Müslüman vakıfları ne zaman...

Hükümet, 2008’deki düzenlemenin ardından cumhuriyet döneminde azınlık vakıflarına ait el konan ve üçüncü şahıslara geçen vakıf mallarının bedellerinin ödenmesi için çıkarılan kararname ile önemli bir adım attı. Bu durum, Müslümanlara ait el konmuş vakıf mallarının durumunu da gündeme getirdi.  Sivil toplum kuruluşları, Müslüman vakıf mallarının iadesi için de düzenleme yapılması gerektiğini kaydediyorlar.

ÖZTÜRK: “MÜSLÜMAN VAKIFLARI DA İADE EDİLMELİ”

Önceki gün resmi gazetede yayınlanan yeni kararnameye göre azınlıklar, Cumhuriyet döneminde devletin el koyduğu ve Vakıflar Genel Müdürlüğü, belediyeler, özel idare, hazine gibi kamu kuruluşlarının elinde bulunan mallarını geri aldılar. Ancak üçüncü şahıslara geçen mallarla ilgili sorun yaşanıyordu. Böylece azınlıklara üçüncü şahıslara geçen vakıf mallarının da beldelini alma imkanı doğdu. Yeni Akit’e konuşan eski Vakıflar Genel Müdür Yardımcısı Nazif Öztürk, Müslümanlar ait olup devlet tarafından el konan vakıf mallarının, azınlıklarınkiyle kıyas edilemeyecek kadar fazla olduğunu ifade ederek onlarla ilgili de çalışma yapılması gerektiğini söyledi. Öztürk, “Osmanlı’nın son döneminde Batılılaşma politikaları ile miras yedi evlat gibi vakıf mallarına el atılmaya başlandı. Özellikle Cumhuriyet dönemindeki uygulamalar tuz biber oldu” diye konutu.

“STK’LARA İŞ DÜŞÜYOR”

Müslümanlara ait el konmuş vakıf mallarının tespit edilmesi gerektiğini kaydeden Özçelik, “Hangi dönemde neler yapılmış bunlar modern teknolojik imkânlarla, arşivler taranarak araştırılmalı. Azınlıklar tabi uluslararası desteğe sahip. Sürekli bunu gündeme getiriyorlar. Müslüman vakıflarına sahip çıkan yok. Eğer sivil toplum kuruluşları bu yönde bir çalışma yaparsa hükümetin de bunu değerlendireceğini tahin ediyorum” dedi.

KURT: “VAKIF MALLARI AMACI DIŞINDA KULLANILIYOR”

Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı (TGTV) İcra Kurulu Üyesi Avukat Ali Kurt da halen Vakıflar Genel Müdürlüğü’nde bulunan ancak amacı doğrultusunda kullanılmayan binlerce vakıf malı olduğuna dikkat çekerek bunların vakfediliş gayesine uygun kullanılması gerektiğini söyledi. Kurt, “Vakıf İslam kültüründe bir malın Allah yolunda tahsisi demektir. Osmanlı bir vakıf medeniyetiydi, çok geniş birbirlerinden farklı alanlarda vakıflar vardı. Ancak Cumhuriyet dönemiyle birlikte vakıf zenginleri türedi. Tapu ve Kadastro Kanunu ile birlikte birçok vakıf malı, zilliyeti üzerinde olanların adına yazıldı. Sahipsiz kalanlar yağmalandı. 100 bin’e yakın eser var, Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devredilen. Bu süreçte inanılmaz yolsuzluklar yaşandı” diye konuştu. Kurt, yasalara göre Türkiye’de Müslümanların hala dini nitelikli vakıf kuramadıkları, ancak azınlıkların Lozan’dan kaynaklanan hakları olduğuna dikkat çekti.