Siyonist vahşeti ve leş kargaları!

31 Mayıs sabahı camiden döndüğümde; İHH tarafından gönderilen “Gemilerimiz vuruldu. 2 şehit, onlarca yaralımız var. Allahaşkına boş durmayın, dua edin ve bulunduğunuz yerden sesinizi yükseltin.” içerikli mesajın, üzerimde bıraktığı şaşkınlığı

Yazıma; “Siyonist vahşeti ve leş kargaları!” adını koydum. Çünkü dışarıda bu vahşiler kan döktükçe, içeride onların kiralık kalemleri ve satılmış uşakları zevkten dört köşe oluyorlar, coşuyorlar-coştukça da elleri patlarcasına alkışlıyorlar. Alkışlıyorlar, çünkü bu leş kargaları kandan ve gözyaşından besleniyorlar. Kandan ve gözyaşından beslenen bu satılmış beyinler, alçaldıkça yükseldiklerini zannediyorlar. 
Zaman zaman “En az biz de sizin kadar müslümanız, bu ülkenin asıl sahipleri biziz. Siz de kim oluyorsunuz?” şeklinde söze başlayan kiralık beyinlerden bir kısmının konuyla ilgili beyanları aynen şöyle:
* Fatih Altaylı; “Şunu da unutmamak lazım, İsrail'in bazı hassasiyetlerine de saygı göstermek gerekiyor. Diyelim ki Avrupa’dan bir grup serseri, ‘Biz PKK’ya yardım götüreceğiz’ deseler ve İskenderun Limanı’na demir atmak isteseler Türkiye ne der?”
* Emekli Hâkim Albay Sadi Çaycı; “Açık denizlerde de olsa İsrail’in karasularında da olsa, cereyan eden olayları tümüyle barış hukukunun barışa özgü kurallar çerçevesinde değerlendirmek hukuki bakımdan doğru bir yaklaşım olmayabilir. Silahlı çatışma hukuku kapsamında, insani yardım temin etmek bir hak değildir. Ancak İsrail tarafının belirlediği yöntemlere uygun olarak bu yardımı yerine getirmek gerekirdi.”
* Oray Eğin; “Ayrıca İsrail devleti halen Gazze'de savaş halinde. Ambargolar herkes için hoşnutsuz olmasına rağmen, savaş içinde olan devletlerin başvurmak zorunda oldukları bir yöntem. Ancak ilkesel olarak yardımlara karşı değil. İsrail, yardım konvoyları için belirli bir prosedür uygulanmasını istiyor. Aynı talebi Milli Görüş'çü ve anti-semitik çizgideki İnsani Yardım Vakfı’na da iletti.”
* Ertuğrul Özkök; “Yarın ‘Kürtlere yardım' bahanesi altında bazı sivil toplum gemileri İskenderun Limanı'na dayanırsa ne yaparız?”
* Sebahattin Önkibar; “Kısa adı İHH... Adeta Filistin Kurtuluş Örgütü'nün sivil kanadı ya da yardım örgütü gibi çalışıyorlar. Soruyorum bu yardım örgütü mü, tedhiş grubu mu? Hem merak ediyorum, bu yardımların kaynağı nedir? Bana ulaşan iddialara göre bazı AKP’li belediyelerle, bazı devlet kurumları bu İHH ile kucak kucağa imiş! CHP ve MHP derhal bu İHH’nın üstüne gitmeli. Bu arada İHH’ya paralel olarak Mazlum-Der isimli şu malum örgüt de inceleme altına alınmalıdır.”
* Yahudi annesi; “Kendini çok fazla yorma. Bir Türk öldür ve dinlen. Başka bir Türk daha öldür ve yine dinlen.”

