuriyetleri'nde de sevilen ve sayılan bir lider olduğunu aktaran Şahin, Kırım'ın efsanevi liderlerinden Mustafa Cemiloğlu ile Alparslan Türkeş arasında geçen ve bizzat şahit olduğu şu diyalogu anlattı:

"Mustafa Cemiloğlu bir heyetle Türkeş'i ziyarete gelmişti. Türkeş'in, Cemiloğlu'na dönerek, 'Hoşgeldin, safa getirdin. Sen büyük mücadele verdin ve Kırım'ı istiklaline kavuşturdun' dedi. Bunun üzerine Cemiloğlu, 'Ben kendimden vazgeçmiş betonun üzerinde ölümümü beklerken sizden bir mektup aldım. Ben o an sürgünde de olsam arkamda olduğunuzu hissettim ve ayağa kalktım. Bu yüzden Kırım'ı istiklaline ben değil siz kavuşturdunuz. Siz 30 yıl önce, 4 defa şu anki Türk Cumhuriyetleri'nin liderlerini Rusya'da topladınız ve bize ruh verdiniz, heyecan verdiniz. Bu olmasaydı imparatorluk yıkılmış olsa bile biz hazır olmadığımız için hürriyetimize kavuşamazdık' diyerek Başbuğ'a olan saygısını dile getirdi. Cemiloğlu, yıllar önce çekilmiş ve içerisinde 64 kişinin bulunduğu bir fotoğrafı Başbuğ'a gösterdi. Türkeş fotoğraftaki 64 kişinin ismini teker teker söyleyip, onların nerede, neler yaptıklarını anlattı. Bu olay, Türkeş'in Türk Cumhuriyetleri'ne neler kattığının bir göstergesi."

Katliama gözyaşı

Muzaffer Şahin, "Türkeş duygulu bir insandı"


diyerek Türkeş'in sert mizacının altında yatan duygusal yönüne dikkat çekti. Şahin, Türkeş'in duygulandığı ve gözlerinin dolduğu anlardan birinin, 12 Eylül öncesinde gerçekleşen ve 7 kişinin öldürüldüğü Piyango Tepe katliamı olduğunu belirtti. Şahin, Türkeş'in katliamı öğrendiği anı ve verdiği tepkiyi şöyle aktardı:

"Katliam haberi geldiğinde Bakanlar Kurulu devam ediyordu. Bir not yazdık ve Başbuğ hemen dışarı çıktı. Yaşanan olayı kendisine anlatırken bir arkadaşımız, 'Ölenler bizden değil efendim' dedi. Bunun üzerine Türkeş, çok sert bir ifadeyle, 'Nasıl bizden değil? Ölen Türk, öldüren Türk. Ölen Müslüman, öldüren Müslüman. Moskov orada bayram yapıyor, sen ölenler bizden değildi diyorsun' diyerek tepki gösterdi ve gözleri doldu. Makam odasına giren Türkeş, yüzünü yıkadıktan sonra tekrar çıktı ve Bakanlar Kurulu'na girdi."

Birleşik Türk Devleti kurulacak

Adana MHP il yönetiminde 15 yıl görev yapmış Hamit Yılmaz, Türkeş ile arasında geçen bir diyaloga dikkat çekerek Türkeş'in o günlerde dile getirdiği en büyük vasiyetini şöyle anlatıyor;

"1980 yılından sonra parti teşkilatlarımız yeniden kurulmuştu. Ben de Adana İl Başkanıydım. Başbuğum Adana'ya geldi. Yüreğir'in bir köyünde bir çiftlik evinde on gün beraber kaldık. Başbuğum beni çağırdı: 'Oğlum Sayın Kasım Gülek bizi davet etti, arabayı hazırla gidelim' dedi. Arabayı hazırladım. Arabada sadece ikimiz vardık. Başbuğuma saygılı bir şekilde, 'Başbuğum ne zaman iktidar olacağız' diye sordum. Başbuğum bana baktı, 'Oğlum senin ne demek istediğini çok iyi anlıyorum. Oğlum ben gözü açık gitmiyorum. Nasıl ki 1968 yıllarında Rusya yıkılacak, orada Türk devletleri kurulacak dediysem gördünüz ki kuruldu. Benim ömrüm ya yeter ya yetmez ama inanıyorum ki Birleşik Türk Devleti kurulacak. Siz evlatlarım görecek ve benim mezarımın başına gelip Başbuğum Birleşik Türk Devleti kuruldu müjdesini bana fatihalarla söyleyeceksiniz dedi. Büyük devlet adamının hedefi de büyük olur. İnşallah Birleşik Türk Devleti kurulur, bizler de Başbuğumuza müjdeleriz."

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yaşam Haberleri