Marmara'da balık yüzde 60 azaldı

Marmara Denizi 2010 Sempozyumu'nda uzmanlar uyardı: Denizi çöp ve lağım çukuru olarak kullanıyoruz. Arıtma tesisleri şart. Aşırı ve kaçak balıkçılık engellenmeli. Boğazlar'da kazaya karşı eylem planı gerekli...

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bayram Öztürk, son 10 yılda Marmara Denizi'ndeki balık miktarında yüzde 60 azalma olduğunu belirterek, "Milyonlarca metreküp su, arıtılmadan Marmara Denizi'ne gidiyor. Arıtma tesisleri doğru dürüst çalışmıyor. Birçok tesiste arıtma cihazı bile yok. Arıtma tesisleri kurulmalı ve biyolojik arıtma yapılmalı" dedi. 

DENİZİ LAĞIM ÇUKURU YAPTIK
Türk Deniz Araştırmaları Vakfı tarafından düzenlenen "Marmara Denizi 2010 Sempozyumu" dün Yunus Emre Kültür Merkezi'nde başladı. Öztürk, en son 10 yıl önce ilk sempozyumun yapıldığını hatırlatarak şöyle konuştu: "İlk sempozyum yapıldığında bu denizde sorunlar o kadar derin değildi. Şimdi ise balıkçılık ve ekosistem için önemli bir tehdit söz konusu. Kızıldeniz kökenli canlılar daha bu denize girmemişti. Oysa artık bu balon balıklarından, deniz analarına kadar birçok yabancı tür bu denize girmiş durumda. Balıkçılıktaki kriz ise daha derinleşiyor." Lüfer balığı yavrularının, neslinin yok olması pahasına yıllardır avlandığını, orkinosların yuvalarının dağıtıldığını, kılıç, uskumru, kolyos, mersin, kalkan ve ıstakozların artık Marmara'dan çekildiğini ifade eden Öztürk, sürdürülebilir balıkçılığın yerini aşırı avcılığa bıraktığını söyledi.

"Marmara Denizi'ni derin çöp ve lağım çukuru olarak kullanıyoruz" diyen Vakıf Başkanı Öztürk, "Bu durumun önüne geçmek için hepimizin bir ortak akılda buluşması gerekiyor. Bütünsel bir eylem planı yapmak, aşırı ve kaçak balıkçılığı önlemek, özellikle gemi kökenli petrol kirliliği için tedbir almak, kıyı kullanımına özen göstermek, arıtma tesislerini tamamlamak gerekiyor. Uzun dönemli ciddi ve tartışmaya açık bir izleme projesi her zamankinden daha fazla gerekli" dedi. Marmara Denizi kıyılarının ve Çanakkale Boğazı'nın büyük bir risk altında olduğunu anlatan Öztürk, bu riskin sadece ekolojik değil, aynı zamanda ekonomik bir risk olduğunu, bu nedenle olası kaza durumunda en az zarar için hızlı bir eylem planı yapmak ve uzman yetiştirmek gerekli."

KIYILARA SÜREKLİ KONTROL
İ.Ü.Su Ürünleri Fakültesi'nden Prof. Dr. Gülşen Altuğ da yaptığı araştırmaoda Marmara kıyılarındaki bazı plajlarda enfeksiyonel hastalıklara yol açan ve antibiyotiklere dirençli patojen bakteriler tespit ettiklerini söyledi. Altuğ, kıyaların sürekli kontrolünün kritik önemde olduğunu kaydetti.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yaşam Haberleri