Bu vahşete bir de diğer yorumcuların gözüyle bakalım;
* İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad; “Bu saldırı gücün değil, zaafın göstergesidir. Siyonist İsrail rejimi daha ne yapmalı ki, insan hakları savunucuları rahatsız olsun? Geleceğin dünyasında saygın yer edinmek istiyorsanız bu rejimi desteklemekten vazgeçin. Bu profesyonel katilleri desteklemeye devam edecek olursanız emin olunuz ki bölge halkları gününüzü karartmakla kalmayacak, tüm kapıları ebedi olarak yüzünüze kapatacak.”
* İsrail’in Haaretz gazetesi; “Netanyahu hükümeti bu sınavı başarıyla veremedi. Kimin hesap vermek zorunda kalacağını belirleyecek bir inceleme komitesi kurulmadan İsrail halkı ve İsrail'e dost ülkeleri ikna etmek imkânsızdır. Bu rezalete, burunlarından ötesini göremeyen 7 aptal bakan neden olmuştur. Tabii aptallığın sınırı olmayınca da yapılmak isteneni anlayabilmek imkânsızdır.”
* Türk bayrağını öpen İngiliz vatandaşı; “Çünkü onlar Türk ve çok cesur. Kimseden korkmuyorlar. Sadece Allah'tan korkuyorlar. Başbakan Erdoğan’a şunu söylemek istiyorum: Allah senden razı olsun.”
* İngiltere'nin Kanal 4 sunucusu Jon Snow, İsrail bakanına; “Türkiye ile ticaret ve turizm alanında ilişkileriniz vardı ve onlara ödülü Türkiye'den gelen gemilere saldırıp, Türk vatandaşlarını öldürerek verdiniz. Bu dost kazanmanın harika bir yolu değil mi?”
* Emekli Orgeneral Necati Özgen; “İsrail'in Filistin'e yardım filosuna yönelik saldırısı, bir savaş nedenidir.”
* Salim Uslu; İsrail Büyükelçiliği önünde yapılan gösteriler sırasında ‘Netenyuhu’ alçağının posterini tekmeleyenlere; “Yapmayın, yazıktır, ayaklarınız kirlenir.”
* Yunanistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Dimitri Druças; “Bu derecede şiddet ve vahşet, hiçbir şekilde haklı gösterilemez.”
* Yunanistan’ın Kathimerini gazetesi; “Korsan devlet İsrail, uluslararası sularda yaptığı bu kanlı saldırı ile barışa karşı olan eğilimini kanıtlamıştır.”
* Yunanistan’ın Apoyevmatini gazetesi; “Özgürlük filosu kana bulandı.”
* Yunanistan’ın Elefteros Tipos gazetesi; “İsrail şiddete başvurdukça, Türkiye ve onunla birlikte olanlar kazanıyor. Başbakan Erdoğan, İran ile temaslarından sonra Müslüman dünyasının lideri olarak ortaya çıkmıştır. Sürekli Gazze halkının ve mazlumların haklarını savunarak, İsrail’in yalnızlaşmasını ve yalnızlaştıkça da hırçınlaşmasını sağlamıştır.”
* Pakistan Dışişleri Bakanlığı; “Vahşice yapılan bu saldırı, insan halklarının çok açık bir ihlalidir.”
* İrlanda Dışişleri Bakanı Michael Martin; “Büyük endişe içindeyiz. Eğer ölümler doğrulanırsa, bu İsrail ordusunun insani bir misyona yönelik tamamen kabul edilemez bir tepkisi olacaktır.”
* Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa; “İsrail’in yaptığı açık bir terördür.”
* Rusya Dışişleri Bakanlığı; “İsrail’in bu eylemi, uluslararası yasaların kabaca ihlalidir. Bu insanlık dışı eylemi şiddetle kınıyoruz.”
* Lübnan Cumhurbaşkanı Süleyman; “İnsanlığa karşı işlenmiş bir suçtur.”
* Beşar Esad ve Saad Hariri; “Suriye ve Lübnan, sabah saatlerinde İsrail tarafından işlenen canavarca suçu en güçlü ifadelerle kınamaktadır. İsrail işlediği bu suçlarla, en temel insan haklarını ihlal etmiş ve uluslararası yasaları hiçe saymıştır. Bu bir devlet terörüdür.”

