Doğan Medya İsrail'e çalışıyor!

Doğan Medya İsrail'in çıkarlarını korumayı ilke edinen Axel Springer Medya Şirketi ile ortak. Doğan Medya da bu şirketin ortaklarından. Yani Doğan Medya da İsrail çıkarlarını korumayı ilke edinmiş Türk Medyası sanılan İsrail Medyasıdır. Peki Doğan Medya

* Davos krizinde İsrail buna çok kızacak, intikamını alacak söylemleri ile Türk milltini sidirmeye çalıştılar.

* Gazze Katliamı başladığı gün Milliyet Gazetesi 70 punto harflerle "Haklı Katliam" manşeti atarak orman ağacı kesilmesini konu edindi. O manşeti 15 metre öteden görenler İsrail'in haklı olduğunu düşünüyordu. Çünkü o gün katliam denilince ilk akla gelen Gazze saldırısıydı.

* Gazze katlimı devam ederken İsrail başta Elcezire televizyonu olmak üzere kendi medyası haricindeki bütün medya kuruluşlarını sınırdışı etti ve yayın yasağı getirdi ancak Uğur Dündar Star Anahaber Bülteni'nde İsrail kontrolündeki Siderot'tan canlı bağlantı yaptı.

* Gazze katliamı yapılırken Doğan Medya bünyesindeki bütün gazete ve televizyonlar "Ama Hamas da roket atıyor, İsrail'in güvenliğini tehdit ediyor." söylemleri ile katliama haklı gerekçeler üretmeye çalıştılar.

* İsrail ile sorunlu olan İran ve Arap ülkeleri ile Doğan Medya da sorunludur. Bu ülkeler hakkında olumlu bir tek haber veya program yaptıklarını göremezsiniz.Tabi buna Türkiye de dahildir.

* Hürriyet Gazetesi fırsat buldukça Arz-ı Mevud haritası yayınlamaktadır. Gazetenin spor ekinde ve çocuklara promosyon olarak dağıtıldğı Hugo bilgisayar oyununda çizilen bölünmüş Türkiye haritası İsrail'in Arz-ı Mevud hayali ile %100 aynıdır.

* İsrail, her yıl dünyada Siyonizme en fazla hizmet eden 4 medya organını İsrail'in kuruluş yıldönümü kutlamalarına davet etmektedir. İsrail'in bu şekilde kuruluş yıldönümü kutlamalarına üstün hizmetleri dolayısıyla davet ettiği medya kuruluşlarından biri de bizim Türk basını diye tanımladığımız Hürriyet Gazetesi'dir.

* Aydın Doğan'ın İngiltere'deki bir Petrol Ofisi reklam panosunda bulut şeklindeki Türkiye haritası Arz-ı Mevud haritası şeklinde çizilmiştir.

* İsrail'in İslam düşmanlığı malumdur ve bu düşmanlık su götürmez bir gerçektir. Kuran-ı Kerim'de de ayet ile sabittir. Doğan Medya'nın da İslam düşmanlığı had safhadadır. Cuma namazına giden öğrencileri korku filmi müziği ile haberleştirmeleri, Müslüman cemaat, kişi, kurum ve kuruluşlara sürekli saldırmaları, Türk gençleri için "Namaz kılacağına bale yapsın." diyen Türkan Saylan'ı iyilik meleği ilan etmeleri bir tesadüf değildir İslam düşmanlığının bir eseridir.

* Sosyal ve ahlaki çöküşün devletin çöküşüne neden olacağı tarih boyunca tecrübelerle sabittir. Doğan Medya bünyesindeki genelev bülteni gibi magazin haberleri, frikik görüntüleri bu amaç için hizmet etmektedir. Bunun çok bariz örneklerinden biri Milliyet Gazetesi'nin muharref Tevrattaki ensest ilişkileri Türk toplumunda yaygınlaştırmak için ensest cinsel ilişkilerin gösterildiği Emanuela porno filmlerini Kültür Dizisi adıyla promosyon olarak dağıtmasıdır.

Bu örnekler saymakla bitmez. İsrail Hahambaşından aldığı mektubun altına kendi imzasını atarak makale diye yayımlayan yazarın hangi gazetede çalıştığını biliyor musunuz? İsrail Hahambaşından aldığı mektubu makale diye yayınlayan bu gazetenin Türkiye'nin menfaatlerini savunan gazeteleri "Dinci" ilan ederek her fırsatta karalamaya çalıştığının farkında mısınız?

Sizce İsrail Hahambaşından aldığı mektubu makale diye yayınlayan gazete mi daha dinci, yoksa Türkiye'nin milli menfaatlerini savunan, halkımızın milli ve manevi değerlerine sahip çıkan gazete mi daha dinci?

