Solcular neden hep gerici oluyor?

Ülkelerin, uygarlıkların, Sosyokültürel tarihini inceleyin şunu göreceksiniz,  gelmiş geçmiş kavimlerde, ırklarda, atalarının çarpık, tahrif olmuş inançlarına taassupla bağlı olanlar, yeni olana savaş açanlar, hep şu bizim  “sol” diy
Hâlbuki yeniliklere açık olma, çağa ayak uydurma, zamanın ihtiyacına göre yenilik yapma söz konusu olunca, solcular bağnazlıkta ipi göğüsleyen taraf olmuştur. Yani fiili olarak solcular gericilik yapmış,  yaftayı karşı tarafa yapıştırmışlardır. 

Ebu Cehli ve avenelerini bilirsiniz,  atalarımızın dininden dönmeyiz diyorlardı, Ebu Cehil ki, asıl adının Amr b. Hişam olmasının ve çok bilgili olmasının rağmına Resullah (s.a.v) ona hakikati göremediği, atalarının dinine bağnazca bağlılığı sebebi ile Ebu Cehil (cehaletin babası) dediği zevat…

Ne diyordu Ebu Cehil: “ben biliyorum ki Muhammet’in Allah’ı var, ama ben, kölelerle aynı safta olamam, toprağa yüz süremem, atalarımın dininden dönemem” diyordu.  İslam’ı kabul etmediği gibi İslamla ve müntesipleriyle sürekli cidal ediyor, hakikati örtmeye çalışıyordu. ( Hakikati örtmek, “küfür” kelimesinin etimolojik karşılığıdır)

İnançlı kesim, çalışmak, insanlığa hizmet etmek ve zamanın ihtiyaçlarına göre bir hayat tanzim etmek zorundadır. Hülasa,  inanç tekâmülü emreder, gelin görün ki muhafazakâr, gerici, irticacı diye inançlı kesim karalanmaya çalışılır. Kâle değil fiile bakılınca solcuların, atalarının dinine sadık kalma adına, yeni olanı reddettikleri alenen görülür. 

Günümüze bakalım, en son yaşanılan referandum: 30 yıl öncesinin 60 yıl öncesinin hatta seksen yıl öncesinin Anayasasını değiştirtmemek için ayak direyen, geriye bağlı, sürekli geçmişe rücu eden, asıl irticacıları, en müşahhas bir şekilde izledik. “Ata”larımızın anayasasından dönemeyiz… 50- 60 yıl önceki 38 kişilik gurubun kısa sürede oluşturduğu Anayasa maddeleri, 30 yıl önceki cuntanın ivedilikle yürürlüğe koyduğu maddeler, günümüz sorunlarına cevap vermekte akim kalıyorsa, değiştirmemek için bağnazca inat niye? Hani yeniliği severdiniz? Sizin reform anlayışınız sadece yaratanın getirdiği dine, kitaba mı mahsus? Din söz konusu olunca “bu din eskidi, atalım kendi kafamıza göre reform yapalım” diyenler, beşerin koyduğu anayasa maddelerinde revizyon söz konusu olunca, geçmişe bağlıklarından anayasadaki bazı maddelerin eksiğini görmüyor, üstelik insanımıza yaşattığı handikapları ört bas etmeye çalışıyorlar. 

Hani kapitali elinde tutanlara, baskı ile yönetenlere, hukuku kendi tarafına biçenlere karşıydınız? Hani çağdaş olmak için eşitlik gerekiyordu? Siz, atalarınızın tutumuna uymuyorsa,  insanımıza fayda sağlayacak normlara, “bizden değilsiniz” diye savaş açmakla ne kadar tutucu olduğunuzu ispatlamış oldunuz. Ebu Süfyan’ın karısının ırkçılığı gibi, “bizim soyumuzdan değilse söyledikleri doğru bile olsa ölmeliler, yaptıkları doğru bile olsa biz yapmıyorsak engel olmalıyız…”  Ne farkı var ki bin dört yüz yıl önceki gerici bağnaz cahiliye devrinin mantığı ile günümüzdekilerin arasında? Aynı safsata aynı söylemler, arada hiç nüans/fark yok. (Ata)larının dini, atalarının anayasası, atalarının düzeni… Kimmiş gerici? Kimmiş irticacı?

Siz, Ebu Cehilane davranın ama bu halk feraset sahibidir ve sonuç ortadadır. Öyle yüzde altmışı aptal değil, atalarının anayasasına bağlı mutaassıplara mukabil, basiret sahibi olanlardır. Yapıştırmaya çalıştığınız yafta kendi üzerinizden sökülmüştür. 

“Kalpleri dinler sağır, 
Kılavuzluk eder kör.
Dindara çağdışı der,
Çağı bilmez profesör !”

(Necip Fazıl Kısakürek)

RUKİYE YILDIZ ERDOĞMUŞ

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Kültür Sanat Haberleri