Şimdi bu yorumların ışığında değerlendirme yapalım…
* Alçaldıkça yükseldiğini zanneden bu kafalar; Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın, bütün dünya tarafından takdirle karşılanan Davos’taki onurlu çıkışını aşağılamış, Siyonist İsrail’in katil Cumhurbaşkanı’nı savunmuşlardı. Aynı kafalar; İsrail Dışişleri Bakanı’nın Büyükelçi’mize karşı uyguladığı, kendi devleti ve yayın organları tarafından dahi eleştirilen ‘alçak koltuk’ hadisesinde yine Katil İsrail’in yanında yer almışlardı.
* “Korsan devlet İsrail, uluslararası sularda yaptığı bu kanlı saldırı ile barışa karşı olan eğilimini kanıtlamıştır. Bu derecede şiddet ve vahşet, hiçbir şekilde haklı gösterilemez. İsrail şiddete başvurdukça, Türkiye ve onunla birlikte olanlar kazanıyor. Başbakan Erdoğan, İran ile temaslarından sonra Müslüman dünyasının lideri olarak ortaya çıkmıştır. Sürekli Gazze halkının ve mazlumların haklarını savunarak, İsrail’in yalnızlaşmasını ve yalnızlaştıkça da hırçınlaşmasını sağlamıştır.” yazan Yunanlı yazarların insanlık anlayışı ile siz çağdaşların insanlık anlayışını bir zahmet kıyaslayın bakalım, siz bu insanlığın neresindesiniz?
* Türk bayrağını öperek; “Çünkü onlar Türk ve çok cesur. Kimseden korkmuyorlar. Sadece Allah'tan korkuyorlar. Başbakan Erdoğan’a şunu söylemek istiyorum: Allah senden razı olsun.” diyen İngiliz vatandaşının vicdanı ile bu protestolardan ve kınamalardan rahatsız olan siz entellerin vicdanını, o İngiliz’in insanlık anlayışı ile siz çağdaşların insanlık anlayışını bir zahmet kıyaslayın bakalım, siz bu insanlığın neresindesiniz?
* Bu katliam sırasında yaralanan gazileri ve şehitleri alkışlayarak; “Siz insanlığın onurunu ve şerefini kurtardınız.” diyen batılı aydınların vicdanı ile bu şehit ve gazilerle alay eden siz alçakların vicdanını, o batılı aydınların insanlık anlayışı ile siz çağdaşların insanlık anlayışını bir zahmet kıyaslayın bakalım, siz bu insanlığın neresindesiniz?
* Topladıkları yardımlarla kadeh tokuşturan ve ateist bir nesil yetiştirmeye çalışan ADD ve ÇYDD gibi derneklerin faaliyetlerini alkışlayan, buna mukabil İHH – Mazlum-Der – Denizfeneri gibi bütün mazlumların yardımına koşan vakıfları bir kaşık suda boğmaya çalışan siz zavallılar, insanlığın neresindesiniz?
* “Hepimiz Ermeni’yiz-hepimiz Hrant’ız!” sloganına sahip çıkıp, “Hepimiz Furkan’ız” sloganından rahatsız olanlar, siz bu insanlığın neresindesiniz?
* Ya da “Kendini çok fazla yorma. Bir Türk öldür ve dinlen. Başka bir Türk daha öldür ve yine dinlen.” diyen Yahudi annesiyle farkınız nedir?
* Hamas = PKK veya Gazze = Güneydoğu benzetmesini yapan alçaklar; kendi ordularını ve devletlerini işgalci konumuna getirdiklerini, işgalci bir başka devlete karşı vatanlarını ve namuslarını savunan Hamas’la kendi vatandaşını, kendi askerini ve kendi polisini öldüren PKK’yı aynı kefeye koymayı hangi akıl ve izanla izah edecekler?
* Kartel Medyası yazarları; suyunu içip havasını teneffüs ettikleri bu ülke adına hizmet verirken şehit veya gazi olanlarla alay ederken, Siyonist İsrail’in katillerini ayakta alkışlamaları nereden beslendiklerini, gayet açık ve net bir şekilde ortaya koymuştur.
* Vatan Şairi ve Büyük Mütefekkir Akif; bugünkü entellerin, lâiklerin ve çağdaşların elpençe-divan durdukları o âleme dün;
“Donanma ordu yürürken muzafferen ileri,
Üzengi öpmeye hasretti, garbın elçileri.
O ihtişamı niçin elinden aldırdın da?
Şimdi yatıp duruyorsun ayaklar altında…” şeklinde seslenirken, bugün bizim monşerler ve kalemşorlar; veli-i nimetleri Siyonist İsrail’in ve onun Batılı patronlarının önünde kuyruğa geçmiş, etek öpmek için birbirleriyle yarışıyorlar.
* İnsanlıktan nasibini almış bütün dinlerin ve ırkların şiddetle kınadığı ve protesto ettiği; Siyonist İsrail’in ‘Mavi Marmara’ baskınını ayakta alkışlayan cesetleri yerli, kafaları ithal, kimliklerinde ‘TC vatandaşı’ yazılı, ancak beyinleri ve kalpleri ‘Yahudi’ idealleriyle beslenmiş olan ‘sözüm ona’ aydın geçinen kiralık kalemler ve de ağızlar, kıçlarını yırtarcasına savundukları yeryüzünün tek terörist devleti olan ağababaları yalnızlaştıkça çıldırıyorlar. Bu da kimlerin nerelerden beslendiğinin apaçık bir delilidir.
* Cenabı Allah (cc) Yahudiler için, Kasas Suresi–42. ayetinde; “Bu dünyada arkalarına bir lânet taktık, kendilerine lânet yağdırılıyor. Kıyamette, o büyük duruşma gününde ise, en çok nefret edilenlerden olacaklardır.” şeklinde buyurmaktadır. Yüce Rabbimiz, hiçbir Müslümanı bu ayetin muhatabı olanlarla birlikte eylemesin. (âmin)

Selâm ve saygılarımla…

Eğitimci-Yazar/Muhittin ATICI

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Kültür Sanat Haberleri