Türkiye’de Doğan Medya’nın “Dinci” suçlamaları ile gözden düşürmeye çalıştığı tv ve gazeteler ne yapıyorlar, neleri nasıl yayınlıyorlar, hiç dikkat ettiniz mi?

Ermeni Sorunu’nda Türkiye’nin çıkarlarına ters düşen yayın mı yapıyorlar?
Kıbrıs Sorunu’nda Türkiye’nin çıkarlarına ters düşen makaleler mi yayınlıyorlar?
Türkiye’nin vatanı ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü, Ayyıldızlı Hilal’in varlığını savunmuyorlar mı?
Arz-ı Mevud haritası çizerek İsrail’e destek mi veriyorlar?
Toplumun güvenliğini, genel ahlakı deforme eden bir tutum mu sergiliyorlar.
Lionslardan, Roteryanlardan İsrail’e hizmetleri dolayısıyla ödül mü alıyorlar?
Kaos, kriz ve darbe manşetleri atarak gerilim oluşturmaya ve toplumsal barışı bozmaya mı çalışıyorlar?
Hangi gazeteyi niçin okuduğunuzu, televizyon programlarını niçin seyrettiğinizi, bunları yaparken doğru seçim yaptığınızı veya yapamadığınızı hiç düşündünüz mü? Masanızdaki gazetenin hangi gazete olduğuna bakarak İsrail’e mi, Türkiye’ye mi hizmet ettiğinize doğru karar verebilecek durumda mısınız? Düşündünüz mü?

CHP’NİN YENİ BAŞKANI KİM OLSUN

CHP'nin başına kim geçecek? Herkes bunu tartışıyor. İyi de bunu bu kadar tartışmaya ne gerek var? CHP'nin bugüne kadarki icraatlarına ve Deniz Baykal'ı kahraman ilan eden tayfaya bakınca yeni liderin profili ortaya çıkıyor. Buna göre; hızlı motorsiklet kullanan, çevresindeki evli kadınları yatak malzemesi gibi gören, Hz.Muhammed düşmanları ile uyumlu çalışabilen; darbe, kriz ve kaos ortamı oluşturabilen; irtica, komplo, kamusal alan gibi kavramların arkasına saklanarak Müslümanların yaşama hakkını kısıtlayabilen, Ergenekon teröristlerine avukatlık edebilecek biri CHP'nin başına geçmeli. Böylece hem Anayasa Mahkemesi'ne trafiğe takılmadan en kısa sürede şikayet dilekçesi taşıyarak yürütmeyi durduracak hem çevresindeki evli kadınların ırzına geçerek kahraman olacak hem de İslam düşmanlığı yapabilecek bir genel başkana sahip olunabilir. CHP'de bunu yapacak kişiyi bulmak çok mu zor? Deniz Baykal'ın yolundan giden, partisinin çatısı altında durmaya devam eden herkes yapabilir. Tek sorun hız çağında değişime, ilerlemeye, gelişmeye yabancı, skolastik düşünen ve yaşayan bir topluluğun içinden çıkacak başkanın hızlı bir motorsiklete alışamaması olabilir. Yeni başkan "hız"ı, değişimi yadırgayabilir. Bu sorunun da bir çözümü var elbet. Yolların bir kısmı Danıştay kararı ve HSYK desteği ile kamusal alan ilan edilerek yeni kahramanlık adayına düz yol açılabilir. Bu arada kahramanlık payesinin gecikmemesi için Doğan Medya mensubu Siyonist bir kameraman da başkan yardımcılığına seçilirse o da partideki değişimin tuzu biberi olur. Hatta yeni başkanla parti binası Knesset'in bir şubesine dahi dönüşebilir. Bu arada birkaç tane kapısından giriş şifresini yalnızca genel başkan ve yakın arkadaşlarının bildiği konutlar inşa etmek gerekecek, çünkü başkana çok lazım olacak. Milletvekilliği makamına ulaşmak isteyen Nesrinler için bu ev bir basamak taşı olarak kullanılabilecek. Ev inşasını Ergenekon mafyası veya Siyonist Ebert Vakfı kolayca finanse edebilir. Sıkıntılı durumlarda yakın dost Devlet Bahçeli'den de sınırsız ve koşulsuz destek alınabileceğine göre bu partiyi artık kimse durduramaz.

Bütün bunlar Türkiye’ye ne yarar sağlar? Artık bunu da siz düşünün ve sonucu görün. Neydi o atasözü: “Görene, köre ne?”

Emrullah Bedir!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Kültür Sanat Haberleri