'Ve onlar geldi'

Canla imtihan en zor imtihan olsa gerek, o yüzdendir ki dinimizde şehitlik peygamberlerden sonra gelen en üst makamdır. Evet, biz evlerimizde gerildik, ya yıllardır Gazze, Filistin halkı tepelerinde sürekli savaş uçakları… Savaşın, ölümün soğuk nefesini sürekli enselerinde hissederek yaşam savaşı vermeleri? Korkmazlar mı din için olan bu savaşta, can korkusu ile, saf değiştirmezler mi? Heyhat! Ne korkusu, Gazze’de bir bombalama olayından sonra çekilen görüntülerde, alt tarafı param parça olmuş bacakları kopmuş insanların, ellerini işaret parmaklarını kaldırarak kelime-i şahadet getirdiklerini, vücudu parçalandığı bir demde, hala zafer işareti yaptıklarını görmüştüm ve “Ya Resulallah işte senin ümmetin” demiştim. 

Şimdide gemiden inen yolculardan biri, yük gemisi olan Mavi Marmarayı bir milden takip eden Gazze Gemisin makine görevlisi Hazım Emir’in , “şehit verdik keşke o ben olsaydım” dediğini işitince yine: “ ya Resullah bak ümmetin ölüm korkusunu yaşadı, kafirin eline düştü ama o, hala ölüme teşne, şehit olma iştiyakı içinde” dedim. Şairin “Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi mısraları” döküldü, gayri ihtiyari dudaklarımdan. Ne büyüksünüz ki, iman kuvvetinizle dünyayı ayağa kaldırdınız.

Gemiye baskın yapıldı gece, Sabahlara kadar en üst yetkiliden başlayın tüm Müslümanlar uyumadı, dualar edildi, gözyaşları seller gibi çağladı, bir uyanış bir ittifak bir vahdet, neşvü nema buldu, filizlendi.

Gemide ne vardı biliyor musunuz? Biz o gemiye, Müslüman Müslüman’nın derdi ile dertlenir bilincini koymuştuk, biz o gemiye ‘mümin mümin kardeşidir’ hadisi ile paketler yapmıştık; biz o gemiye ‘siz birbirinizi sevmedikçe kamil Müslüman olmazsınız’ ayetini yüklemiştik. O gemi ‘ben rahat edeyim de kim ölürse ölsün’ duyarsızlığının insani olmayacağı, sınırlar ötesinde ayağına taş değen Müslüman kardeşinin buradaki Müslüman’ın canını yakacağı bilincini, benzin yapmıştık. Biz o gemi ile dünyaya bakın ölüme severek nasıl koşulur, din için, zülum gören mazlum için, nasıl evler barklar terk edilip bilinmezlere yollara düşülür diye, Müslüman’nın Allah aşkını bayrak yapmıştık. Sonucu mu, işte uyanış işte vahdet… İşte yıllardır başı önünde ezilen ümmetin baş kaldırması, işte bir yumruk olması, israilli tepesine inmesi.

Gemidekiler Sümmeye oldu, Ammar oldu, İslam’ın doğuşuna sebep olan sahabe gibi oldular. Hani kızgın güneşte ağır taşların altında ezilirken kelime-i şehadet getiren Bilali Habeşi oldular. Onlar İslamın yeniden dirilişine diyet oldular diyet. Biz diyet ödedik, Filistin yıllardır diyet ödüyor Allahım şimdi naz makamındayız, ver artık bütün İslam alemine ebedi zaferleri.

Ya RESULALLAH, ne olur mahzun olma, bak ümmettin nasıl tek yürek oldu, senin ayağının bastığı yere bin can feda, miraca çıktığın Mesci-i Aksam gülecek, san söz veriyoruz, öleceğiz, öldürüleceğiz, biz bu yoldan dönmeyeceğiz. Biz bu yolda ölmeye “şehitlik” deriz, sen o gemideydin, biliyoruz. Ya Resulallah bak ümmetin gözünü kırpmadan nasıl da koşuyor ölüme, senin kalbin burkulacaksa bizim kanlarımız oluk olsun aksın, diyorlar.

Sen merhametli ellerini bizim için açıp dua mı ettin? Bu ümmete gaflet hâbından uyanış mı diledin? Hani Bedirdeki gibi “ Allahım bu bir avuç Müslüman’da ölürse ben davanı kimlerle savunurum “ demiştin ya, şimdi de “Allahım bu kadar zulüm gören ümmetim artık uyansın” diye mi dua ettin, bir uyanış var, dine koşuyor akın akın insanlar, İsrailden bile daha yeni 250 kişi mahkemeye başvurmuş Müslüman olmak için. Yahudinin öyle hileli/desiseli oyun oynamasının rağmına, nefs ve şeytanla işbirliği içinde sürekli Müslüman’a teyakkuz halinde olmasının rağmına, eştikleri kuyulara kendileri düşüyor. Evet, kardeşlerim safları sık tutun daha aramıza katılacak milyonlar var.

Şehitlerimiz mi? Onlara ne mutlu şimdi Resullah karşılamıştır onları… Bizden de selam götürün ey şehitler Resullaha… hani Bedir arslanları ancak bu kadar şanlı idi demiştiya Mehmet Akif Çanakkale şehitlerine, artık o listede bir de siz varsınız. Bedrin aslanları, Çanakkale şehitleri, Mavi Marmara’nın yüreklileri… Selam olsun size, nasıl yürekmiş tüm dünyayı esas duruşa geçirdiniz. Sarstınız, hizaya getirdiniz. Yıllardır şımaran İsrail’e tokat oldunuz. Ne yürekmiş, arştan kürse nur oldunuz. Vahdete sebep oldunuz. Erkam’ın evindeki bir avuç imanlının yeryüzüne dağılıp kıtalar ötesine Allahın adını duyurması gibi, kıtalar ötesine Müslüman’nın iman gücünü haykırdınız. Selam şehitleremize gazilerimize. Artık Filistine yol tam açık, İslamın şahlanışına yol açık… Resullah’ın tebessüm ettiğini hissediyoruz, Rabbimizin rahmetini hissediyoruz. Ahıret ve dünya hakimiyetine yol açık..

Yıllardır zillete düşen, ezilen horlanan kendi vatanlarında garip muamelesi gören Müslümanların kıyama kalkmasına sebep oldunuz. Selam size. Karşınızda melekler esas duruşa geçiyor, selam size ey Gazze yolcuları. Siz hedefinizin fevkinde bir yere ulaştınız.

SELAM. HOŞ GELDİNİZ.

RUKİYE YILDIZ ERDOĞMUŞ